"Şiddetle başlayan hazlar şiddetle son bulurlar,
Ölümleri olur zaferleri.
Ateşle barut gibi birbirlerini öpüşürken yok ederler.
En tatlı bal bile tadıldıkça tadını yitirir.
Aynı lezzet iştahı yok eder.
Bu nedenle ölçülü sev ki uzun sürsün sevgin."
- William Shakespearetame impala, one more hour
güncel gürsel artıktay, kibir
şebnem ferah, daha iyi olmaz mıydı
❛ oy ve yorumlarınızı esirgemeyiniz.
keyifli okumalar, b. ★ ❜「 24. BÖLÜM 」
Sinirle kendini Sahra'nın oturduğu banka attı Tunç. Tüm okulun gündemi kardeşiydi, kardeşi ve hoşlandığı Emre. Ellerindeki kanı, giydiği siyah pantolona sildi ve öfkeli bir boğa gibi solumaya devam etti. Biraz önce Emre'yi feci derece dövmüş, olduğu yerde öylece bırakmış ve çevredeki herkese haddini bildirmişti bir daha ağızlarını açmamaları için. Bir daha bu konuyu açmamaları, Berçem'e en ufak bir rahatsızlık vermemeleri için tehditler bile savurmuştu hatta.
Şimdi ise okulun yakınlarında, biraz tenhada kalan banklardan birinde sevgilisiyle oturuyordu.
Sahra da sinirliydi, Tunç'a dönüp sakinlikten epey uzak hiddetli bir ses tonuyla, "Ne yaptığını sanıyorsun sen Tunç?" diye sordu.
"O şerefsize hakkını veriyorum, başka ne yapmışım Sahra?!"
Seslice nefesini verip uzun, sarı saçlarını geriye attı Sahra. Bacak bacak üzerine attı, üstte kalan ayağını sinirle sallamaya başladı. "Neden kendi canını tehlikeye atıyorsun o sünepe çocuk için? Başına gelecekleri tahmin edebiliyor musun? Ya seni okuldan atarlarsa?"
Ellerini birleştirdi, dirseklerini dizlerinin üzerine yerleştirdi. Bir yandan da dizi hızla inip kalkıyordu. "Ne bok yapacaklarsa yapsınlar, gram pişman değilim. Hatta daha fazlasını yapmadığım için kendimi suçluyorum."
Kafasını çevirip bir şeyler mırıldandı Sahra fakat duyulmuyordu. Kaşlarını çatıp ona döndü Tunç. "Ne söyleyeceksen sesli söyle, Sahra."
"Diyorum ki, kardeşin tam bir aptal. Hangi salak özelini yazdığı defteri halka açık bir yerde unutur ki? İnanılmaz."
Anında dikleşti Tunç. "Ağzını topla, Sahra. Kalbini kırmak istemiyorum."
"Hadi ya, toplamazsam ne olur? Kardeşin kim bilir nerede şu an, biliyor musun sen? Her şeyden bihaber ve rahat, cefasını neden biz çekiyoruz? Kendi hatasının bedelini sen neden ödüyorsun? Sırf kardeşin diye saçmalıklarına susacak değilim, anla şunu! Ben senin için endişeleniyorum Tunç, başka hiç kimse umurumda değil!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dipsiz okyanustaki aptal balığın hikâyesi | texting
Teen Fiction❛Melek olduğumu iddia edemem ama bu hikâyenin şeytanı sendin, sevgilim. Artık eminim.❜