Üçüncü Bölüm: Gözümde canlanır koskoca mâzi.

940 51 352
                                    

Selam,
Nasılsınız?
Hayat nasıl gidiyor?

Ateş Hattı'nda pamuk gibi olan çiftimi burada düşman etmenin bünyemde bıraktığı hasarı görseniz halime acırsınız.

Bu kitap biraz canımızı sıkacak, psikolojimizi bozacak, benim travmaların dışa vuruş şekli gibi olacak, gibime geliyor. Her an her şey olabilir. Dehb tanısı almamış bir dehb'li olduğumu biliyor muydunuz? Psikiyatriye gitsem anında tanı alırım.

O yüzden beni fazla sorgulamayın, ben bile beni bilmiyorum. İkizler burcu değilim ama, ondan emin olabilirsiniz.

Neyse, çok boş yaptım.

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum, özellikle cânım hayalet okurlarım ;)

Hazırsak, bölüme geçelim.

Bölüm şarkısı:  Sertap Erener ~ Aşk

Bölüm emojisi: 🌙 (hilal)

🌙

Hiç arafta kaldınız mı? İki arada bir derede kalmak ne demek bilir misiniz? Ya da daha önce ne tarafa adım atsanız bilemediğiniz oldu mu?

Benim genellikle olmazdı, hep ne istediğimi bilen biriydim. Tâ ki, az önceye kadar.

Meriç ve Ahmet arasında mekik dokuyan bakışlarım, Ahmet'in yumruk halini alan ellerinde sabitlenmişti.

Bakışları bana döndüğünde, bakışlarım ellerinden gözlerine tırmandı.

'Ne yapacaksın?' dercesine bakıyordu. Bakışları o kadar sertti ki, delip geçecekti utanmasa.

Boğazımı temizledim, "A-ah, Meriç? Senin ne işin var burada?" dediğimde arabasının yanından uzaklaşan Meriç, yanımıza gelmişti.

"Sabah bu tarafta işim vardı. Geçerken uğrayayım dedim." dediğinde yutkundum. İyi bari, bana özel olarak gelmemişti.

Ahmet, "Geç kalıyoruz, kim kiminle gidiyorsa gitsin hadi." dediğinde Meriç'e, 'Sen git ben Ahmet'lerle geleceğim.' diyemeyeceğimi fark ettim.

Sıla arada kaldığımı anlamıştı, "Eh, madem geldin buraya kadar, Feride sana eşlik etsin, ben de abimle geleyim." dediğinde ona minnettar bakışlarımı atmaya başlamıştım.

Meriç memnuniyetle gülümserken, Ahmet sinirle Meriç'e bakıyordu. Biz yine net kavga edecektik.

Meriç'in arabasına geçtiğimizde kemerimi taktım.

O da hazırlığını yaptıktan sonra, önden hareket eden Ahmet'in arabasının peşine takıldı.

"Ee, nasılsın?" dediğinde beş dakikadır Ahmet'in arabasını gözlediğimi fark ettim.

Kendime geldiğimde, " İ-iyiyim ya, gece masa başında uyuyakalmışım, boynum tutulmuş biraz. Sen nasılsın?"dediğimde gülümseyerek başını salladı.

Nefret | AhFerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin