3.Bölüm

575 37 14
                                    

7 Şubat 2015 İzmir/çeşme

Olayın üzerinden tam bir gün geçmişti. O gün beni kurtaran kişi tahmin edelim kim? Tabii ki yeni komşumuz. Adı Adin'miş. Avukatmış bi' de, dün ben gözlerimi açtığımda koltuğun üzerinde yatıyordum. Berbat haldeydim. Kıyafetlerim sırılsıklam, yüzümdeki makyaj akmış durumdaydı. Rahatsız olurum diye üstümü değiştirmemiş. Sonra eve bi' arkadaşı daha geldi. Sarışın bi' çocuktu. Adı Can, o da doktor galiba çünkü bana sakinleştirici iğne verdiğini söyledi.

Konuştuk biraz. Mert denen pisliğin cezasını çekmesi gerektiğini söyledi. Çok sinirlenmişti Adin denen adam. Bana yardım edebileceğini söyledi, ben de korktuğumu söyleyince beni korktuğuma pişman etti. Neyse teklifini düşüneceğimi söyledim. Eve gittikten sonra, akşam Aras'ı çağırdım ve bizimkilere her şeyi anlattım. Aras'ı zor tuttuk, bi' de annem gelmez mi Aras'ı sakinleştirmeye çalışırken. Neyse bi' şekilde toparladık durumu.

Adin denen adamı anlattım bizimkilere. Aras başta güvenemeyiz dese de sonrasında başka çaremiz olmadığını kabul etmiştik.

Şuan çantam kolumda, kapısının önünde bekliyordum. Zili tekrar çaldım. Bi' kaç saniye sonra kapı açıldı ve Adin karşımda çıplaktı. Yani çıplaktı derken üstü yoktu sadece, altında pijaması vardı. Bi' kolunu kapının pervazına dayadı, diğer eliyle de gözünü ovaladı. Uykudan yeni uyandığı belliydi.

Bu halini görünce hızlıca kafamı yana çevirdim. Bi' süre ikimiz de konuşmadan bekledik. En sonunda benim konuşmayacağımı anlamış olacak ki sesini duydum: "Günaydın Eslem," dedi ama sesinde bir soru işareti vardı. Ayrıca sesi uykulu geliyordu.

Kafamı hızlıca yüzüne çevirdim ve sadece gözlerine bakmaya başladım. "Teklifin hâlâ geçerliyse kabul ediyorum," dedim, kendimden emin bir sesle.

Gözlerinin bi' anlığına parladığını gördüm ama sonrasında hemen silindi o parıltı. O duygusuz bakışlara tekrar büründü. Sadece kafasını salladı. Parmağımla arkamı işaret ettiğim sırada, "gidiyorum ben o zaman," dedim, bi' şey söylemesini bekleyerek.

"Görüşürüz Eslem," dedi, aynı ses tonuyla. Allahım robot. Robot Adin. Çok güzel, yeni lakabı belli oldu. Bahçeden çıkarak bizimkilerin yanına ilerledim.

Aras kolunu İlayda'nın omzuna atmış ve yürümeye başlamıştı. "N'oldu?" Diye sordu.

"Başlıyoruz..."

5 Mart 2023/ İstanbul

Adin'i arkamda bıraktıktan sonra merdivenlerden aşağı ilerledim ve hemen yanımdaki Amerikan mutfağa girdim. Hepsinin bakışları anlık olarak bana dönse de sohbetlerine devam etmişlerdi. Mutfağa gelen kıza baktım. Kıvırcık, kahverengi saçları vardı. Gözleri de aynı şekilde öyleydi. Kahve makinesine kahve atarken, "gelsene bi', " dedim, ona bakmadan.

Hemen yanımda kızın varlığını hissettiğimde kahveyi kaynaması için bıraktım ve arkamı dönüp tezgaha yaslandım. Bakışlarım kıza kaydığında gayet tatlı bir şekilde bana bakıyordu. Kabul, ben biraz yabaniyim. "Bana ekibi tanıtsana," dedim, günlük olarak kullandığım donuk ses tonumla.

Dudaklarına samimi bir gülümseme yayıldı ve o da benim yanımda tezgaha yaslandı. "Tabii ki," dedi samimi bir sesle.

"Şu tekli koltukta oturan Barış," dedi, eliyle az önce bana selam veren çocuğu göstererek. Kafamı salladım devam etmesi için. "Bilgisayar teknolojileri ve yönetim mezunu. Tekniker. Yani saha görevlerinde yer almaz. Gıcıktır biraz ama alışırsın," dedi, Barışa bakarken.

Bakışlarım hemen yandaki puflara oturan ikiliye kaydı. Çocuk esmer, kahverengi gözlü ve hafif sakalları vardı. Kız ise dalgalı sarı saçları ve bebek mavisi gözleriyle tam bi' sarışındı. "Koray ve Alya. Bu ekibin çifti. 2 yıldır nişanlılar ve evlenmek için görevin bitmesini bekliyorlar garibanlarım ya," dedi, tatlı bir sesle. "Koray, Halk arası ilişkiler mezunu. Görevlerde keskin nişancı olarak yer alır. Alya moda ve tasarım mezunu, genelde görevlerdeki kıyafet işi ondadır." Evet, fazlasıyla garip bir ekip. Her yerden mezun var.

METRUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin