İYİ OKUMALAR YILDIZLARIM...
Yıldızlar ve değerleri
***********
"Hocam, dünkü deneme sonuçları açıklandı mı?" Sınıftan çıkan soruyu umursamayarak sırada ki kollarımın arasını genişletip arasına başımı yasladım. Bu sıralar cinayetlere tekrar odaklandığım için dersler hep ikinci ya da üçüncü plana düşüyordu ve bazen derslerime kötü etki ediyordu. Bu sınavda ilk üçe giremeyeceğimi biliyordum ama umarın ilk ondan düşmezdim.
"Bir dakika bakıyorum," öğretmenin ne diyeceğini merakla bekleyen sınıfta bir tek ben başımı sıraya yaslamış bir şekilde duruyordum. Ayrıca bu gün yanımda Arya yoktu. Bunun garipliği beni sarmışken hiç bir şey umurumda değildi. Bir de serviste gördüğüm yüz dışında...
Serviste gördüğüm o yüz yüzünden izin vermediğim düşüncelerime şu an izin vererek onları dinlemek istedim. Aklımı birden esir alan o düşüncelere karşı koymadan sadece dinledim bu sefer. Belki de ertelemek istemiyordum. Bütün benliğim onu dinliyordu.
Fakat susmadan konuşuyor ve aklımı daha da kahrediyordu. Silinmiyordu o görüntüler, o karanlığın içerisinde 16 yaşlarında ki o çocuk çıkmıyordu aklımdan. Boğulma hissi etrafımı sarmaya başlamıştı. Kim bilebilirdi ki daha reşit olmayan birisinin kardeşlerimi öldüreceğini?
Kimse!
Zaten bu yüzden kaybetmemiş miydim onları? O her kötülüğe karşıyız diyen insanlar, güvendesiniz diyen o polislerin bizi geçiştirip bir şey yapmadıkları için değil miydi kimsesizliğim? Hayır, kim inkar ederse etsin bu yüzdendi. Ben suçlu değildim; ben bu oyunda ki günah keçisi gibi bir şeydim. Çünkü her şey onlar yüzündendi.
Belki de avutulmaya ihtiyaç duyan ruhumun bahanesiydi tüm bunlar, bilmiyordum.
"Açıklanmış. Hemen bakıyorum ama bence yine klasik ilk üç vardır karşımız-" Hocanın sözünü kesmesiyle herkes sanki daha da merak duygusunu belli edebilecekmiş gibi tepki vermeye ve konuşmaya başladı. 'Acaba ilk üçe başkaları mı girmiş, belki de denemeyi batırmışızdır' gibisinden bir sürü şeyler duymaya başlamışken hoca sınıfı susturmadan okumaya başladı. Bunu duyanlar ise hemen susunca sınıfta ölüm sessizliği oluştu. Bence şu denemeleri abartıyorlardı. Özellikle şu son dönemlerde!
"Birinci her zaman ki gibi Arya," sınıftakiler alkışladılar ama Arya okulda değildi! "İkincimiz bu sefer Alev yerine Minel." Dedi gülümseyerek. "Üçüncümüz ise," öğretmen duraksadı ve telefonda ki ekranı biraz kaydırdı. Ardından bana bir bakış atarak, "Karşı sınıftan Lena. Alev ise 13. sırada!" Sınıftan hafif şaşkın nidalar dökülürken bazı kişiler bana yandan bakış atıyordu. Tabii üç yıldır yazılılardan 100'den aşağı almayıp sürekli ilk üçe giren kızdan bunu beklemiyorlardı değil mi? Ah, tabi ki de beklemiyorlardı!
"Alev bu sınavda bir takım sıkıntılar mı yaşadın kızım?" Diyen öğretmene omuz silktim. Çoğu öğretmen bu hareketlerime alıştığı için bir şey demiyordu. Oysa ki başkası yapsa kendisini saniyesinde disiplinde bulurdu.
İşte Alev Kızıltepe farklarından biri!
Dersin devamında hoca bizi serbest bıraktı ve neredeyse herkes öğretmenle konuşmaya başladı. Tabii okulun bitmesi az kalmışken puan isteyecektiler.
Zil çaldığında gözlerim ufak bir tebessümle dışarı çıkan Minel'e takıldı. Yüzünde ufakta olsa umut taşıyan bir tebessüm vardı. Acaba deneme yüzünden mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANKI
RandomYANKIYDIM BEN; ÖLÜM ÇIĞLIKLARININ YANKISI... Karanlık gece, karanlık kayıplar ve karanlık bir kalp, Aydınlığın pek uğramadığı ama sürekli davet edildiği yer. Renklerin eskisi gibi canlı kalamadığı, Alev'in kalbinin yaşadığı yer... Nasıl olsa her şey...