BÖLÜM 2

195 44 107
                                    


  "Kitapta geçen tim, kurum, kuruluş,rütbe ve olaylar tamamen hayal ürünüdür.
Geçen isimler dahi kurgudur.
Hiçbir gerçeklik ile ilgisi yoktur.
Kitap içerisinde benzeyen herhangi bir şey tamamen tesadüftür."

Oy vermeyi unutmayınızzzzzz 🤩🧚




İnsan beyni düşünmeden duramaz biliyor musunuz?
Uyurken bile bilinç altındaki düşünceler rüyalarımız olarak önümüze çıkar. Kimimize bana olduğu gibi kabus olur.

Benim yaklaşık iki yıl süren kabusum şuanda devam ediyordu. Yine başımdaki belalar kendi kanımdan canımdan olan insanlardı. 7 yıl geçmişti amcamın bana tecavüz etmesinin üzerinden. Tam 7 yıl..

Geçti mi Allah bilir...

O olaydan sonra yengem beni o odaya kapatmıştı. Benim ruhum o oda da hapsolmuştu..

O evde toplam iki yıl kalmıştım.
İki yıl boyunca defalarca dayak yedim, işkenceye maruz kaldım. Keşke hep dayak yeseydim, keşke sırtımdaki izlere bir iz daha eklenseydi ama kimse benim bedenime sahip olmasaydı. Ben yardım dilenirken utanmasaydım. Kirlenmeseydim.

Ruhum ölmeseydi...

O evden kurtulduktan sonra yaptığım ilk iş kendimi değiştirmek olmuştu.
Saçlarımı kesmiştim.
Ne zaman uzadığını hissetsem, boğulduğumu hissetsem kesiyordum.
Zaten annem de sevmezdi saçımı tararken uzun olduğundan dolayı zor oluyormuş. Babam sever miydi bilmiyorum ama hiç okşamadı mesela. Sevse bir kez olsun dokunmaz mıydı? Taramaz mıydı?

Demek oluyor ki sevmemiş..

Şimdi 24 yaşındayım.
Tam kurtuldum derken tekrar bir bataklığa düştüm. Sevdiğim adam beni oyuna çekmişti. Şuan öğreniyordum.
Ama neden, nasıl, ne zaman bilmiyordum. Tek bildiğim şey yine benim kandırılıp, kullanıldığımdı.

Evime gelen zarfla bakışıyoruz şuan.
Okuyorum yazılanları da anlamıyorum. Hayır bir kere yazı da okunaklı değil biri benle maytap mi geçiyor cidden bilmiyorum.
Mektubu tekrardan kafamı vererek okumaya başladım.

"Albeniz biliyorum çok geç kaldım.
Ama affet beni bebek.
Yapacak bir şey yok ben seni kurtacaktım sen beni kendi ellerinle ittin. Sevdiğin adamın gerçek yüzünü görmek ister misin? Telefonuna gelecek olan o adrese gel Albeniz.

Senin sevdiğin adam ailenin katili Aybeniz.

Evinizi, aileni o yaktı.

Ve sana son bir iyilik yapıcam Aybeniz
O adrese tek gel.
Ama gel ve o adrese teslim ol.
Herşey düzelecek söz veriyorum bebek.

T."

Burada bitiyordu mektup kim yazdı bilmiyorum, kim getirdi onu da bilmiyorum, telefonuma nerenin adresi gelecekti onu da bilmiyorum.

Sinirle ellerimi saçlarımdan geçirdim.
Evdeki eşyalar üstüme gelmeye başladı sanki nefesim kendi bedenime yetmiyordu. Ne yapmam gerekti onu da bilmiyordum.
Benim ailemi Ozan mı öldürdü, derdi neydi?

Mektupta "o adrese teslim ol" diyordu. Ben kime, neden teslim olacaktım benim bunu öğrenmem gerekiyordu..

Kalkıp odama geçtim.
Tek yaşıyordum. Bu ev zaten bana basıyordu benim bu evden çıkmam lazımdı. Siyah tayt üstüne siyah sweat geçirip telefonumu ve anahtarımı aldım.
Evden çıktım.
İlk olarak bunu kim benim evimin önüne koymuştu onu bulacaktım.
Telefonuma daha adres gelmemişti. Boş boş bekleyip hadi beni alın demiyecektim herhalde.

Güvenlik kulübesine gelmiştim.

"Ahmet abi, kolay gelsin. Biraz önce benim evimin önüne bir zarf koyulmuş.
Kameralardan kim olduğunu baksak olur mu?"

"Olur kızım dur senin daireye bakalım hemen."

Kamera kayıtlarını ileri sararak izlemeye koyulduk. Hayır durduk yere aksiyon çıkarmışlardı başıma.
Oflaya oflaya izlemeye devam ettim.
Sadece bir yürüyüşe çıktım hemen bir olay çıkıyor hemen.

Ben evden çıktıktan yaklaşık 12 dakika sonra biri asansörden iniyordu.
İnmeden hemen önce kapşonlusunu düzeltiyordu. Evimin kapısına gelip ayakkabılığa bakıyordu. Orada bir iki dakika oyalandı da neden?

Ya 36,5 sevdası varsa?

Daha sonra zarfı kapının önüne koyuyordu. Ne kapıyı açmaya çalışıyor, ne de başka bir şey yapıyordu. Sanki sadece bunun için gelmiş ve şimdi de gidiyordu. Kameraya doğru döndü.
Yüzünde siyah bir maske vardı.
Gözleri görünüyordu fakat kamera siyah beyaz olduğu için ne renk bilmiyorum. Şu yöneticiye verdiğimiz aidatları yönetici kızının düğününe harcamasa kameraları yeniletse şimdiye kim olduğunu bulmuştum.

Kameraya yaklaştı, uzun boylu değildi, benden en fazla 5-6 cm uzundu. Erkekti o kesindi. Bu biçimde vücut kadına ait olamazdı.
Omuzları genişti.
Üzerindeki kapşonlunun sağ tarafında bir amblem vardı.

"Abi yaklaştırsana biraz"
Yakınlaştırdıkca belli olan amblem "T" harfini andırıyordu.

Kimdi ya bu gevşek?

"Kim bu kızım? Deli mi acaba, baksana değişik değişik hareketleri var?"

Kafamı Ahmet abiye çevirdim.

"Ahmet abi sence ben bilsem kim olduğunu sana mı gelirim?"

"Aman kızım dikkat et hırsız tipi var bu pezevenkte başına bir hal gelmesin."

Su serpti yeminle içime.
Ahmet abiye tamam diyerek çıktım.
Kimdi şimdi bu dengesiz,ne yapacaktım şimdi ben?

Ayakkabılık?

Tekrardan yaşadığım kata çıktım.
Asansöre dahi baktım bir şey düşürmüştür diye.
Ama hiçbir şey yoktu.
Dairenin önüne geldiğimde ayakkabılığa yaklaştım.
Ulan inşallah burda bir şey vardır da beni oynatmıyorsundur.
Ayakkabıları kaldırıp tek tek baktım.
En alttaki botun yanında bir kutu olduğunu gördüm.
Alıp kapının önüne oturdum.
O anda telefonuma mesaj geldi.
Tesadüf müydü yoksa izleniyor muyum?


                    ~THE END~

Bölüm değerlendirmesini, satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayııınnnn 🦋💅🏻

DİLHUN ♡𐙚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin