3

19 10 46
                                    

İlk bölümler sarmıyor gibi ama birkaç bölüm sonra sarmaya başlayacak.

iyi okumalar!

$$$

Ne olduğunu anlamaz gözlerle tekrar telefona döndüğümde defalarca çalmaya devam ediyordu. Kafamı geri kaldırıp evin çatısına baktığım da bir kişinin de oraya doğru baktığını fark ettim ve bu sefer kafamı o kişiye çevirdim. Tolga...

Tolga hızlıca evin arkasına ilerlerken bana doğru adımlayan Ege'yi gördüm.

"Gitmemiz gerek!"

"Neler oluyor? O da kim?"

"Soru sorma hadi gidelim!" dedi eliyle dirseğimden tutup çekiştirirken.

"Sedef gelmedi daha."

"Şu an tehlike olan biziz Sedef değil!"

"Umurumda değil, Sedef'siz gitmem!" dedim kolumu sertçe çekerek.

"Yağmur!"

"Ne olduğunu bile bilmiyorum, o yüzden benden böyle bir şey isteme!"

"Tamam, Sedef'i bulunca gidiyoruz."

"Hayır, Tolga'yı gördüm arka bahçeye ilerlerken. Başına bir şey gelebilir."

"Tehlikede olabiliriz ve sen tehlikeye daha da çok yaklaşmak istiyorsun! Buna izin veremem!"

Biz konuşurken diğerleri etrafta koşuşturup bağırıyorlardı.

"Bunun için doğdum belki de. Tehlike de tabii ki de olacağız çünkü diğerlerini tehlikeden bizim kurtarmamız gerek! Tolga'yı da!"

İkimiz de gelen seslerle villanın olduğu yere döndük. insanlar çığlık atıp duruyordu çünkü az önce çatıda gördüğüm kişinin elinde bıçak vardı. Ve insanlar ondan kaçıyor. Tolga yoktu ve elinde bıçak olan kişinin bize doğru ilerlediğini fark etmemiz uzun sürmemişti.

"Gidiyoruz!" dedi Ege.

"Ama Sedef!"

"Sence şu an Sedef mi tehlike de biz mi?!"

Dediğinde sessiz kaldım ve etrafıma baktım. Ama Sedef yoktu. Bir anda omuzumda hissettiğim el ile arkamı döndüm.

"Yağmur!" endişeli bir ses ile konuşmuştu Sedef.

Sonunda! Sedef gelmişti!

Ege'ye döndüm "Gidelim!" dedim.

Elinde bıçak ile bize ilerleyen kişi biraz daha yaklaşmıştı bize. Fakat hala uzaktaydı. Ve yüzü hiçbir şekilde gözükmüyordu.

Ege benim elimden tuttuğunda ben de Sedef'in elinden tuttum. Arkamızı dönmüş koşarken kapının, siyah şapkalı kişinin tarafında kaldığı için evin etrafında boyumuzu aşmayan demirliklere ilerliyorduk. Demirliklerin olduğu bölgeye geldiğimizde hepimiz durduk ve gözler üstüme dikildi.

Ege, "Önce sen." dedi. Sedef'e döndüğümde o da kafasını salladı. Vaktimiz olmadığı için onayladım.

Bir bacağım arkada ellerim önümde atlamaya hazırlanıyordum. Koşarak demirlerin üstünden atladım. Bir dizim ve yumruğum yerde olacak şekilde hiç yara almadan neredeyse üç metrelik yerden atlamıştım.

İyi de Sedef buradan nasıl atlayacaktı?!

Ayağı kalkıp arkama döndüğümde şoka uğradım. Sedef Ege'nin kucağındaydı ve ona sarılıyordu, zarar görmemek için. Ege iki ayağını da yere bastığın da, güvenli bir şekilde inmişlerdi.

Geleceğin KahramanlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin