- 18 -

176 37 78
                                    

SUDDENLY YOU
: ̗̀18

🗝️

Minho kazadan sonra bir haftalık izin hakkını kullanmıştı. Bu süreç boyunca dinlenmek yerine Jiwon'un geçmişini bizzat kendi araştırmıştı. Her ne kadar onunla konuştuktan sonra bazı şeyleri anlamlandırabilse de en ince detayına kadar her şeyi öğrenmek istemişti. Araştırmalarının sonucunda da Jiwon'un gerçekten zorlu bir dönemi atlattığını anlamıştı.

Her şey geçmişte kalmış gibi dursa da Jiwon'un hâlâ ilaçlarını kullanması Minho'yu rahatsız ediyordu. Bedeni, ilaçlar yüzünden güçsüz kalıyordu. İlaçlara alıştığı için eskisi kadar yan etkisini görmüyordu Jiwon. Ama arada sırada, hormonlarından da kaynaklı saçları daha fazla dökülüyordu ya da hızlı kilo verip yavaş kilo alıyordu.

Bundan sonra tüm odağını Jiwon'un üzerinde tutmaya yemin etmişti Minho. Beş sene boyunca onun için bir şey yapamamıştı fakat artık her şeyi öğrendiğine göre bundan sonrası için çok şey yapabilirdi.

Bir haftanın ardından iş yerine döndüğünde ofisteki çalışanlar onu büyük bir çoşkuyla karşılamışlardı. Asansörden iner inmez havaya patlatılan konfetinin süsleri Minho'nun başından aşağı süzülmeye başlamıştı.

Konfetiyi patlatan Jeongin büyük bir sevinçle, "Hoş geldiniz Bay Lee!" diye bağırmıştı. Aynı şekilde diğer çalışanlar da Minho 'ya geçmiş olsun dileklerini iletiyordu.

Herkesin arasından gözleri tek bir noktaya takılmıştı. Jiwon, diğer çalışanların aksine daha geride bekliyordu. Omzunu duvara doğru yaslamış, kollarını da göğsünde birleştirmişti. Minho, çalışanların geçmiş olsun dileklerini kabul ettikten sonra yavaşça Jiwon'a ilerledi.

Jiwon da tıpkı diğerleri gibi, "Geçmiş olsun." demişti. Ardından imalı bir şekilde devam ettirdi; "Bay Lee."

Minho'nun dudakları istemsizce kıvrıldı ve aynı şekilde imalı bir şekilde konuştu. "Teşekkürler Bayan Seo." Tam kızın yanından geçip odasına gidecekken adımlarını duraksattı ve "Yokluğumda tasarladığınız projeler için on beş dakika içinde odama uğramayı unutmayın." dedi.

Jiwon, mesajı almış bir biçimde başını salladıktan sonra "Anlaşıldı." diyerek kendi odasına ilerledi.

Onları arkalarından izleyen Minji ve Jeongin ise her ikisinin de odalarına girdiğini gördükten sonra heyecanla birbirlerine döndüler ve el çaktılar.

Minji rahatlamış bir biçimde nefesini verdi. "Tanrım, aralarındaki gergin atmosferin kaybolduğu o kadar belli ki..."

"Hepsi benim sayemde oldu Minji-shi." dedi Jeongin göğsünü kabartarak. "Her şeyi araştırdım, tüm belgeleri buldum ve hikâyenin eksik parçasını tamamladım."

Yanında övünen adamın omzuna sertçe vuran Minji, "Eğer abim bahsettiğim klinikte çalışmasaydı o belgelere ulaşman imkansızdı." dedi.

"Haklısın." diye mırıldandı Jeongin gülerek. "Bence biz iyi bir takım olduk."

Minji de gülümsedi. "Öyleyse öğle arasında fotokopi odasında görüşürüz."

Bu sırada Jiwon kendi odasından birkaç belgeyi omzunun altına sıkıştırarak Minho'nun odasına gitmişti. Kapıyı her zamanki gibi üç kez tıklattı ve 'gir' komutuyla içeri girdi. Belgeleri Minho'nun masasına bıraktıktan sonra masanın önündeki deri koltuğa oturdu.

Minho sanki belgeler çok umrundaymış gibi onlara kısa bir bakış attı. Ardından bakışlarını Jiwon'a kaydırarak, "Öğle yemeğini dışarda mı yesek? Baş başa?" dedi.

 suddenly you :: lee minhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin