On İkinci Bölüm: Spor Salonu

847 64 187
                                    

Selam!

Nasılsınız?

Sizin soracağınızı bildiğim için cevaplayayım, ben de iyiyim. Sadece biraz yorgunum gibi.

Nefret biraz itekleye itekleye ilerliyor gibi gelmeye başladı. Zaman zaman çoğu kişilerde olan bir şey zaten bu ama siz bu kitabı çok sevdiğiniz için kendimi zorlayacağım biraz.

Bölüm içime sinse de sinmese de atarım gibi duruyor çünkü bölüm bekliyorsunuz.

Bir nazar duası falan edin bana bir şeyler oldu, yazamıyorum..

Neyse, bölüme geçelimm!

Bölüm şarkısı: Toprak Yağmura~Canozan

Bölüm emojisi:  🤸‍♂️

🤸‍♂️

"Feride! Hadi kalk!" Ablamın sesiyle gözlerimi araladım. Başımda dikilmiş kalkmam için bekliyordu.

"Ne var abla sabah sabah?" dedim boğazım kurumuştu ve zor konuşuyordum.

"Sabahtan beri telefonun çalıyor. Ahmet arıyor, kalk bak." dediğinde başımı yastıktan kaldırdım. O esnada telefon tekrar çalmaya başladı.

Elime alıp cevapladım.

"Efendim Ahmoş?" dediğim gibi konuşmaya başladı.

"Kızım neredesin sen! Kaç kere aradım?!" dediğinde göz devirdim. "Uyuyordum Ahmoş, ablam uyandırdı." derken yataktan kalkmış gece tövbe estağfirullahlık olmuş tipime bakıyordum. Saçıma dolanan göz bandında canımı acıtıyordu.

"Sıla'yla Ömer tartışmışlar. Geceden beri ağlıyormuş salak. Gel Sıla'yla ilgilen ben de Ömer beyle görüşeceğim." dediğinde kaşlarım çatıldı.

"Ayrılmışlar mı?" dediğimde, "Yok, tartışmışlar sadece." dediğinde başımı salladım, sonra beni göremediğini hatırlayıp, "Tamam geliyorum birazdan." dedim ve telefonu kapattım.

Hızlıca banyoya geçip tipimi düzelttim. Üzerimi değiştirip yüzüme renk gelsin dşye gloss ve rimel sürüp hızlıca karşı eve geçtim.

Kapıyı Ahmet açmıştı. Onu görmemle gülümsedim birkaç saniye.

"Gel, hoş geldin." dediğinde ayağımdaki crocsları çıkarttım ve "Hoş buldum mu bakacağız." diyerek içeri bir adım attım.

Ben Sıla'nın odasına girdiğimde Ahmet salonda kalmıştı.

Sıla yatağa uzanmış ağlıyordu. Kapının kapanmasıyla, "Abi git başımdan, Ömer'i çağırmayacağım!" dedi.

"Ömer'i çağırmaktansa Ömer'e sövelim mi?" dediğimde bana döndü.

"Feride! Sen, sen nereden öğrendin?" dedi. "Abin aradı sabah, o anlattı." dedim ve yatağa oturdum. Ağlamaktan gözleri şişmişti ve kızarmıştı.

Kollarımı açtığımda gelip kollarımın arasına girdi ve nefesini titrek bir şekilde verdi.

Saçlarını okşayıp, başından öptüm. "Ne oldu anlat bakayım?" dediğimde başını kaldırdı.

Nefret | AhFerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin