part 36

435 30 6
                                    

 ...

KİTE

Alaeddin atından iner inmez yanına varan bacısına telaşlı gözlerle baktı. Her vakit konuşan bacısı imdi susar olmuştu. Ne diye öyle ağlamaklı hâlde bakardı imdi?

" Fatma bacım! Diyesin hayde? Nedir diyeceğin önemli haber?" dedi sabırsızca artık.

" Ağabey..." dedi yalancı gözyaşlarıyla.

" BACIM!" dedi kolundan kavrayarak. Epey telaşlanmıştı artık. Karnındaki ağrılar daha da artmıştı.

" Gonca..."

" Nolmuş Goncaya?"

" Yaralıdır ağabey.."

Gonca lafını duyar duymaz kaleye doğru yol almıştı bile Alaeddin. Peşinden koştu Fatma da. Koridorun uzun ince duvarlarında epey korkuttu ağabeyini durmak bilmeyen sözleriyle.

" Derin yaraları vardır.. ee çokta kan kaybetti" diye de yangına son körüğünü de attı Fatma.

" Sen ne dersin bacım! Kim etmiş? Nasıl olmuş? Benim niye haberim yoktur!"

" Ee sen vazifedeydin ağabey ondan..."

" Nerdedir Gonca Şifahanede mi?"

" Yok! Sizin odanızda.."

" Ne deyu bizim odamızda Fatma! " dedi lakin Fatma ortalıktan kaybolmuştu bile. Aldırmadan devam etti korkuyla. Zira kaybedecek zamanı olmadığını bilirdi.

Kapıyı var gücüyle açtığında ilk önce yatağına gitti gözleri. Lakin yatak bomboştu, kimse de yoktu etrafta.

" GONCA!" dedi sanki çağırdığında gelecekmiş gibi.

Geldi de...

Şehzadenin arkasından sarılıverdi sımsıkı. Ellerini göğsünde bağladı özlemle.

" Alaeddinim?" dedi sevinçle.

Göğsündeki elleri, sırtındaki sıcacık gömülü başını hissedende kendini rüyada zannetti Alaeddin. Elleri boşaldı, sendeledi göğsündeki elleri sımsıkı tutarken. Döndü lakin nasıl döndü bilmezdi, sâde Goncanın sağ salim bedeni alâkadar ederdi Alaeddini.

Alnından çil çil damlayan terler, gözlerindeki korku Goncayı epey pişman etmişti şimdiden.

Tekrar yavaşça boynuna sarıldı bir nebzede olsa sakinleştirmek için. Tamam, telaşe edeceğini bilirdi de bu kadar olacağını tahmin etmezdi. Fatma yine bildiğini okumuştu işte! Epey korkutmuştu erini...

Onun için su doldurmaya giderken bile peşi sıra vardı yanına. Hâla bi donukluk vardı, kendine gelebilmiş değildi. Eline verdiği bardaktan bir yudum anca içti.

" Alaeddin?"

Avel avel Goncaya bakındı bir süre. Güzel oyuna gelmişti bacısı ve hatunu tarafından. Kendisini en hassas noktasından vurmuşlardı.

Goncasından...

Amma bunun acısını fena çıkaracaktı.
Oyuna gelmek ne demekmiş öğretecekti ikisine de. Özellikle de bacısına...

" Aleaddin, yemin olsun Fatma'nın bu kadar abartacağını bilseydim etmezdim böyle bişey "

Ayaklandı şehzade karşındaki Goncanın gözlerinin içine bakarak. Halen titreyen elleriyle bütün vücudunu yokladı bir bir. Yanaklarında, boynunda ve dahi dudaklarında gezindi korkuyla elleri.
Hiçbir şeyi olmadığını kanaat getirince alnından öptü uzunca.
İyice çekti kendine belinden kavrayarak.

algon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin