12

15 3 141
                                    

$$$

Bakışlarımı kapıdan çektim. Hızlıca yatağımın üstündeki ceketini ve T-shirt'ünü alıp göğsüne çarptım.

"Dolaba gir!" Dedim kısık ve telaşlı sesimle. O ise gözlerini kocaman açmış kaşları da havalanmıştı.

"Yağmur!" Sesin kaynağı Sedef!

Onu itekleyerek dolabımın önüne kadar getirdim. Hızla dolap kapağını açtım ve içine girmesini sağladım.

"Ses çıkarma!" Dediğimde kafasını salladı. Dolabın kapağını kapatıp hızla kapıya ilerlerken zaten biri benim yerime kapıyı açmıştı. Sedef.

"Neden ses vermiyorsun? İki saattir sesleniyorum."

"Duymadım." derken zar zor gülümsedim. Bu durumumdan şüphelenmiş bir şekilde bana bakmaya başladı. Ardından odada göz gezdirirken ve içeriye adımlarken konuştu;

"Eve erkek mi attın sen?" Dedi şüpheli ses tonuyla.

"Ne?! Ne saçmalıyorsun? Ben eve erkek atacağım ve sana haber vermeyeceğim? Saçmalıyorsun, hahaahaha!" Diye saçma bir şekilde güldüm. Ama o daha da çok şüphelenmişti.

"Parfüm kokuyor." Şu an ki halini görseniz. Sanki dedektif, ve şu an da burada seri katil varmış gibi davranıyor.

"Kokamaz mı?"

"Erkek parfümü."

"Şey o ya... şey.." diye düşünmeye başladım ve o da bana dönüp sordu;

"Ney?"

"Seung-min'in kullandığı bir parfüm, yurt dışından getirttim." Diye gülümsedim.

İyi yırttın he.

Sağ olasın iç sesim.

"Iyy! Zaten yüz tane parfümün yok mu? Ne diye yeni alıyorsun? Bir oda dolusu oldu Yağmur, bir oda."

"Az bile. Hem güzel kokmuyor mu? Aşkım benim onun parfüm seçen ellerini yesinler!"

"Abartma Yağmur."

"Aman, sen de sevmiyorsun diye kimse sevmesin istiyorsun." Diye yüz yaptım.

"Neyse neyse, çok önemli bir şey anlatmam lazım!" Diye heyecan yaptı bir anda. Yatağıma oturduktan sonra konuşmasını bekledim.

"Ben galiba aşık oldum!"

"Yaa, ne diyorsun, sevindim." Dedim sahte bir heyecanla.

"Kime diye sormayacak mısın?"

"Kime?"

"Alpe-" hızla ağzını kapatmış diyeceği şeye engel olmuştum. Salak bu kız, gerçekten. Gerçi, nereden bilecek bunu söylerken kuzeninin hemen ilerisinde ki dolapta olduğunu.

Elleriyle elimi ittirmeye başladı ve konuşmaya çalıştı;

"Yo, kozım napoyorson yo?!"

"Sus!" Elleriyle elimi çekince tekrar konuştu;

"Bırak! Noluyor sana be? Bu hareketler, bu tavırlar falan?!"

Gözlerim dolapla Sedef arasında gidip geliyordu. Ağzımı açıp bir şeyler söylemeye çalışıyordum.

"Ya şey.. biraz bahçeye mi çıksak ben daraldım."

"Ne oldu? 'Kocam da kocam' diye her yerde gezdiğin adamın iki saattir övdüğün parfümü seni boğdu mu?"

Hayır, her yerde Tilki hakkında 'kocam da kocam' diye gezmiyorum, yanlış anlamayın.

"Ne alaka be? Ayrıca, o parfüm yaşatır, öldürmez."

Geleceğin KahramanlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin