İstemeden gözlerim kırmızı dolgun dudaklarına iniyordu, bu yakınlık benim için hiç iyi değildi. Hyunjin' in de gözleri dudaklarıma kayınca alçak sesle konuştu.
"Kendimi tutamayacağım, özür dilerim. "
Dudaklarının dudaklarıma temas ettiği an tepeden tırnağa her yerimin alevlendiğini hissettim. Gülümsemesi bile içimde kelebekleri uçuştururken şu an içimde yangınlar çıkıyordu.
Ellerim istemsizce ensesine çıktı ve kendime iyice çektim ve dudaklarını dudaklarıma bastırdım. Dudaklarımı vakumlarcasına emmeye başladığında öpüşmemiz iyice derinleşmişti, sanki yarınlar yokmuşcasına sertçe dudaklarımı emiyor, ısırıyordu. Ben de yarın büyük ihtimalle yüzüne bakamayacağımı bildiğim için tadına varmaya çalışıyor, hareketlerine karşılık veriyordum...
(İsteyenler vardı diye biraz yazdım. Asırı utanmak ben ☺)
✧・゚: *✧・゚:*
Annem yemek için çağırdığında birbirimizden ayrılıp sofraya geçmiştik, bırakın yarını şimdi bile yüzüne bakamıyordum. O sürekli bana bakıyordu, üstümdeki bakışları hissediyordum fakat ona bakamıyordum. Hadi ama Felix, ilk defa öpüştün sanki ne diye utanıyorsun?! Gerçekten anlamıyorum önceki sevgili olduklarımla çokça kez yapmıştım böyle utanmamıştım!
Annem yemekleri servis edince bir oh çektim. En azından yemek yemeye çok odaklandığım için o bakışları hissetmezdim. Herkes yemeğine başladığında ben de yemeğe başladım, bu kadar acıktığımı bilmiyordum.
"Toksundur diye düşünmüştüm Felix."
Yemek keyfimi bölen cümleyle Hyunjin' e öldürücü bakışlarımı attım, ne dediğini ben anlamıştım tabi ama annelerimiz tam olarak anlamamıştı yanlış bir şey söylerse tam anlamıyla sıçmıştım. Sırıtarak söylemişti bir de gıcık.
"Ah, yanlış anlamayın yukarıda, ona getirdiğim keki vermiştim de. "
"Yanlış anlamadık Hyunjinciğim, çok düşüncelisin teşekkürler. Beyfendi bu konuda hep bana ajitasyon yapıyordu zaten iyi olmuş. "
Anneme kaşlarımı kaldırıp 'sen ciddi misin? ' diye baktım.
BİR ANDA MASADAKİ HERKES ÜZERİME OYNAMAYA BAŞLADI!
Umursamayıp yemeğime geri gömüldüm ama o hala bana bakıyordu. Gerçekten tebrik ediyorum yemek keyfiminde içine edildi.
"Ben doydum elinize sağlık. "
Daha fazla o bakışlara maruz kalmak istemediğimden telefonumu alıp dışarı çıktım.
Evimizin bahçesinde en sevdiğim köşeme oturdum, burayı çok seviyordum. Etrafı süsleyen sarı laleler ve mor iris çiçekleri, geceleri ortaya çıkan manzara, kendim yaptığım ışıklandırma ve geniş tahta salıncağım. Bu salıncağın üstünede renk renk minder döşeyip üstüne yastık koymuştum, aşırı rahat bir yer olmuştu hatta burda sallanarak uzanabiliyorum. İşte bu yüzden en sevdiğim yer, boş zamanladımda veya tek kalmak için geliyorum buraya.
Salıncağın sol tarafına oturdum ve yastığı kucağıma alıp ona sarıldım. Rüzgar sayesinde etraftaki çiçek kokuları burnuma gelince içimi huzur kaplıyordu. Gözlerimi kapatıp sadece çiçeklerin kokusuna ve etrafta rüzgar eşliğinde sallanan ağaçlarn yaprak seslerine dikkat ettim.
Yanımda bir kıpırtı hissetmiştim.
"Güzel yermiş. "
Gözlerimi açıp Hyunjin' e döndüm. Elinde iki bardak magnolia vardı, bu tatlıya bayılırım.
Bardaklara baktığımı görünce birini bana uzattı.
"Teşekkür ederim Hyunjin. Burayı ben de seviyorum. "
Cevap verdikten sonra hızlıca tatlıyı büyük lokmalarla yemeye başlamıştım.
"Neden benden kaçıyorsun hm? "
"Yoptoğomoz yonloşto. "
Yanaklarımı tatlıyla doldurduğum için boğuk çıkan sesime gülmüştü. Fakat sorduğu soruyla geri suratını düz bir ifade sardı.
"Senin yaptıkların yanlış değildi yani?"
Ağzımdakileri yuttum ve konuştum.
"En azından sevgiliydik senle sevgili bile değiliz, ya sen beni sevmiyorsan ya ben seni gerçekten sevmiyorsam? "
"Ben seni sevdiğimden eminim, yüzüne söylüyorum seni sevdiğimi tamam mı. Sen de öğreneceksin yavaştan. "
Duymazdan gelerek bir bahane daha söyledim.
"Ayrıca senin öğrencinim ben. "
"İlk olarak sence konuşma şeklimiz, birbirimize davranma şeklimiz, hitap etme şeklimiz öğretmen öğrenci ilişkisine benziyormu? Hem mesleğimi sorun ediyorsan ve o dudakları öpebileceksem tekrar, işimi bırakırım. "
"Uff saçlama Hyunjin, daha fazla konuşmak istemiyorum. "
"Nasıl olsa saçmalamadığımı anlayacaksın küçük baş belası. " diyerek ayağı kalktı ve eve doğru yürümeye başladı.
"Bana şöyle diyip durmasana! " dedim ve kucağımdaki yastığı arkasından fırlattım.
"Hey, yastığımı ver! "
"Sana diyorum Hyunjin! "
"Vermezsen verme! Çok var benim yastığım zaten! "
Yerimden kıpırdamadan salıncağın ta öbür ucunda olan yastıklara rahatımı bozmadan uzanmaya çalıştım ama olmadı. İllaki bozacağız rahatımızı!
Yastığı alıp eski pozisyonuma geçtim.
Sonra telefonuma bildirim geldi.Lanet matçı
Odana gel
Canım sıkılıyor
HemenGörüldü
Bölümü attım şimdi kaybolmaya gidiyorum☺
Görüşürüz 💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
canım hocam✓ʰʸᵘⁿˡⁱˣ
Fiksi Penggemarmatematik hocası hyunjin ve onu çok seven öğrencisi Felix 11/04/2024 -hyunlix #1