Bedendeki Fazlalık// 21. Bölüm

6 3 21
                                    

Bildiğim bir yerde olmak bile o kadar güzel bir histi ki...

Tabii daha önce Aras'ın odasında bulunmamıştım ama en azından bina olarak bildiğim bir yerdi, ayrıca hemen karşısının odam olması da içime su serpiyordu. Sonunda en baştan hedeflediğimiz yerde olduğumu gördüğümde derin bir nefes aldım. Aras beklemeden bizi eski halimize getirdi. Daha fazla ayakta duracak halim kalmadığı için sendeledim, bunu gören Arya beni kolumdan tuttu ve hemen koltuğa oturttu. Bu kız hala gözüme mükemmel geliyordu.

"Nasıl hissediyorsun?"

"Bir an önce derin bir uyku çekmek istiyorum. Artıdan çok halsizim, ayakta duracak halim kalmadı."

Yakınışlarımla Arya'yı sorduğuna pişman etmiştim resmen. Neyse ki hala bana ilgiyle bakıyordu. Onu korkutmak veya endişelendirmek istemediğim için buruk bir tebessüm ettim. O da aynısıyla bana karşılık verdi. Sonra bana burada beklememi söyleyip mutfak tarafına yöneldi. Bir bardak suyla geldiğinde elinden bardağı alıp kana kana içtim. Tüm bunlar üzerine bir soğuk su iyi gitmişti. 

"Biz de iyiyiz Arya, sorduğun için sağ ol."

Aras'ın sitemiyle geri kalanlar gülerken Arya gözlerini devirdi ve yanıma oturdu. Bir şeyler konuşmak istiyor gibi bir hali vardı. Soracağı şeyleri az çok tahmin edebiliyordum fakat bunlara ayıracak halim yoktu. Her şeyi sabaha ertelemek istiyordum şu an. Bu yüzden onunla çok göz göze gelmemeye dikkat ederek etrafı inceledim. Burada ben hariç beş kişi vardı. Aras, Arya, Bora ve adını bilmediğim diğer iki kişi. Bunlardan biri Mert olmalıydı, diğeri de planı anlatırlarken ismini duyduğum Çağan olmalıydı. 

"Kayra, Mert gücünü söylesin ister misin?"

"Bu beni yoracak mı?"

"Biraz."

Derin bir nefes aldım ve başımı olumlu anlamda salladım. Her ne kadar yorgun da olsam gücümü merak ediyordum.  Bir an önce öğrenmem iyi olurdu. Ona göre plan yapar ve taktik geliştirirdim, hem nasıl kullanacağımı da tam anlamıyla öğrenmeye başlamam gerekiyordu. Bu sırada ayaklandık ve Mert ile karşı karşıya, mutfak masasında oturduk. Diğer herkes pür dikkat bizi izliyor ve Mert'in ağzından çıkan her sözü yutacak gibi duruyorlardı. Karşılıklı oturduktan sonra Mert elimi tuttu ve gözlerimin içine bakmaya başladı. O kadar soğuk bakıyordu ki bir üşüme gelmişti.

"Zamanı duyuyorsun ama yalnızca bu değil. Daha derinlerde bir şeyler daha görüyorum."

Terlemeye başlamıştım, stresten olsa gerekti. Bir günde bu kadar adrenalin ve stresten saçım beyazlasa şaşırmazdım artık. Yine de olmaması için dua etmeliydim. Onun dışında, zamanı duymak... Bu nasıl bir şey oluyordu?

"Bir dakika... Bu nasıl mümkün olabiliyor?"

"Ne oldu?"

Mert şaşkınlıkla kalakalmıştı. Yine de gözlerini ve elini benden ayırmıyordu. Ben telaşla Arya'ya bakarken o bana sakin olmamı söylüyordu dudaklarını hareket ettirerek. Aras'ın olaya el atma çabaları başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Ne olduğunu sorup duruyor ama bir türlü Mert'ten cevap alamıyordu. Mert adeta transa geçmiş gibiydi. Geçen birkaç dakikanın ardından herkes endişelenmeye başlamıştı. Olaya el atma gereği duyuyordum ama bunu nasıl yapabilirdim ki?

Aynı anda içimde kanımın kaynadığını hissetmeye başlamıştım, bu düşünce beni oldukça gerdiğinden olsa gerekti. Bir dakika... Farklı bir şeyler daha oluyordu. Zihnim bulanıyor ve karmaşıklaşıyordu. Bir şeyler görmeye başlıyordum. Yanlış anlamıyorsam bunlar bir çeşit DNA idi. Peki neden bir anda bunu görmeye başlamıştım? Neler oluyordu?

Denek - 138Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin