"Davulumun ipi kaytan
Kalmadı sırtıma mintan
Verin şehzadeler bahşişim
Alayım sırtıma mintan.."Bütün bakışlar kapıya doğru yönelince Gazinin davuluyla giriş yaptığını gördü, iki şehzade, Nilüfer ve Gonca. Çardakta oturuyorlardı akşamın serinliğiyle..
" Yarın bayramdır Gazi Alp! Ne deyü davulunla dolanırsın böyle?" diye seslendi Orhan.
Gazi tokmağını ciddiyetle kaldırdı havaya, cevabı hazırdı elbette.
" Mânimi işitmez misin Orhan bey! Elbette bayram olduğunu bilirim, ben bahşiş isterim, bahşiş!" dedi davuluyla yeri göğü inleterek
" Ben senin davul sesini heç duymadım Gazi Alp..yoksa arada kaytatırır mıydın? dedi Orhan sırıtarak
" Yok ağabey! Gazi Alp bizim kapının önünde mâni dökmekten size uğramazdı herhal? Yoksa Goncaya döktüğü mânileri duyaydın ilk önce sen kalkardın.. dedi Alaeddin ciddiyetle
Gazinin umrunda değildi Alaeddinin söyledikleri, keyfine diyecek yoktu. Goncaya yazdığı mânileri her gün kapının önünde söyleyen de Şehzadeyi en sonunda sinirlendirmiş, kovulmanın eşiğinden dönmüştü.
Tekrardan bir mâni patlattı ortaya
Bak geldi etli dolma!
Çok yiyip göbek salma..
Şehzadenin boynu uzun aklı kısaa,
Aman Goncaya bulaşmaa!Davulunun sesiyle de pek güzel ritim tutturmuştu Gazi.
Herkes hep bir ağızdan kahkaha atmış en çokta Gonca eğlenmişti bu maniyle. Alaeddinin pek hoşuna gitmese de Goncanın kahkasıyla o da keyiflenmişti.
" Bakarımda senin dilin pek kuvvetlidir Gazi Alp, olmassa seni Alaeddin bey gibi medreseye verelim ha!
" Olmaz, diye öne atıldı Gazi.
Ben babam gibi cenge gidecem, Osman Bey'in alplarından olacam!Goncanın pek hoşuna gitti bu sözler.
Yanına çağırdı Gaziyi, çantasından bahşişini çıkarıp eline tutuşturdu." Alasın bakalım.. bu Ramazan bizi çok uyandırdın, hakkındır.."dedi gülümseyerek
" Var olasın Gonca hatun, bunlarla kendime gerçek kılıç alacam, bu tahta kılıçlar pek bi eskidi gayrı!"
Bu sefer de Alaeddin yakınlaştırdı Gaziyi, dizine oturttu.
" Alasın... dedi kesesinden çıkarttığı parayı gösterek.
" Dilimiz keskindir amma kılıcımızda onun yanında kör kalmaz Gazi Alp, dedi sırtına hafifçe pat patlayarak.
Gazinin gözü hâla kesedeki diğer paralarda olsa da şehzadenin dediklerine kulak vermiş başıyla da onaylamıştı söylediklerini.
Sıra Orhan beye gelince iyice yanaştı, diz çöktü Orhanın yanına. Amma çıkarttığı para istediği kadar olmayınca söylenmeye başladı.
" Ohooo oo! Şehzadem! Sizde pek bi cimri çıktınız, nedir bu verdiğiniz paralar? Ben bunlarla kılıcımın kabzasını dahi alamam!
Orhan elini keseye daldırdı bu sefer, Gazinin eline dolusun dolu para yığdı
" Bu paralar sana feda olsun Gazi! Yeterki istediğin kılıç olsun"
Gazinin elindeki paraları görünce gözleri parladı.
" Orhan beyim bunlar benim midir gayrı? Osman beyden dahi bu kadar para almadım ben" dedi ağzı kulaklarında.
" Senindir.. dedi omzunu sıvazlayarak Orhan
Gazi paraları alınca ayaklandı, sevinçle, koşarak saraya geçti, gözü Nilüferin vereceği parayı bile görmemişti. Bu para ona yeterde artardı bile...