4.B.- Kalbe Sızan Zehir

223 24 10
                                    

Ben geldiim. Yeni bölümle geldim.

Medyada Sarah varr

Lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayınn. Evet siz siz okuyup yorum yapmayan minik hayalet okurlarr

İyi okumalarr

🌙🖤

Gözlerimin dolduğunu hissettiğim an bakışlarımı kaçırdım. Gülümsemeye çalışıp maskemi kullanmak istedim ama maskem rüzgardan savrulup uçmuştu yüzümden.

"Ben bir su içeyim." diyerek ayağa kalktım. Açık kapısından mutfak olduğunu anladığım yere acele adımlarla yürüdüm ve içeri girdiğim gibi düşmek üzere olan göz yaşımı sildim.

Arkamdan gelen adım sesleriyle burnumu çekip derin bir nefes aldım. İyiydim. İyiyim. İyi olacağım...

Ayak sesleri arkamda durdu. Döndüğümde hemen önümde duran Konstantin "Belki de konuşmamalıyız." dedi.

Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Öğrenmek istiyorum."

"Ama kalbin kırılabilir." dediğinde "Kırmadan anlatırsın?" diye bir öneride bulundum. Belki de bazı yerleri gelişigüzel anlatmak yerine yumuşatabilirdi.

"Kırarım." dediğinde afalladım. "Düşünmem. Düşünmeden olanı anlatırım. Kırılırsın."

Söyledikleri empatiden yoksun bir adam olduğunu söylemesinin farklı bir yoluydu.

Kafamı kaldırıp gözlerimi gözlerine sabitledim. "Öyleyse kır kalbimi."

Kafasını bana doğru eğdi. Biraz da üzerime eğilmişti. Yakınlığı yutkunmama bile izin vermedi. Öylece donup kaldım.

"Kalbini bu kadar kolay mı veriyorsun ellerime?"

"Sahip ol diye değil ya, açıyorum sadece. Açıyorum işte. İzin veriyorum. Anlat." dedim.

Geri çekilip içeri yürüdü. Önümdeki kocaman bedenin gitmesiyle boşluğa düşmüş gibi hissettim.

Arkasından içeri geçip, eski yerime oturdum.

O da aynı şekilde eski yerine geçtiğinde viski bardağını eline aldı. İçinde buz olan içkisinin bardağı içerinin sıcaklığıyla terlemiş ve sehpada ufak bir su birikintisi yaratmıştı. Viskinden bir yudum aldı. Dudaklarını yaladı ve bardağı eski yerine koydu.

"Az önce sorduğum soruyu hatırlıyor musun?" dedi.

"Çocuk muyum ben? Tabii hatırlıyorum." diye cıyakladığımda gözlerini kıstı. Onunla konuşma şeklime dikkat etmem için bilmem kaçıncı uyarıydı bu.

"Çocuk değilsin ama küçüksün."

"Küçük senin-" dediğimde Konstantin boğazını temizledi ve kaşlarını çattı. İşte yeni bir uyarı daha...

"Her neyse. Ona baba bile demek istemiyorum çünkü her şeyi mahvetti." dedim. Aslında anlatmak kolay değildi ama her şeyi bilen hatta benden bile fazlasını bilen bir insan karşımda olunca nedense daha rahat konuşabilirmişim gibi gelmişti.

Rahatlık hissini verenin o olması, tavır ve davranışlarına tezatlık yaratan bir durumdu.

"Düşündüğün gibi olmadığına eminim çünkü hikâyenin senin bilmediğin kısmını da biliyorum ama neden öyle düşünüyorsun?" dedi.

Ay Işığı (Diaboli serisi) +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin