★ YENİ PROFESÖRLER★

46 6 11
                                    

Tren için kalkmama 1 saat kala dalabildim uykuya. En sonunda Regulus'un sesiyle kalktım. Nasıl giyindim üzerimi, nasıl indim kahvaltıya haberim yoktu.

Trene biner binmez uykuya daldım, ve şimdi biri beni okula taşıyordu.

Gözlerimi zorlukla açtım, karşımda ki Remus'tu.

"Remus?" Dedim uyku sersemi halimle.

"Uyu, seni odana götüreceğim."

"Seçme?"

"Katılmak zorunda değilsin."

"Katılmak istiyorum, indir beni."

"Umarım seni taşıyamayacağımı falan düşünmüyorsundur Lyra." Dedi Remus.

"Ondan değil, ortak salona böyle girmemiz tuhaf olur, profesör."

"Haklısın, kapıya gelince inersin. Daha kendine gelmemişsin belli. Yere düşersin sen böyle." Kafamı salladım. Beşi beni çok partiden toplamıştı, uykuluyken çok sakardım. Hatta bir keresinde Remus'u da düşürmüştüm.

Kapının önüne geldiğimizde Remus beni yavaşça yere indirdi.

"İyi misin?" Diye sordu.

"Evet, teşekkür ederim, yani taşıdığın için."

"Sen değil siz. Profesörün olduğumu unutuyorsunuz bayan Black."

"Ah, sen de mi Remus?"

"Ceza mı almak istiyorsun? Diğer öğrenciler varken böyle hitap edemezsin."

"Yokken?" Dedim merakla.

"O zaman istediğini de, sonuçta arkadaşımsın. Regulus'ta dahil." Dedi.

"Bunu duyduğuma sevindim, benden nefret etmemen güzel."

"Senden neden nefret edeyim?" Bir şey diyemedim ama koluma gitti elim.

"Kimse kimseden olmak zorunda olduğu biri için nefret etmez. Özellikle de ben." Kurt adam olduğu için böyle söylüyordu.

"Her dolunayda, ben hâlâ burdayım aylak." Dedim yerime ilerken, seçme başlamamıştı. İlk önce Dumbledore'un konuşma yapması gerekiyordu. Remus'ta hızlıca yerine oturdu.

"Yeni bir döneme başladık. Ve üç yeni profesörümüz var. Karanlık sanatlar; Remus Lupin, iksir; Severus Snape, uçuş; Sirius Black." Dedi ve bir kaç saniye sonra devam etti. "Onlar yeni mezunlarımızdan. Bu yüzden iyi anlaşacağınızdan eminim. Seçme başlasın o halde!"

Sirius Black? Yanlış duymuş olmalıyım, o masada ki abim olamaz.

"Regulus?" Dedim.

"Evet ben de görüyorum."

"Bize söylemedi." Dedim sorarcasına.

"Evet."

"En azından burada güvende olduğu kesin." Dedim biraz olsun rahatlayarak.

Seçmeye asla odaklanmadım, yemeklerden her hangi birini de yemedim. Regulus zorla bir şeyler yedirmişti ama ne yediğimi bile bilmiyordum.

Yemeğin yarısında kalktım. Odama gittim, zaten uykum vardı. Ama yine yatağa girer girmez göz yaşlarım akmaya başlamıştı.

Kapı çaldı, Regulus ile aynı oda da kalıyorduk, anahtarıda vardı. Niye kapıyı çalıyordu bu?

"Kapıyı açmayacak mısın?" Evet, Snape'in sesiydi.

İstemsizce kapıya yöneldim.

"Ne var Snape?"

"Bir profesörle böyle konuşmak hiçte saygılı bir davranış değil."

"Bir profesörün öğrenci yatakhanesine girmesi de mantıklı değil. Defol git."

"Bir şey iletip gideceğim. Burada duracak halim yok."

"Söyle." Dedim sabırsızca.

"Dumbledore'a bilgi sızdırdığınızı biliyorum. Sen ve Regulus'un." Belli etmemeye çalışarak hemen konuştum.

"Bana bu saçmalıkları anlatmaya mı geldin?"

"Aptala yatma. Ayrıca ben de aynısını yapıyorum."

"Ne?" Dedim şaşkınlıkla.

"En başından beri."

"Ben niye bilmiyorum? Dumbledore bir şey söylemedi."

"Daha yeni ölüm yiyen oldunuz, gücün cazibesine kapılıp beni de ifşa etmenizden korkuyordu. Ama artık öğrenmenizde bir sıkıntı yok. Aynı amaç için çalışıyoruz."

"Regulus biliyor mu?"

"Hayır sen ona anlatırsın, ben gitsem iyi olacak. İyi geceler." Dedi gitmeden önce.

"İyi geceler." Dedim ve kapıyı kapattım.

Daha neler duyacaktım acaba?

Yakında lord gelip ben Dumbledore'a aşığım derse şaşırmazdım.

Tamam, oldukça şaşırırdım aslında. Ama böyle bir şey olmadığı zaten kesindi.

Ne saçmalıyorum ben?

Düşünmeyi bırakıp yatağa girdim. Yorganı üstüme çektim ve ağlamamaya çalışarak gözlerimi kapattım.

Sanırım Snape çokta kötü biri değildi. En azından artık gerçekten ölüm yiyen olmadığı kesindi. Keşke bunu en başta bilseydim, ona bu kadar kötü davranmazdım.

Çünkü ölüm yiyen olduğu için ona iğrenç davranmış ve sürekli aşağılamıştım.

Sanırım artık bir özür borcum vardı. Abim ondan özür dileyeceğimi duysa "Iy, sümsükle muhattap mı olacaksın?" Derdi.

Bu grupla Severus'un düşman olmasının nedeni James'ti. Severus, Lily'e aşık olduğu için ondan nefret ediyorlardı. Aslında ölüm yiyen olduğunu öğrenene kadar benim onunla pekte sıkıntım yoktu.

Belki tekrardan arkadaş olabilirdik? Lily ile de arkadaştı sonuçta.

***

Gözlerimi açtığımda hâlâ geceydi. Regulus kayan örtüyü üzerime geri çekiyordu.

"Reggie?"

"Uyu Ella, daha sabah olmadı."

"Sabah hatırlat, sana bir şey anlatacağım." Dedim gözlerim tekrar kapanırken. Regulus'un 'tamam.' Dediğini duymuştum, belli belirsiz.

Sonrasını karanlık olmalıydı ama gördüğüm şeyler kabuslardı.

Hiçlik değil.

★★ ★★ ★★ ★★

Bölüm biraz kısa gelebilirr ama devam ettirsem çok çok uzayacaktı. Ben de burada bıraktımm.

Bu kitabı isimsizbircadI ile yazıyoruz. Onun da profiline bakarsanız sevinirimm.

Oy vermeyi unutmayınn capulcularrrr ve ölüm yiyenlerrrr.

STAR AND MOONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin