- 07 -

242 37 23
                                    

SUDDENLY YOU
: ̗̀07

🗝️

"Bunları Minho Bey'in odasına görürün Bayan Seo. Orada hangi ürün için hangi ambalajın kullanıldığını kararlaştıracakmışsınız. Kendisi iletmemi istedi."

Jiwon asık bir suratla önündeki belgelere baktı. "Ben mi götürmeliyim?"

"Evet," dedi Minji tebessüm ederek. "Bizzat siz götürecekmişsiniz."

Minji, Jiwon'a daha fazla söz hakkı tanımadan saygıyla başını eğerek odadan çıkmıştı. Odadan çıkmasıyla Jeongin'le burun buruna gelmesi bir olmuştu. İkisinin anlık yakınlaşması Minji'nin kalbini hızlandırırken Jeongin'in de yanaklarının kızarmasına sebep olmuştu.

"Siz bizi mi dinliyordunuz Bay Yang?" diye sordu Minji kuşkuyla. Jeongin'in normalde kapı dinleme gibi bir huyu olmadığını çok iyi biliyordu. Nedense hem Minho'nun tavırları hem de sekreteri Jeongin'in tavırları Jiwon'un şirkete gelmesiyle değişmeye başlamıştı. Minji, bir şey döndüğünden adı kadar emindi.

Jeongin ne diyeceğini bilemeyerek, "Bay Lee emretti." deyiverdi.

Minji'nin dudakları şaşkınca aralandı. "Bay Lee, sizden bir çalışanın odasını dinlemenizi mi emretti? Deabak!"

Jeongin'in yanından geçip gideceği sırada Jeongin, kızın bileğini nazikçe tutmuştu. Tıpkı yalvaran bir yavru tilki gibi ona bakarak, "Lütfen kimseye söyleme Minji-shi." diye fısıldadı alçak tonda.

Minji, hızlanan kalbine dur diyerek başını salladı. Gözleri bileğindeki elin sahibiyle buluştu. Gülüseyerek bileğini geri çekti ve kendi masasına doğru ilerledi. Jeongin ise kızın ayrılmasıyla derin bir nefes verip kravatını düzeltti. O da kendi masasına ilerledi.

Jiwon, dosyaları kucaklayarak odasından çıktı. Etrafı kolaçan ettikten sonra dümdüz ilerleyerek geniş ve görkemli kapının önünde durdu. Elini tıklatmak için kaldırdığı sırada kalbi çok hızlı atıyordu. Elini indirdi, derin bir nefes verdi. Tekrar elini kaldırıp çalacağı sırada kapı açılmıştı. Karşısında duran Minho'yla göz göze gelmeleriyle kızın kalbi teklemişti.

Minho da karşısında Jiwon'u görmeyi beklemiyordu. Sadece dakikalar önce Minji'ye, Jiwon'u çağırmasını söylemişti fakat henüz gelmediği için meraklanıp onun odasının olduğu taraflara gidecekti. Şimdi ise karşısındaydı bir kez daha; Seo Jiwon.

"D-Dosyaları getirmiştim." dedi Jiwon kekeleyerek.

Minho da gerilmişti. Burnunu kaşıyıp, "T-Tabii. Geç şöyle." diyerek kapının önünden çekildi. Jiwon'un içeri girmesiyle kapıyı arkasından kapattı. Kız yanından geçerken etrafa parfüm kokusu yayılmıştı. Minho aldığı kokuyla birkaç saniyeliğine duraksamıştı.

Tıpkı beş sene önceki gibi kokuyordu. Değiştirmemişti kokusunu.

Bu koku Minho'nun sersemlemesi için yeterli bir sebepti. Kendine gelemeyerek Jiwon'a döndü. Minho'ya göstereceği belgeleri incelemekte olan kızı uzaktan süzdü. Belgeleri tek tek Minho'nun masasına ayırırken son derece odaklanmış görünüyordu. İşini titizlikle yapması Minho'nun istemsizce tebessüm etmesine neden olmuştu.

Yıllar önce Jiwon'a aşık olmasının sebeplerinden biri de buydu. İşini titizlikle yapardı. Proje ödevlerinde Minho, onunla eşleşirdi. Tüm ödev boyunca her şeyi tek tek incelerdi. Bazen kafeye gidip sözde birlikte proje yaparlardı. Fakat sadece Jiwon projeyi yapardı. Kız, bilgisayarın başında son derece ciddi bir şekilde araştırma yaparken Minho tam karşısında onu aşık gözlerle izlerdi. Sonra Jiwon bunu fark edince yardım etmediği için onu azarlardı.

 suddenly you :: lee minhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin