Birinci Bölüm: Büyük aşklar kavgayla başlar, derler.

1.8K 64 431
                                    

Aşk; nefrete ne yakınsın..

-Athena

Selam.
İkinci kurgum olan Nefret'e hoş geldiniz.
Hayran kurgu yazmayı cidden seviyorum. Diğer kitapta da belirtmiştim, fandom ortalamasına göre yaşı biraz büyük olan bir takipçileriyim. Ama bunu sorun etmiyorum.

Hayat cidden zor, yorucu ve bazen insanlar kendilerine iyi gelen şeyleri yapmaya çekindiği oluyor.

Mesela, salıncakta sallanmak. Bunu kırklı yaşlarında biri yapınca genellikle saçma algılanır.

YouTuber'lara kitap yazmak da bunun gibi duruyor dışarıdan. Ama benim kafamdaki kargaşayı durdurmama yarıyor bu. Kendim uydurduğum karakterlere de yazmayı seviyorum, ama şu an AhFer dikkatimi çekiyor. Belki bir gün kendi karakterlerime de yazarım. Belli olmaz.❤

Şunu sakın unutmayın, size iyi gelen, sağlıklı ve doğru olan şeyleri yaparken, kimseye bir açıklama yapmak zorunda değilsiniz. Siz mutluysanız, kimseye bir zararınız yoksa, devam edin. Kimseye bir zararınızın olmadığı noktada içinizdeki çocuğa yararınız var demektir. 💖

Bunu da yazmak istedim, çünkü burada benim gibi olan bir iki yazara daha rastladım. Belki denk gelirler ve iyi hissederler.🌸

Artık kitaba geçebiliriz.

Başladığınız tarih:

Bölüm emojimiz: 🖤

İyi okumalar...

Hızlıca evden çıktım ve arabama bindim. Yine geç kalmıştım. Arabayı çalıştırdığımda sağımı solumu kontrol edip yola çıktım.

Üniversite bahçesine girdiğimde dersin başlamasına beş dakika kalmıştı. Arabadan çantamı alıp okula girdiğimde saatimi kontrol ettim. Adımlarımı hızlandırıp amfiye girdiğimde arkamdan hoca da gelmişti. Kendimi bulduğum ilk sıraya attığımda nefes nefese kalmıştım.

Gözlüğümü düzelttim ve oturuşumu insana benzettikten sonra tabletimi açtım.

Bu ders çok önemliydi. Hoca derse başladığında dikkatle dinleyerek tabletime gerekli notları almaya başlamıştım.

Tıp fakültesi 2.sınıf öğrencisiyim. Derslerim aşırı yoğundu ve ben başımı kaşıyacak vakti bulamıyordum.

Ders 3 saatin sonunda bittiğinde kafam kazan gibi olmuştu. Gözlüğümü çıkartıp gözlerimi ovuşturduğumda kapıdan Sıla girdi. Bu derse gelemeyeceğini biliyordum. Yanıma geldiğinde, "Selam, iyi misin?" dedi, yüzünde 'İyi değilsin biliyorum, ama adettendir sorayım, nolur bana kızma.' ifadesi vardı.

"Beynim fokurdayarak buharlaştı. İyi değilim, kahve içmem lazım. Mümkünse espresso falan." dediğimde yüzünde mahçup ama eğlenir bir ifade belirdi.

"Tamam hadi toparlan, gidelim kahve alalım." dediğinde dediğini yapmaya başladım.

Sıla benim çocukluk arkadaşımdı. Aynı mahallede büyümüştük. Ben, o ve gıcık abisi bir inat uğruna tıp kazanmıştık.

Nefret | AhFerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin