Multimedya: Unuttun Mu Beni? ~ Bahtiyar
Bazen hayat öyle bir darbe vurur ki insana, ruhun bedeninden fırlar, şaşar kalırsın. Geriye bakarsın, geride bıraktığın ömrüne. Hayatın gözünün önünden film şeridi gibi geçmez, kırık aynalardaki yansımalar gibi teker teker birleştirmen gerekir parçaları. Bir duygu hissedersin, sonra bir duygu daha. Birleştirip ne anlama geldiğini çözmeye çalışırsın. Birilerini özlersin, bir umut beslersin. Kimi özlediğini, ne umduğunu hatırlamaya çalışırsın.
"Olabilir. Ama ben cidden alıştım."
"Keşke böyle bir şeye alışmak zorunda kalmasaydın."
"Keşke ama yapacak bir şey yok."
Konuyu değiştirmek istedim. İçim acıyordu. Ama bir şey diyemedim. Çınar sanki bu isteğimi anlamış gibi konuyu değiştirdi.
"Gözlerinin rengi çok güzel."
"Karanlıkta görebiliyor musun ki?"
"Güzel şeyleri her zaman görürüm."
"Senin de gözlerin çok güzel."
"Karanlıkta görebiliyor musun ki?"
"Hayır ama sabah görmüştüm."
"Beni o kadar fazla incelediğini bilmiyordum. İncelemede sevindim."
Ne? Ne diyordu bu adam? Utançtan kıpkırmızı kesildiğime emindim. Neyseki göremiyordu.
"Ben sadece sizin nasıl bir karakterinizin olduğunu anlamaya çalışmıştım."
"Gözlerime bakarak mı?"
"Sadece gözleriniz değil ki."
Lan ben ne dedim?! İyice battım ya! Çık çıkabilirsen işin içinden.
"Ya başka nere mi inceledin?"
"Geç oldu. Gidelim mi?"
"Geldiğinde de geçti. Şu anda güneş doğuyor Gece."
"Evet haklısınız."
"Patronunmuşum gibi konuşmayı bırak."
"Öyle değil misiniz?"
"Şu an hayır."
"Peki neyiz şu an?"
"İki yakın arkadaş."
Yakın? Arkadaş? Ne zaman olmuştuk acaba ve benim niye haberim yoktu?
"Anladım. Peki Çınar. Ee gitmiyor muyuz?"
"Güneşin doğuşunu izlemek ister misin?"
"Hem de çok isterim."
"Gel benimle."
Oturduğu yerden ayağa kalktı ve bana da elini uzattı. Koluna baktım. Kolunu uzatınca gerilmiş kasları vücudunu saran tişörtünün altından belli oluyordu. Elini tutup kalktım. Bu küçük temasa gülümsemişti.
Bende gülümsedim. Kendimi kötü hissetmiyordum ve bu çok güzel bir histi.Mezarlığın arkasında güneş çok net gözüküyordu. Oraya geçip oturduk. Güneşin taze ışıkları bedenimi okşuyordu. İçime sebepsiz bir mutluluk yayıldı.
Günümü düşünürken Arda ile konuşmam aklıma geldi. Asistanlarına iyi davranmıyordu. Ama ben? Ne farkım vardı? Çınar'a dönüp sordum.
"Çınar?"
"Efendim Gece?"
"Sen asistanlarına iyi davranmazmışsın. Ama bana çok iyi davranıyorsun."
"Çünkü sen farklısın gece kuşu."
"Nasıl yani? Cümleni biraz daha açar mısın?"
Cevap gelmedi ama beklemiyordum da zaten. Tekrar yüzümü güneşe çevirdim ve güneşin keyfini çıkardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusursuz Cinayet
Short Story"En kusursuz cinayet yaşama sevincini öldürmektir." ~ Paulo Coelho