part 39

581 31 14
                                    


Sabahın bu vaktinde ne ebenin ne de Yakup Beyin geleceğinden haberdizdi Alaeddin. Bir yandan içerideki hatununu bekliyor bir yandan da saraydaki koşuşturmayı izliyordu hayretle. Osman Bey'le Yakup beyin arası her ne kadar soğuk olsa da dünürlerdi sonuçta. Kızını görmek için geleceğini haber salmıştı.
Ve dahi torunu olacağını öğrendikten sonra sorun çıkarsa da daha bi geçimli davranırdı Osman beye karşı artık. Mehmetle olan ittifakı da gözünden kaçmamıştı zaten.

Alaeddin bir sorun olmayacağını düşünerek Goncasına odaklandı sadece. Ne vakittir içeridelerdi. Kapının etrafında dört dönmeye başladı.

" Hayde amma!"

" Sabret, çıkarlar birazdan" dedi ardından gelen Nilüfer. Kucağında bebesiyle hava almaya çıkmıştı.

Alaeddin hem gülümsemiş hem de başıyla onaylamıştı Nilüferi. Kucağındaki Süleyman sesler çıkartınca dikkatini çekti.

" Sağlığı sıhhati eyidir hemi Nilüfer? Eğer bişey olursa çekinmeyesin.."

" Çok şükür iyidir sağlığı. Sağ ol Alaeddin" dedi minnetle.

Alaeddin Süleymanı almaya yeltenince kucağına uzattı.

" Maşallah. Pekte usludur ha?"

" Artık kime çektiyse!" diye duvarlarda yankılanan sesle Orhan'a döndü Nilüfer.

" Ee kime çekecek? Emmisine çekmiştir pek tabii" dedi Alaeddin.

" Sana da çekmiştir elbet amma en çok babasına çekmiştir benim evladım Alaeddin."

Nilüferin kahkahası Orhanın yüzünü düşürse de aldırmadı hiç.

" Annesine çekmiştir benim oğlum " dedi kendinden emin bir şekilde. Alaeddinin kucağından aldı Süleymanı.

" Bu mevzu çok uzayacağa benzer en iyisi Alaeddine benzesin hemi Nilüferim?"

" Öyle olsun" dedi Nilüfer.

Bu meselenin Alaeddinle sonuçlanması pek hoşuna gitti. Yüzündeki bilmiş sırıtışla açılan kapıya yöneldi Alaeddin. Önce ebeye sonra da anasına yöneltti bakışlarını.

" Müjdemi isterim Alaeddin bey, hayırlısıyla iki evladınız olacak" dedi ebe.

Ağzı açık kaldı bir anlığına Şehzadenin. Elleri havada kaldı şaşkınca.

" Ana? Ne der işittin mi? İki evladın olacak der.." diye sarıldı anasına şehzade.

" He ya oğul! İki torunum olur, duyasın."

Başını anasından kaldırır kaldırmaz içeri geçti Alaeddin. Yatakta elbisesini düzelten hatununa kaydı bakışları. Belinden kavrayıp sardı bedenini sıkıca. Boynuna gömdü başını, küçük küçük öptü heyecanla.

" Alaeddin? Bi durasın. Boğacaksın beni."

Kollarını gevşetti Alaeddin. Ellerini yüzüne götürdü, avucunun içine alıverdi minicik suratını.

" Goncam? Doğruymuş ha? Benim iki evladım olacakmış değil mi?"

" Doğruymuş Alaeddin, doğruymuş." dedi kocaman gülümsemesiyle. "Allah bize biri çok görmezken iki taneyi nasip etti Alaeddin.."

" Öyle gülüm, öyle güzelim..."

Gonca heyecanla Alaeddinin elini karnına götürdü.

" Biz gayrı bir aile olduk Alaeddin. Hem de bütün zorluklara göğüs gererek. İyisiyle kötüsüyle, küslüğüyle, barışıyla. Her şeyiyle..."

algon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin