Aradan 4 gün geçmişti, çıldırmak üzereydim eski bağlantılı olduğum insanlarla tekrardan görüşmüştüm, ama ne bi iz ne de bi delil vardı.
Ailem hem sakin olmamı, soğukkanlı olmamı ısrarla söylüyolardu, ama benim ne yaşadığım şeyi ne de yaşadığım duyguları anlamıyorlardı.
"Oğlum hadi lütfen ye şu yemeği." Sabahtan beri birde başımda yemek ye diye dolanıyolar, ama miğdem almıyo yediğim zaman hemen kusma hissiyatını kapalıyorum.
"Baba! Yeter artık anlamıyomusunuz? İstemiyorum diyorum!" Babam sıkıntıyla nefes vermişti, anlamadığım birşey vardı annem ortalarda hiç gözükmüyodu.
Etrafa göz gezdirmiştim yine, tamam 5 yaşında bir çocuk değilim ama bu zor günümde yanımda anneminde olmasını isterdim.
"Oğlum! Artık kendine gel! Yemek yemen lazım, bak hastanelere düştün!" Evet birde bu vardı, "Baba anlamıyorsunuz! Miğdem almıyor yediğim zaman miğdem bulanıyor!"
İsyanıma karşı hepsi göz devirmişti "Ah mark ah" babamın sitemli sesine, göz devirmiştim.
O sırada kapı açılmıştı, gelen kişiye baktığımız zaman parsdı "çıkış işlemlerini bitirdim, birde doktorla konuştum eğer daha fazla böyle düzensiz azcık azcık yemek yerse hergün hastaneyi ziyaret edeceğini söyledi."
Sıkıntıyla nefes vermiştim, beni anlamadıkları için "Neyse ney, artık çıkalım daha araştırmam gereken şeyler var." Evet evet şu 3 gün içinde eski hayatıma dönmeye başlamıştım bile.
3 gün içinde çoktan namın eskisi gibi duyulmuştu, duyulmasıylada bir düny tehdit mesajları gelmişti.
Arabaya doğru giderken ayaz konuşmuştu "Mark, ne kadar araştırırsak araştıralım hiçbir bilgi yok elimizde, siktiğimin kişisi kendini çok iyi gizliyo." Sinirle saçlarımı çekmiştim.
"Oğlum, sakin ol ne olursa olsun milanı bulucaz." Babama baktığımda gözlerinde hiç görmediğim öfkeyle bakıyordu.
Aslında sadece babam değil abimlerde öyle bakıyordu.
—————————
Odamdaydım, gelir gelmez odama gitmiştim
Şu an dmitri olsaydı bunların hiç biri olmazdı, şu an rusyada mutlu, huzurlu bir hayat yaşıyor olabilirdik.Telefonumun çalması ile hemen düşüncülerimde çıkmıştım, arayan kayıtlı olmayan numaraydı, hemen açmıştım "alo?"
"Merhabalar Turkcellden arıyorum-" sinirle telefonu duvara fırlatmıştım.Odada dört dönmeye başlamıştım, o sırada kapım çalınmıştı, "Gel!" Gelen kişiye bakmamıştım bile, babam ve abilerimdi.
Babam konuşmuştu "Bir şeyler bulduk." Hemen odada dönmeyi kesmiştim, ciddiyetle babama bakmıştım. "Nasıl? Neler buldunuz?"
"Nerdeyse milanı götürebilicek olan yerlerdeki tüm kameralara baktık, en sonunda bulduk, siyah bir aracın içindeydi milan, ayrıca plakayıda aldık." Miraçın konuşmasıyla ona minnetle bakmıştım.
Günler sonra bir ipucu bulmuştuk, küçük bir ipucuydu ama bizim için bir umut olan ipucuyudu "Tamam o zama plakada var elimizde bulmamız artık 10 dakikamızı almaz?" Pars sıkıntıyla nefes vermişti.
"Plaka sahte." Sinirle soluk vermiştim, babam konuşmuştu "Ama şanslıyızki milanın götürüldüğü yer tek bir yere gidiyor, o da ormana."
"Bu da ormanda bir yerlerde olduğunu kanıtlar." Ayazın konuşmasıyla ona hak vermiştim. "Tamam o zamna, vakit kaybetmeyelim hemen çıkalım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mark (gerçek ailem)
Teen FictionÜvey babasının intikamını almak için yer altı işine bulaşan bir genç ve mahvolan hayatı.