part 25

952 42 8
                                    

Kaç gündür saraya ne gelen vardı ne giden ıssız bir yere dönüşmüştü âdeta Alaeddinsiz saray, 3 gündür vazifedeydi şehzade...

Canından bir parça olmuştu artık Medreseli, onu daha fazla özlüyor daha fazla merak ediyor daha fazla yanında olmak istiyordu
Hoş.. Alaeddinde Goncadan farklı değildi.

Camın kenarında bir eli yanağında oflayıp puflayan Gonca, Şehzadeyi aklından çıkaramıyordu bir türlü. Kiteyi almak güçtü lakin onu elinde tutmak daha bi güçtü.

Kite'nin etrafında Bizanslı askerleri görününce Osman bey tezden tedbir almıştı Kite'nin güvenliği için, Alaeddini görevlendirmişti bu vazifeye.
Ne vardıki erinin yanında gitse yanı başında dursa ama Alaeddin olmaz demişti, ne yapıp etse de ikna edememişti Şehzadeyi.

" Alaeddin nolur bende geleyim he?, diye yalvarırcasına sordu Gonca

" Goncam etme gülüm, sen burda güvende kal , yorma o tatlı canını hemi?"

Ne zaman dönecen diye sorsada net bir cevap alamamıştı şehzadeden. Ellerine tutundu son bir kez, alnını Goncanın alnına yaslayan Alaeddin bir nebzede olsa Goncayı rahatlatmaya çalıştı.

" Sen benim yurdum, sen benim can suyumsun Gonca... Bu can bu bedenden çıkana dêk sen benim yurdum olarak kalmaya devam edeceksin..

" O yurt bensem eğer, sende o yurdun ırmağısın, toprağısın Alaeddin ; o yurdu var eden her şeysin benim için

" Öyle ya.. O içindeki ırmaklar bi hayli deli akar, görürüm

Bu sözler bir nebzede olsa güldürmüştü Goncayı

" Aksın... İsterse taşşın suları, o yurt yine de onu sevmeye devam eder.

Gözleri gülen Şehzade, Goncanın ellerinden uzunca öptü

" Allah'a emanet ol Goncam

" Sende Alaeddin, Allah'a emanet ol

Alaeddin odadan uzaklaşırken Gonca yine derin düşüncelere dalmıştı.
Gündüz beyin alpları yetersiz kalmayaydı gitmezdi zaten diye düşünüp durdu amma tedbir önemliydi.
.
.

Ama neyse ki bugün dönecekti Alaeddini, Osman bey mübarek Ramazan ayının ilk gününde sofrasında görmek isterdi evlatlarını.
Evlatları ya! Osman bey Orhan beyi de Atranos kuşatmasının başına ordu komutanı olarak vazifelendirmisti. Şimdi kaleyi almasalarda İmren Teginin elini kolunu bağlamak Osman Bey'e kolaylık sağlayacaktı.

Nilüfer de üzgündü kesin, diye düşündü Gonca
Baktı duramıyor sarayda, Nilüferide alıp pazarın yolunu tuttu, o Maria denen prensesten ses soluk yoktu şu sıralar, kontrol etmekte fayda vardı.
.
.

" Mallarımı kontrol ettiniz! Hiçbir şey yoktur kumaştan başka işte!

" Hayırdır prenses! Ne bu bağrış çağrış

Prensesi âniden bir telaş basmıştı Goncayı görünce, her şeyi mahvedebilirdi şu an.

" Yeni mallar getirttim lakin alplarınız kumaşları harap etti kontrol ederken

" Alpların görevidir bu, kapıdan geçen her mal kontrol edilir prenses!

" Baysungur bey! Burda küpler vardır, diye seslenen alplardan biri prensesi epey endişelendirmişti.

" Getiresin! İçinde ne varmış bakalım.

Gonca arabanın yanına yaklaştı, küplerden birini eline aldı, açtığında paradan başka bişey görmedi ilk önce lakin farklı bir koku geliyordu küplerden, paraları boşaltanda dipteki toz barut her şeyi anlattı ona.

algon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin