Sekizinci Bölüm: Bildiğim kolları tercih ederim.

747 54 178
                                    

Selamm!

Nasılsınız?

Ben de iyiyim, teşekkür ederim. Parmağımdaki kesik yüzünden adam akıllı klavye kullanamıyorum ama sizi de bölümsüz bırakmak istemiyorum.

Şu an yavaş yavaş yazacağım, ne zaman atarım bölümü ben de bilmiyorum.

Geçmiş olsun dilekleriniz için hepinize çooook teşekkür ederim, sizi seviyorumm

O zaman bölüme geçelim.

Bölüm şarkısı:

Bölüm emojisi: 📷

📷

Karşıdan gelen çocuğu tanımamazlıktan gelmeyi düşünürken Ahmet'in de onu fark ettiğini gördüm. Koluna girip ilerletecekken beton gibi yerinden oynamayan Ahmet'e dönüp baktım.

"Ahmet hadi yürüsene." dediğimde tam arkamdan bir ses geldi.

"Ahmet'e kal geldi sanırım, gel beraber gidelim güzelim." diyerek koluma dokunan çocuğa dönüp baktığım anda birinin beni kenara çekip çocuğa yumruğu çakması bir olmuştu.

Anlık şokla çığlık attığımda Ahmet, çocuğun karnına oturmuş sıra sıra yüzüne yumrukları geçiriyordu. Biraz daha zorlarsa çocuk tanınmayacaktı.

Kolundan tutup, "Tamam Ahmet! Yeter, dur!"  desem de beni dinlemedi. O esnada karşıdan gelen Mert'i gördüm. Beni fark ettiğinde koşarak yanımıza geldi. Ahmet'i omuzlarından tuttuğu gibi yerden kaldırdı.

"Noluyor lan! Ne yapıyorsun?!" dediğinde Ahmet kan içinde kalan eline baktı.

"İt oğlu it! Ben uyarmadım mı lan seni! Hala benim yanımdaki kıza nasıl sarkabiliyorsun lan sen?!" diye çocuğa doğru bağırdığında Mert'in bakışları beni buldu. Ne olduğunu soran bakışlar atıyordu.

Yerde acıdan inleyen çocuğa bakıp yüzümü buruşturdum. "Mert birilerini çağır kaldırsınlar yerden şunu. Allah'tan daha yemin etmedik de bakmak zorunda değiliz."  dediğimde Mert yoldan geçen tanıdığı iki üç çocuğa seslendi. Çocuklar adını Süleyman olarak bildiğim çocuğu zorla yerden kaldırıp götürürken bakışlarım tekrar Ahmet'e döndü. Ben boşuna buldozer demiyorum buna. Adamın üstünden silindir gibi geçti.

"İyi misin?" dedim eline bakarken. O kadar sert vurmuştu ki, elindeki büyük yüzük onun da eline zarar vermişti.

"İyiyim. Bir şey yok, gidelim hadi." dediğinde etrafın sessiz olmasına şükretmiştim.

Evin oraya geldiğimizde Mert, "Ne olduğunu anlatacak mısınız?" dedi.

"Ya biz bakkaldan çıkmıştık, o da karşıdan geliyordu. Ahmet'e inat saçma sapan konuştu. Yok işte Ahmet'e kal geldi, gel güzelim biz gidelim falan dedi, sonra zaten anlayamadım bir baktım Ahmet çocuğu yere yatırmış yumrukluyor." dediğimde Mert sırıttı.

"Oğlum sen Hulk musun?" diyerek Ahmet'e takıldığında ben de güldüm. Gözüm eline takıldığında kanaması durmuş yaralar gözüme çarptı.

Nefret | AhFerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin