"Artık bitti dostum, teslim olmanın zamanı geldi." diye seslendi Şerif Floyd, elindeki silahı karşısındaki kişiye doğrultarak. Bunu telaşla birlikte zor bir şekilde duyan Clyde aniden durdu ve sol elini yavaşça fötr şapkasına doğru götürerek şapkasını öne eğdi. "Bitmedi dostum, günün birinde tekrar görüşeceğiz." dedi ve hızla sağ elini silah kabzasına götürdü. Clyde'ın silahı kabzasından çıkarması ile birlikte Şerif Floyd oldukça hızlı bir şekilde tetiği çekti ve Clyde aniden yere serildi. Zor nefes alma sesleri ve gözyaşları ile yerde yatan Clyde anlaşılmayacak şekilde bir şeyler mırıldanıyordu. Yere düştüğünü gören Floyd silahını çevirerek kabzasına yerleştirdi ve kilidini kapattı, ellerini kemerde tutarak eski moda çizmeleri ile yavaşça Clyde'a yaklaştı. "Ağlıyor musun?" diyerek güldü Şerif Floyd. Sol akciğeri dahil 3 bölgesine daha mermi yemiş olan Clyde konuşamaz halde yerde yatıyor ve yıldızları seyrediyordu. "Bir hükümet kaçağını daha cehenneme gönderdik." diyerek arkasını döndü ve kasaba halkına doğru kafasını çevirdi Şerif Floyd. Kasaba halkı hem şaşkın hem de rahatlamış gözüküyordu, kimisi ise öldürülmesini değil de asılmasını ister gibiydi. Kasabanın ortasında bulunan uzun çınar ağacına 2 gündür kimse bağlanmamıştı malum.
Amerika'nın batı kısmı çok çetindi. Halkı yaşam mücadelesi veriyor, ama soğukkanlılıklarından ödün vermiyordu. Yeri geldiğinde ölümcül, yeri geldiğinde ise bir yavru ceylan gibiydiler ancak kesin bir şey vardı ki, Doğu halkından ve yaşadıkları toprağın yerlilerinden nefret ediyorlardı. Doğu tarafı onları aç ve susuz bırakmıştı. Buranın insanı kültürel olarak gelişmemiş, tam olarak medeniyetini kuramamıştı. Kıtlığın üst seviyede olduğu ve paranın oldukça zor kazanıldığı bu topraklarda insanların herhangi bir can güvenliği yoktu, her an bir sebepten dolayı ölebilirdiler. Nedeni ise vahşi batıda hiç bir zaman sakin bir gün geçmemesiydi. Banka soygunları, tren soygunları, hükümet kaçakları, dolandırıcılar ve çete örgütleri oldukça çoktu. Otorite kurulamamış, adalet sağlanamamıştı. Hakimler bile yasa dışı olarak kararlar verir, suç oranı yüksek olan neredeyse tüm suçlular delillere bakılmadan infaz edilirdi. Yerliler ise kasabaların uzaklarında kendi kurdukları kamplarda yaşarlar, Amerika vatandaşlarının onlardan çaldığı toprakları geri almak için zaman zaman ufak bölgelere, kamplara, araba sürülerine ve trenlere saldırı düzenlerlerdi. Gelgelelim bizim hikayemize, 7 yıl önceye dönelim...
Not: Yorumlarda fikirlerini belirtip, kitap hakkında görüşlerini ve okurken hissettiklerini yansıtabilirsin. Ayrıca lütfen oylayarak bana destek olmayı da unutma! ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günün Birinde "Bir Vahşi Batı Hikayesi"
Historical Fiction"Amerika'nın batı kısmı çok çetindi. Halkı yaşam mücadelesi veriyor, ama soğukkanlılıklarından ödün vermiyordu. Yeri geldiğinde ölümcül, yeri geldiğinde ise bir yavru ceylan gibiydiler ancak kesin bir şey vardı ki, Doğu halkından ve yaşadıkları topr...