Bölüm 21

297 32 12
                                    

Dolabın tasarımı eskiydi, herhangi bir anahtar deliği de yoktu. Tahta bir kasaydı ama herhangi biri büyüyle ya da çıplak elle zorlamaya çalışsa açamazdı. Kahir ve Elif dolabın etrafındaki manayı hissedebiliyordu. Kilidi büyüyle yapılmıştı ve annesinin deyimiyle sadece Kahir'in anneannesi açabilirdi.

Eylül, Kahir ve Elif'in yönelttiği meraklı gözlerle tahta dolaba doğru yaklaştı ve önce Kahir'e sonra Elif'e baktı.

"Sadece kulpundan tutup açmayı denemem mi gerekiyor?"

"Evet, kilidi büyüden yapıldı. Bu yüzden anahtar filan yok."

Kahir'in cevabıyla Eylül elini dolaba doğru uzattı ve arkasından ikisinin baskı verici bakışlarıyla dolabın kulpunu çevirip kendine doğru çekmeyi denedi. Dolabın kapağı sorunsuz bir şekilde sonuna kadar açıldı. Kahir ve Elif şaşkınlık içinde dolabın çıkardığı gıcırtılı sesi dinlediler. 

Kahir o kadar şaşırmıştı ki dolap annesinin söylemine göre Kahir 1 yaşındayken kilitlenmişti ve kimse açamamıştı. Annesi harika bir kilit yapmış ve içindekini muazzam bir şekilde saklamıştı. Herkes içinde ne olduğunu merak edip dolabı açmayı hatta kırmayı bile denemişti ama yapamamıştı.  Şimdi ise Eylül sadece kulpunu çevirip küçücük bileğiyle kuvvet bile uygulamadan dolabın kapağını sonuna kadar açmıştı.

Eylül arkasını döndü ve ikisinin suratına baktı. İkisi de şaşırmış gözlerle Eylül'e baktı. İfadelerine bakılırsa dolabın açılması önemli bir şeydi. Bir şeye katkı sağlayabildiği düşüncesi onu mutlu etmişti. Belki de hayatında ilk defa, biri en çok değer verdiği insan olmak üzere, karşısındaki iki insan ona iyi bir şey başardığını söyleyen gözlerle bakıyordu.

Ardından tekrar dolaba döndü ve içine baktı. İçinde sadece yırtık bir kağıt parçası ve küçük taşlı eski bir zümrüt yüzük vardı. Eylül dolabı açtığı için önünden çekildi ve dolabın sahibinin içindekileri görmesini sağladı. Kahir de Elif de dolabın içine baktı.

"Bu kadar mı? Daha fazla eşya olur zannetmiştim."

Kahir sessizliğini korudu ve dolaba doğru yürüdü. Önce nereden yırtıldığını tahmin ettiği yırtık kağıt parçasını aldı ve okumaya başladı. Eylül dikkatlice onu izliyordu. Biraz da olsa onun mutlu olmasını sağladığı için sevinmişti. Aklının köşesinde bir yerlerde hep Kahir'in sorumluluklarını azaltmak ve onu mutlu edebilmek istiyordu. Özellikle tüm mutsuzluğunun sebebi olduğu için bu kabul etmese de yaşamaktan bile daha fazla istediği bir şeydi.

Kahir sayfayı eline aldığında Elif hemen yanına geldi ve sayfayı hafifçe ortalayıp onunla birlikte okumaya başladı. Eylül de içinde yazanları merak ediyordu ama yanlarına gidecek cesareti yoktu. Özellikle Elif'le Kahir yakınken veya sohbet ediyorken onlara yaklaşmayı veya orada bulunmayı sevmiyordu. Bu yüzden sessizce kendisine söylenmesini beklemekten ya da gitmesi yönünde talimat gelmesini beklemekten başka şansı yoktu.

O kıza ve impulsaya ulaştığında kıza yüklendiğini ve impulsayı kullanmaya çalıştığını tahmin ediyorum. Lakin ne o kızın ufacık bile olsa suçu var ne de impulsayı kendi evrenine getirip kullanmaya çalıştığında işe yarayacak. İmpulsa defterleri sadece başka boyutlarda ve başka boyuttan insanlar tarafından kullanılabilir. Ayrıca onu bağlı olduğu boyuta getirirsen tüm gücünü sahibine aktarır ve tekrar kullanıldığı boyuta götürsen de işe yaramaz. Tahmin ettiğim gibi o kızı kendi boyutuna getirdiysen o kız benim manamı miras alacak ve bir şifacı ve kahin olacak. 

İlk paragrafı önce Kahir bitirdi. Refleks olarak kafasını kaldırıp Eylül'e baktı ama Eylül başka yöne bakıyordu. Onun bakışlarının kendine yönelmesiyle Eylül de ona baktı.  Kahir'in neden bu kadar şaşırmış bir şekilde baktığını merak etti. Her zamankinden farklı olarak ona parlak gözlerle bakıyordu. 

Her Şey Bitse BileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin