KIZIL

3. BÖLÜM

Helloooo, öncelikle yorum yapıp oy veren herkese teşekkür ederim. Kısa zamanda beni tanımayan çok insan kurgumu keşfetti ve bu beni çok mutlu etti. Belirtmek istedim öyle. Bu bölüme de oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen, sizleri seviyorum.

İnstagram hesabımız:

kizil_official

____________________

Fernando gemi boşaltıldıktan sonra halletmesi gereken birkaç işini halledip arabasına geçmişti. Saatlerdir bu anı bekliyordu ve nihayet yola çıkabilmişti. Adamlarının söylediğine göre kız üç gün sonra bir eve yerleşecekti. Bu bilgiye ise odasına koydukları dinleme cihazı sayesinde erişmişlerdi.

Bunu da Mila içeri girdiğinde onunla içeri girip kimlik hakkında önemsiz birkaç bilgi veren kişi kaşla göz arasında yerleştirmişti. Mila o gittikten hemen sonra da Luca ile konuşunca adamlar az çok onun hakkında bilgi sahibi olabilmişti.

Saatler süren bir yolculuğun ardından ise nihayet kızın kaldıkları yere varmışlardı. Araç durduğunda Fernando camı açıp bir sigara yaktı. Mila geldiğinden beri ne bir banyo yapabilmişti ne de yakalanacağım korkusuyla dışarı çıkabilmişti ama daha ilk dakikadan sıkılmaya başlamıştı bile. Fakat yine de sabretti. Bir gün boyunca bunalsa da dışarı hiç çıkmadı. Fernando ise hiç ayrılmadı oradan.

Ertesi gün olduğunda ise onun ülkeye yasal bir şekilde girdiğini göstermişlerdi. Bu kadar çabuk olması ise adamın herkesten önce kızın işlerini hızlı bir şekilde hallettirmesiydi.

Bunu ise belgeletip bugün kıza ulaştıracaktı adamlar. Öyle de oldu. Saatler öğleden sonra üçü gösteriyorken Fernanda'nun adamlarından birisi geldi ve Mila'ya belgeyi teslim etti. Mila ise bunun rahatlığıyla derin bir nefes alıp hemen banyo yapmış ve kendini dışarı atmıştı.

Üzerinde beyaz bir pantolon ve sarı bir tişört vardı. Gittiği yer ise kuafördü. Değişiklik istiyordu ve bu değişiklik için ilk adımı hemen atmalıydı.

Bedeninden çok ruhunun ihtiyacı vardı çünkü buna. Dışarı çıktığı ilk an kafasını yukarı kaldırıp gözlerini kapatarak içine derin bir nefes çekmişti. Fernando gördüğü bu görüntü karşısında tebessüm etmeden duramadı.

Mila yolda ilerlemeye başladığında ise gözüne gözlüklerini takıp araçtan indi ve kızı takip etmeye başladı. Mila o kadar heyecanlıydı ki yeni hayatı için, ve de buruk, bir ara arkasına dönüp baktığında bile görmedi onu. Gördüğünde ise fark etmedi, göz göze gelmiş olmalarına rağmen. Dalgındı çünkü.

Heyecanının yanında yer edinen dalgınlık ise geride bıraktıklarıydı.

Cebinden yeni aldığı telefonu çıkardı ve navigasyondan yakınlardaki kuaförlere baktı. En yakın kuaför ise yarım saat uzaklıktaydı ama yürümek iyi geleceğinden sorun etmedi. Hava bugün güzeldi ama biraz esiyordu.

Yanına hırka almadığı için kendine kızdı o an ama üşümek bile iyi geliyordu.

Yine de hırka olsa fena olmazdı diye geçirdi içinden. Yarım saat boyunca o önde Fernando arkasında yürüdüler. Kuaföre vardıklarında ise Mila bir an bile düşünmeden girdi içeri ve sırasını bekledi. Tam bir saat. Bir saat boyunca Fernando onu kuaförün önünde beklemişti.