TEKLİF

48 16 7
                                    

— Sana bir teklifim var.

— Ne teklifi?

— Bana bir yemekte eşlik edeceksin.

— Anlamadım?

— Detayları yarın konuşuruz.

Bir şey söylemeden öylece odadan çıktı. Öylece kalakalmıştım. Neden bu kadar egoistti. Hem ne yemeği? Kim hiç tanımadığı birini yemeğe çağırır ki. Hiç İyi şeyler olacak gibi değil. Hayırlısı

Eve giderken yol boyunca bu konuyu düşündüm. Neden bu kadar kafaya takmıştım. Öyle ki düşünerek uykuya kalmıstım.

Sabah uyandığımda kayıtlı olmayan bir numaradan 3 cevapsız çağrı gördüm. Of, niye telefonu sessize aldim ki. Sanki arayanın soranım mı var. Geri aradığımda kimse telefona cevap vermedi. Kimdi acaba?

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra telefonda bir mesaj fark ettim.

+90**********
~ Adresini at , seni almaya geliyorum. Bugün işe gitmeyeceğiz.

Kimin aradığı belli olmuştu. Muhtemelen dünkü mevzuyu konuşacaktık. Ama işe değişe nereye gidiyorduk

~ Neye gideceğiz?

~ Gidince görürsün ,güzel bir yer.

Adresimi attıktan sonra kahvaltımı yapıp hazırlanmaya başladım. Çiçekli bir elbise giyip saçlarımı açtım. Annemin tokasını takıp abartmadan makyajımı yaptım. Sanirim artık hazırdım. Tam o anda mesaj geldi.

SERKAN BEY kişisinden +1 mesaj;
~Aşağıda bekliyorum

Camdan baktığımda onu gördum. Arabaya yaşlanmış telefonla konuşuyordu. Yalan yok ,kocaman egosuna rağmen havalı görünüyordu.
İndiğimde telefon konuşması bitmişti. Beni görünce gülümsedi.

— Güzel görünüyorsun

— Teşekkür ederim

Yansılarım kızarmıştı. Demekki isteyince samimmi olabiliyormuş. Yola çıktığımızda bir şarkı açtı.

YAŞAR- KUMRALIM

— Müzik zevki güzelmiş

-— Biliyorum

— Neyi?

Ne cidden bunu sesli mi söylemiştim. Gülümseyip sesi sonladı.

Uzunca bir yoldan sonra güzel bir yere gittiğimizi anladım. Brnim için güzel olması için doğa ilr iç içe olması yerli. Geçtiğimiz yollarda rengarenk çiçekler ve yazlık evler vardı. Bir çay bahçesinin önünde durduk.

Ben etrafı dolaşmaya başladım. Sanırım Serkan arabayı park etmeye gitmişti. Dolaşırken bir salıncak fark ettim. Genç bir erkek kiz arkadaşını salıncakta sallıyordu. Aşka olan inancım kalmamış olsa bile onlara imrenmiştim.

Küçüklüğümden beri annem ile babamın arası hep kötüydü. 9 yasında babamın annemi aldattığını öğrendiğimde anneme hiç bir şey söyleyememiştim. Oysa annem bunu basından beri biliyormuş. Neden ayrılmadı bilmiyorum, babamı o kadar çok mu seviyordu? 11 yasında trafik kazasında kaybetmiştim annemi. Babam ise ölümünden 5 ay sonra sevgilisi ile evlenmişti. O kadın beni hiçbir zaman o evde istemedi. Aşk denen sey bana o kadar uzaktı ki "seni seviyorum" kelimesi benim için kocaman bir yalan olmuştu artık. Sevdim , sevilmedim. Beni sevenler hep bir çıkar uğruna sevdi beni.

" Ne kadar seversen sev , hiçbir zaman sevdiğin kadar sevilmezsin..."

O kadar derin düşüncelere dalmıştımki. Serkan'ın geldiğini fark etmemiştim bile.

— Yeliz ,içeri geçelim mi?

— Olur

Masaya oturduk ve kahvelerimizi söyledik. O sadee bir türk kahvesi ben ise dibek söyledim. Nasıl oluyor da o acı kahveyi sade içebiliyorlar her zaman merak etmişimdir. Serkan konuşmaya başlamıştı

— Yarın akşam şirketin önemli müşterileri ile bir yemek var. Bana eşlik eder misin ?

— Neden bunu yakınınız birinden istemiyorsunuz. Mesela Melisadan

— Melisa'nın yarın için yoğun bir programı var gelemeyecek. Yurt dışından yeni geldim samimmi olduğum pek kimse yok. Buluşmaya herkes çift olarak gidicek. Bana eşlik edecek misin ?

— Anladım, peki ben neden bu teklifi kabul edeyim ?

— İş için bir haftalığına yurt dışına çıkacağım. Benimle gelirsin sen tatilini yaparsın ben ise işlerini hallederim. Yeterli bir teklif mi?

İşte bana bunlar ile gel. Koşa koşa gelirim ben bu yemeğe.

— Saat kaçta?

— Bu kabul ediyorum demek soluyor sanirim

— Evet ,kabul ediyorum

— O zaman dikkat etmen gereken şeyleri söyleyeyim
Kimse ile samimmiyet kurmak yok
Yanımdan ayrılmayacaksın

—Tamam ,o zaman anlaştık

Kahvemiz bitince dolaşmaya başladık. O kadar güzel bir ortam vardı ki insanın çimlere uzanıp keyif yapası geliyordu. Serkan bir ağacın altına oturdu. Ben ise çiçek toplamaya başladım.

— Çok güzel bir yermiş. Buraya yarınki yemeği konuşmak için mi geldik?

— Ailem ile küçükken sürekli buraya gelirdik. Yurt dışında olduğum için uzun zamandır buraya gelemiyordum . Sanırım özledim.

— Size bir şey soracağım. Dün neden sinirliydiniz?

— Borca girdim. Önemli mimarlarımızdan biri şirketi dolandırıp yurt dışında kaçmış. Yarınki yemek ve yurt dışındaki iş de bununla ilgili. Müşteriler borçtan dolayı panik yapmışlar. Yarınki yemekte her seyi halledeceğim.

— Neden babanız değil de siz hallediyorsunuz

— Yeliz yurt dışındaydım ancak ben uzun zamandır şirketin başındayım. Sadece resmi olarak şimdi duyurduk. İnternet üzerinden hallediyordum işleri. O adamı işe alan kişi benim. Bu yüzden benim halletmem gerekiyor

— Anladım

— Yeterince kaldık hadi gidelim.

— Gitmeden önce bir fotoğrafımı çekebilir misin ?

— Tabi

Bugun nedense çok kibar???Foroğraf çektikten sonra arabaya bindik. Beni evimin önünde bıraktı.

— Bu günlük bu kadar yeter, yarın seni almaya geleceğim. Akşam için alışverişe çıkarmamız gerekiyor.

Belli ki elbiseme bile o kadar verecekti ....




.

.

.

( Okuduğunuz için teşekkürler, umarım keyif almışsınızdır. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere...)

Siyahın En GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin