19

402 40 57
                                    

Timeskip: 4 ay sonra

"Şükürler olsun alçı çıkıyor! "

"E sende afedersin ama salaksın Felix. 2. Kattan atlamak da ne demek? Hem benden bu kadar korktuğunu bilseydim yapmazdım"

"Yipirkin dişindiydin. Bana hep böyle diyordun"

"Aman be ziyarete gelende kabahat. Neredeyse her gün yanına geldim senin"

"Gelmesende olurdu. Nasıl olsa Hyunjin de hergün yanıma geldi. "

"Aşağıdayım ben. Alçı çıkınca gel aşağıya. "

"Tamam git Jisung"

"Bende gidiyorum o zaman Felix"

"Git seung git. "

Seungmin ve Jisung çıkacakken Yeji'nin gelmediğini fark ettiler.

"Yeji, gelsene sen de"

"Hayır minnie, ben Felixciğim ile kalacağım. Uzun zamandır yürümüyor ve alçısı yeni çıkıyor, zorlanabilir. "

"Tamam o zaman görüşürüz"

İkisi kapıyı kapatıp çıktı. Ben de Yeji ye döndüm. Sağ olsun okul biter bitmez yanıma geliyor gece geç saatlere kadar burada kalıyordu. Bazen Bayan Hwang' ın yaptığı yemeklerden getiriyordu, o günler en mutlu zamanlarım diyebilirim hastane yemekleri pek güzel sayılmazdı çünkü.

Ve zorlanabiliceğimi düşünen 2 kişiden biri.

Diğeri Hyunjin, maalesef çok önemli bir işi olacağı için gelememiş.

Ha, bu arada. Bana ne mi oldu?

Fb)

3. ağız

Felix o panik ile camdan atlamıştı. Abartı bile diyebilirsiniz ama Felix in bunu yapabilecek kapasitesi vardı.

Jisung ise öfkeli halinden endişeliye dönmüştü, bunu istememişti. Merdivenden en hızlı şekilde inip öğretmenler odasına varmıştı. Hemen yardım isteyip Felix in yanına inmişti.

Hyunjin de onun gibi endişelenmişti. Onun yanına vardıklarında ismiyle bağırmıştı fakat hiç bir dönüt alamamıştı.

Hastaneye kaldırıldığında bacağında kırık olduğu. En az 3 ay yürüyemeyeceği söylemişti.

Yeji, Jisung, Seungmin ve Lia onu her gün ziyaret etmişti. Derslerden geri kalmaması için Felix e tuttukları notları vermişlerdi ve hepsi en iyi olduğu derste ona öğretmenlik yapmıştı.

Hyunjin, okul çıkışından 1-2 saat sonra elinde çiçek buketi ile Felix in yanına geliyordu. Felix in en sevdiği çiçek zambağı alıyordu, arkadaşlarından öğrenmişti.

Yeni eklenen çiçeğe mutlulukla bakıyordu Felix, yavaş yavaş çiçek buketleri bir duvarı kaplayacak sayıya gelmişti. Her uyandığında etrafında ona hislerinden emin olamadığı adamın aldığı zambakları görmek çok hoşuna gidiyordu...

Fb bittiii)

Alçı çıkmıştı ve tahmin ettiğim gibi yürümekte zorlanıyordum, neyseki yanımda Yeji vardı yürümem için bana destek oluyordu.

Asansöre ulaşmıştık. Zemin kata basıp, oraya varmayı bekledik.

Kapı açıldığında bizimkilerin yanına gittik.

"Arabaya geç Felix"

"Seungmin, bizden kimsenin emniyeti yok, ne arabasından bahsediyorsun? "

"Bizden birinin süreceğini kim söyledi? Bin hadi. "

Arka kapıyı açıp arabaya bindim.

"Merhaba baş belası. "

Kafamı kaldırınca Hyunjin' i görmemle biraz şaşırmıştım açıkçası annemi falan görmeyi beklerdim.

"Merhaba Hyunjin"

Diğerleri de arabaya binince hareket ettik. Hyunjin ilk beni eve birakacağını söyledi.

...

Kısa zaman sonra eve gelmiştik.

"Bıraktığınız için teşekkür ederim. "

"Görüşürüz çocuklar! "

El salladım, sonra arabadan inerek eve girdim. Zili çalıp kapının açılmasını bekledim.

"Oğlum! "

Annem, anında bana sarıldı ve saçlarımı karıştırdı. Saçlarıma dokunulmasından nefret ediyorum.

"Merhaba anne"

"Gel içeri geç"

Annem ile birlikte salona geçip koltuklara oturduk.

"Yarın okula gidebilecek misin Felix? "

"Yarına bir şeyim kalmaz giderim, zaten diğer bacağım hala sağlam yürürüm yani. "

"Kendini fazla yorma ama"

"Tamam tamam yormam"

Kapı çalmıştı.

Annem ayağı kalkarak kapıyı açmaya gitti. Duyduğum konuşmalara göre sanırım öğretmenlerden Changbin, Jeongin, Chan, Ryujin,Yuna ve Hyunjin gelmişti.

"Merhaba Bayan Lee. Bunları Felix için getirmiştik"

"Bunlar çok fazla. "

"Felix, çiçekleri çok beğendiğini söylemişti. " Keşke odamda da olsalar" diyordu. Merak etmeyin yardım edeceğiz. "

Onları koridordan geçerken görüyordum. Her biri kucak dolusu zambak çiçeklerini yukarı taşıyordu.

Ben onu öylesine söylemiştim, gerçekten getirmesini beklemiyordum. Her gün getiriyordu çiçekleri ve bu oldukça fazla bir sayıdaydı. Yaklaşık 150 buket getirmişti.

Diğer öğretmenler çiçekleri taşıyorken yanıma Yuna ve Ryujin gelmişti.

"Ayyy Felix çok şanslısın. " dedi Yuna

"Bence deee. Hyunjin çok tatlı ve düşünceli biri baksana şu çiçeklere. "

"Oh, evet tatlı ve düşünceli. Ben de kendimi şanslı hissediyorum, böyle mükemmel birinin bana bu kadar değer vermesini beklemiyordum. "

Yuna ve Ryujin birbirlerine bakış attılar ve sırıttılar.

"Sen de onu seviyorsun yani! "

"Sen de onu seviyorsun yani! "

İkisinin aynı anda söylemesi tatlı gelmişti ama. Ne demek sen de onu seviyorsun?

"Ben (hislerimden) emin değilim ama o beni mi seviyor? "

Tekrar bakıştılar. Bu sefer panikle, beraber söylemişlerdi.

"Hayır! "

"Hayır!"

"Sen de demek onun da beni sevmesi demek değil mi? Kafamı karıştırıyorsunuz"

Yine birbirlerine bakıyorlar. Alışkanlık herhalde.

"Sen de benim kafamı karıştırıyorsun Felix"

Bazı okurlar üzüleceğini belirten yorum attılar.

Bende dedim timeskip yapayım.

Bölüm oldu umarım

Görüşürüzzz 🤍💙🐣

canım hocam✓ʰʸᵘⁿˡⁱˣHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin