19. Bölüm (Final)

50 4 10
                                    



Hyunjin gelen ses ile uyandı. Alarmı çalıyordu.

Alarmı kapatmak için telefonunu eline aldı. Alarmı kapatınca gelen kilit ekranındaki tarihe baktı. Felix'i kaybettikten sonra sonsuza dek sürmesini istediği uykunun aslında ne kadar kısa sürdüğünü öğrenmek istedi.

Bir saniye... Ne?

Tarih okulun ilk gününün tarihini gösteriyordu.

Hayır bu olamazdı. Hyunjin bir rüya görmüş olamazdı. Bu kadar uzun bir rüya da olamazdı zaten.

Bileğini sıktı ve canı acıyınca bunların hiç birini yaşamadığını fark etti.

Felix'i hiç tanımamıştı. Onunla hiç sevgili olmamıştı. Onunla bu mükemmel anların hiç birini yaşamamıştı.
Ama tek bir şey için mutluydu;
Felix bu acıların hiç birini çekmenişti.

Bunları düşünmeyi bir kenara bırakıp hazırlanmaya çalıştı ama bu düşüncelerinden asla kurtulamıyordu Hyunjin.

...

Hazırlanıp okulun yolunu tuttu.

Birkaç dakikanın ardından okula vardı. Hyunjin okula genelde erken gelirdi. Dersleri 09:00'da başlıyordu ama Hyunjin okula 07:40 gibi gidiyordu.

Bu gün biraz daha geç gitti okuluna. Saate baktı. 08:12. Sınıfına girdi ve bir sıraya oturdu.

Montunu sınıfın dolabına asarken sınıfa birinin daha geldiğini fark etmedi.

Montunu astı ve sırasına geçerken yeni gelen çocuğu gördü.

Bir saniye.. Bu olamazdı. Hayır Hyunjin hayal görüyordu, hayır görmüyordu.

Karşısında gördüğü yüz, Felix'in yüzüydü.

Felix ise onun yanına geliyordu.

"Selam. Birlikte takılabilir miyiz?"dedi Felix.

"Olur tabii"

Hyunjin garipser bir şekilde sordu;

"Hey! İsmin ne senin?"

"Felix. Peki ya sen?"

"Ben Hyunjin."

"İsmin bana çok tanıdık geliyor" dedi Felix.

"Sana sarılabilir miyim?"

"Eeee, tabi sarılabilirsin" dedi Felix tekrardan.
Hyunjinin onu birine benzettiğini düşünüyordu. Bu sebeple izin vermişti ona.

Ama ismi nerden tanıdık geliyordu? Felix'in Hyunjin adında bir tanıdığı yoktu. Ya da o öyle sanıyordu. Ne bir arkadaşı, ne bir aile üyesi Hyunjin adına sahip değildi.

Hyunjin Felix'in boynuna atladı. Felix ise sanki yıllardır bu kişiye hasret kalmış gibi ona sarıldı.

"Seni çok seviyorum Lix"

Felix bu duyduğu işe şok oldu. Sanki dejavu yaşıyordu.

Aklına geldi bir anda; o da Hyunjini tanıyordu.
O da aynı rüyayı görmüştü.

"Seni seviyorum sevgilim. Ben onca şey yaşadım. Seni onca süre kendime hasret bıraktım. Ama bak, şimdi buradayım. Süt almak için evden çıktığımda benim öldüğümü sandın ve bana yeteri kadar sarılamadın o gün. Ama bak, şimdi tekrardan burdayım. Bana istediğin kadar sarılabilirsin sevgilim. Sana o kadar acı çektirdiğim için özür dilerim. Evet hepsi bir rüyaydı. Ama sabah kalktığımda kollarımda gördüğüm yaralar, rüyamda Jeongin'in beni yaraladığı yerlerde. İstersen kendimizi kandırmayı bir kenara bırakalım. Bu yaşadıklarımız sıradan bir şey değildi bence. Bence biz öbür dünyada ruh eşlerimiz olarak birbirimizi bulduk ve bu dünyada yaşayacaklarımızı bir rüya şeklinde gördük. Şimdi seni kendime hasret bırakmadan seninle mutlu birer sevgili gibi ömrümün sonuna kadar yaşamak istiyorum. Lütfen kabul et bu teklifimi."

Hyunjin çok şaşırmıştı. Felix'in ona söylediği her şeyi yaşamıştı çünkü. Onun da dediği gibi bu sıradan bir rüya değildi. Bu bir haberdi onlar için, bir uyarıydı bu. Onlara gelecekte ne yapıp yapmamaları gerektiğini anlatan bir rüyaydı bu.

"Seni çok özledim sevgilim. Senin için çok korktum. Yaşadıklarını görünce benim canım yandı. Evet, teklifini kabul ediyorum. Seninle ömrümüzün sonuna kadar mutlu birer sevgili olalım. Ama eğer rüyamızda gördüğümüzün tam tersine, ben senden önce ölürsem beni unutma. Sadece seni benim gibi seven ve mutlu olabileceğin birini bul."

"Sen de aynı şekilde Hyunjin. Eğer ben senden önce ölürsem sen de beni unutma ve kendine seni benim kadar sevebilecek, mutlu olacağınız birini bul."

"Sen nasıl istersen Lixim"

"Söz ver Hyunum"

"Söz sevgilim"

___________________________________

İlk defa fic yazdım umarım güzel olmuştur ve hoşunuza gitmiştir. Görüşmek üzereee...

Arkadaşlıktan Fazlası /HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin