AMERİKA'YA YOLCULUK

40 16 7
                                    

Dünkü konuşmadan sonra Serkan benim eve gitmeme izin vermedi çünkü Metin'in iş yerime gelme cesaretinde bulunduğuna göre evime de gelebilecegini düşünüyordu. 4 gündür onun evinde kalıyordum. Sık sık sohbet ediyor, birbirimizi daha yakından tanımaya çalışıyorduk. Serkan'ın aslında herkese değil sadece tanımadığı insanlara karşı sert davrandığını anlamıştım. Aslında oldukça komik ve eğlenceli biriymiş.

Biraz tek başına evin etrafında dolaşırken sıkılıp Serkan'ın yanına gittim. Bir süredir bir şeyler ile uğraşıyordu. Ağaca salıncak mi yapmıştı o? Salıncak yapmamış resmen sanat eseri ortaya koymuş. Şaşkın bir şekilde yanına gittim.

— Çok güzel olmuş Serkan Bey

— Beğenmene sevindim. Aslında senin için...

— Benim için mi?

— Evet ,çay bahçesine gittiğimizde salıncağa bakıyordun eğer buraya bir salıncak yapar isem hem estetik görünür hemde senin hoşuna gider diye düşündüm. Beğendin mi?

— Evet, hemde çok. Teşekkür ederim.

Ben salıncağa oturdum Serkan ise eve gitti. O anda aklıma bir şey takıldı. Bana acıyor muydu? Bu yüzden miydi bu iyi davranışı yoksa bana değer verdiğinden miydi? Tabikide sana açıyordu aptal! Kim daha 2 haftadır tanıdığı birine değer versin ki?

Moralim bozulmuştu, neden buraya gelmeyi kabul etmiştim ki? Kimsenin bana açılmasına ihtiyacım yoktu. Ben hep tektim ,kimse bana acısın veya üzülsün istemedim, istemiyorum da. Ben düşüncelere dalmışken Serkan geldi.

— Kötü bir şey mi oldu? İçecek getirdim ister misin?

— Hayır ,eve gitmek istiyorum.

— Orası güvenli değil konuştuk bunu. Hem kabul etmişken neden birden bire gitmek istiyorsun?

— Umurumda değil, eve gitmek istiyorum.

Ciddi olmama şaşırmıştı. Gülümseyip yüzüme yaklaştı.

— GİDEMEZSİN

— Ne? Neden gidemezmişim?

— Çünkü...

— Çünkü?

— Çünkü yarın Amerika'ya uçacağız. Ne o unuttun mu?

Tamamen aklından çıkmıştı. Nasıl oluyorda her şeyde haklı çıkabiliyor.

— Unuttum

— Yarın beraber gideriz bavulunu hazırlarsın.

Cevap vermedim ve salıncakta sallanmaya başladım. En son 10 yaşındayken annem ile parka gitmiştim o beni sallardı babam ise ikimizin fotoğrafını çekerdi. Güzel zamanlar her zaman geçici miydi? Kim bile bilirdi bu hale geleceğimi, geleceğimizi? Serkan bana seslendi;

— Yeliz ,seni sallamamı ister misin?

Nedensizce utanmıştım. Ağzımdan istemsizce "Olur " kelimesi çıktı.

O beni sallarken ben saçlarımı açtım. Rüzgarı hissedebiyordum. 2 haftadır tanıdığım biri için kalbim nasıl böyle atabiliyordu. Serkan bir şarkı mırıldanmaya başladı;

" Vurgunum sana ,bir mahkum gibi

Uykular haram ,bir zehir gibi

Aşığım fakat ,hasretin deli ezelden beri

...

Mühürledim seni kalbime

Kurşunlar işlemez ciğerime

Siyahın En GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin