Siyahın En Güzeli

Ben Onu Seviyorum

- İyi Serkan abi. Yeliz az önce abim ile çıktı.

YELİZ'DEN;

Uyandığımda bir hastane odasındaydım. Dün ne olduğunu hatırlamaya çalıştım. Sonrasında kan tuttuğu için bayıldığımı hatırladım. Ama neden hala hastanedeydim. Saate baktığımda öğle vakti olduğunu gördüm. Doktorun yanına gittiğimde bir kaç tahlil yaptığını söyledi. Sebebini sorduğumda bayılma nedenimin kan tuttuğu için olduğunu bilmediği için yaptığını söyledi. Serkan kan tuttuğunu söylememiş miydi?

Ancak testler sonucunda ciddi derecede demir eksikliğim olduğunu. Bunun yanında kansızlık problemim olduğunu söyledi. Bir kaç ilaç yazıp kesinlikle kullanmam gerektiğini dr ekledi. Taburcu olabileceğimi söyleyince kalkıp üzerimdeki kanları lavaboda yıkadım. El kurutma makinası ile kurutup tekrar giydim. Serkan neredeydi acaba? Beni bu halde nasıl hastanede bırakabilirdi? Nasıl bu kadar sorumsuz davranabildi? Klasik erkek işte. Hiç birine güven olmaz.Cebime baktığımda dün verdiği telefon ve Cansu'nun verdiği kağıdı gördüm. Babamın olduğu hastanedeydim. Zaten bugün onu görmeye gidecektik. Bunu yalnız da yapabilirdim. Onun olduğu kata gittiğimde beni karşılayan kişi Cansu oldu. Beni görünce koşup sarıldı.

— Geleceğini biliyordum.

— Babam nerede?

— Odada. Hadi yanına gidelim.

Odaya girdiğimde oksijen tüpüne bağlı bir şekilde babamı gördüm. Çok zayıflamıştı. Konuşamıyordu. Hareket edemiyordu. Beni görünce gözlerinden yaş akmaya başladı. Onu bu halde hiç görmemiştim. Ben babamı hiç hasta bile görmemiştim.  Benim babam hasta olmazdı. Hep dinç ve eğlenceli biriydi. Ama... Ama nasıl bu hale gelmişti. Onu affetmekte ant içmiştim. Ancak gördüğüm an bir şeyler oldu. Ağlamaya başladım. Gidip elini tuttum. Ne olmuştu bana. Neden bu kadar duygulanmıştım. Doğru benim bu hayattaki tek sahip olduğum kişi babamdı. Ancak o başka bir kadının çocuklarına babalık yapmıştı. İçim acıya acıya ağlamaya devam ettim.

  Uzunca bir süre yanında oturdum. Sonrasında gitmek için kapıya yaklaştım. Ağlamaktan gözlerim kıpkırmızı olmuştu. Bulanık görüyordum etrafı. Kapıyı tam açacakken Cansu'nun bir adam ile konuştuğumu duydum. Kapıya yaklaşıp dinledim. Normalde böyle huylarım yoktur. Ancak içimden bir his kötü bir şey olacak gibi geliyordu.

— Saçmalama abi. İstemiyor seni.

Konuştuğu kili Metin miydi? Ne yapacaktım? Dinlemeye devam ettim.

— Yeliz şu anda kiminle kalıyor haberin var mı senin?

— Ne demeye çalışıyorsun?

— Yıllardır beklediğin platoniğin diyorum. Serkan.

— Ne? Onlar sadece arkadaş. Sen bilmiyorsun.

— Sen öyle san canım. Serkan , Yeliz'i istiyor. Ha için rahat olsun, sevdiğinden değil. Bana eziyet ,intikam olsun diye. Sen bana yardım et. Ben sana. Nasıl anlaşma?

— Yapam...

— Yapacaksın. Şu ana kadar ona destek oldun da ne geçti eline? Küçükken de böylesin sen. Her seferinde annemden dayak yiyen de.

  Ne diyordu bunlar. Cansu ,Serkan'a mi aşıktı? Serkan intikam olsun diye mi benimle yan yanaydı?

Tam o anda kapı açıldı. İçeri giren kişi Metin'di. Korkup geri çekildim. Düşmemi engellemek için belimden tutup kendine çekti.

Kendimi kollarından kurtarıp lavaboya girdim. Kapıyı kitleyemeden itip içeri girdi. Metin sandığımdan daha güçlü biriydi. Tam çığlık atacakken bir peçete ile ağzımı kapattı. Peçetede eter vardı. Nefes almamak için çok dirensem de. 2 dakika gibi bir sürede bayılmıştım.