Kafamı sallayıp anladığımı belirttikten sonra çıkmasını bekledim.
Kapı kapandığı gibi yattığım yerden doğruldum. Kalp atışlarım kulaklarımda atıyordu. Sırıtmayıbastıramazken ellerimi yanaklarıma koyup ateşimindinmesini bekledim.
O çok yakışıklıydı. Beni Kraliçe ve kardeşlerimden kurtaracağını henüz bilmiyordu. Beni ezik biri olarak görmesini istemediğim içinsöylememiştim. Evlendiğimiz zaman vücudumdaki izlerin merdivenden düştüğüm için oluştuğunu söylemeyi düşünüyordum.
Bu saraydan kimseyle konuşmazdım. Biriyle konuşurken saçmalar, titrer ve kriz geçirirdim ve bu bir prenses için utanç verici birşeydi. Ailemle yemek bile yiyemediğim için vücut dirayetim baya bir düşmüştü.
Bu yüzden Kraliçe Kral'ı davetlere veya balolarakatılmamama kolayca ikna edebiliyordu. Şikayetçi değildim. Gitmek istediğim de söylenemezdi.
Sonunda kitaplardaki gibi birini bulduğum için mutluydum.
Yerimden doğruldum özenle olabildiğince hızlı hazırlandım. Son olarak güzel bir koku sürerek odadan çıktım.
Teressa'ya nerede beklediğini sormayı unuttuğum için içten içe kendime kızarak sarayda gezmeye başladım. Tüm misafir odalarını tek tek gezerken kulağıma gelen çığlık sesleriyle olduğum yerde kaskatı kesildim.
Bu ses bir erkeğin olamayacak kadar tizdi. Korku boğazıma baskı yaparken sesin geldiği yöne yöneldim. Aralık kapının önüne geldiğim gibi kapıyı açacaktım ki gördüğüm görüntüyle taş kesildim.
Zoe ve nişanlım Maximo yatakta çırılçıplaktı. Dudaklarının birleşiminden çıkan ahlaksız seslerden kaynaklı hıçkırığımıduymamışlardı.
Kahramanım dediğim, güvendiğim, tek umudumu öylece izledim.
İğrenç birleşimleri son bulurken kusmamak için yutkundum.