Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bir insanı unutmak zorunda kaldın mı hiç? Hiç bir insanı unutmak, bir insandan vazgeçmek, bir insanı hayatından sonsuza kadar çıkartmak zorunda kaldın mı hiç? Hani ölmüş gibi, hani uzatsan da elini tutamayacağını bilmek gibi, her an kapıdan içeri gülümseyerek gireceğini bekleyip ama aslında hiç gelemeyeceğini de bilmen gibi." Demiş Nazım Hikmet.
Ne güzel demiş...
Bir zamanlar bu şiiri okurken sadece güzel deyip geçerdim, şimdilerde belkide saatlerce ekrana takılı kalacağımı bilmeyerek.
Rüzgar saçlarımı arkaya doğru savuştururken hızla çarpan kalbime inat sandalyeye çıkarak korkuluğun diğer tarafına geçtim. Nefes alışverişlerim inanılmaz derecede artarken alnımdan damlayan ter süzülerek birazdan atlayacağım gökdelenin 76. katından aşağı damladı.
Aşağı bakmamak için bileklerimle tüm gücümle metal parçasını sıkıca kavrarken gözlerimi sıkıca yumdum.
Hassiktir. Hiç bu kadar korktuğumu hatırlamıyordum.
Diğer bacağımı da diğer tarafa geçirirken sertçe esen rüzgarla neredeyse düşüyordum ki son anda trabzanlara sıkıca tutundum. Ağlamak istiyordum ancak panikten nefes alıp verişlerim ne kadar derinleşsede gözlerimden yaş akmıyordu.
Biraz sonra ölecektim nasıl olsa neden bu işi zorlaştırdığım hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
Umut?
Onu kaybedeli çok olmuştu.
Derin bir nefes alarak sıkıca kavramaktan bembeyaz olmuş parmak boğumlarımı gevşettim. Gözlerimi çaresizce yumarak bedenimi boşluğa bıraktım.
Bu kadardı. Herşeyin sonuna gelmiştim.
Saliseler içinde zihnime anılar doluştu.
12 GÜN ÖNCE
Türkiye'nin en zengin iş adamı Haluk Seçil'in karısı Esra Seçil sabah saatlerinde toprağa verildi. Cenazesine katılan...
Haberin devamını okumadan telefonu sertçe yere vurdum. Anlık şımarık hareketimden pişman olsamda umursamayacak kadar yorgun ve üzgündüm. Gözyaşlarım yanaklarımdan birbirini takip ederken komodinin üzerindeki çerçeveyi de hışımla fırlattım.
Ancak dinmenin aksine harlanan öfkemle bu sefer yatak örtümü bozdum. Ardından da elimi kıracak kadar sert bir şekilde duvara ard arda yumruklarımı savurmaya başladım.