Bölüm 23

244 36 8
                                    

"Büyücüler bazı konulara yatkınlıklarıyla doğarlar ve yeteneklerini o konularda ustalaştırırlar. Temelde diğer büyüleri yapabilseler de bir şeye yatkınlıkları oluyor ve o alanda ustalaşıyorlar. Örneğin krallıktaki ikinci en büyük büyücü olan Leydi Elif temel ve yaygın büyüleri diğer büyücülere göre daha rahat yapabilirken nesneleri kontrol edebilen büyülerde usta. Lord Kahir ise Rena'daki en iyi büyücü unvanına yakışır bir şekilde hemen hemen her konuda büyü yeteneğine sahip ama özellikle savaş büyülerinde muazzam bir güce sahip olduğu söyleniyor."

"Öyle mi?"

Eylül bu bilgiyi defterine yazdığını hatırlıyordu. Kahir'in herhangi bir alandaki yeteneği o alanda ustalaşmış bir büyücününkine denkti ama savaş büyüleri olağanüstü düzeydeydi. Herhangi bir savaş durumunda savaşın seyrini değiştirebilecek bir güce sahip biri varsa o ancak Kahir olabilirdi. Ama bunların hepsi sadece söylentiydi. Yazdığı kısımda sadece söylenti olduğundan bahsetmişti. Uzun vadede onun gizli bir yeteneğe sahip olabileceği senaryosunu göz önünde bulundurup sadece söylenti olarak bırakmıştı. Şimdi defterin senaryoya etki ettiğini biliyordu. Yani asıl yeteneği savaş da olabilirdi, herkesten sakladığı başka bir şey de olabilirdi.

"Evet, asıl ilginç olan ise en nadir bulunan büyü ustaları şifacılar ve kahinler. Tarihte şifacıların varlığından şüphe edildiği zamanlar bile olmuş. O kadar az bulunuyor ki neredeyse onlar hakkında hiç bilgi yok."

"Ama Leydi Sena da şifacıydı ve o öleli çok uzun bir zaman geçmemiş olsa gerek."

"Haklısınız ama Leydi Sena'nın döneminde herkesin etkilendiği bir virüs yoktu ve herhangi kötü hastalığa sahip bir soylunun olduğunu da duyduğumu hatırlamıyorum. Buna rağmen onun şifacı olduğu anlaşıldığında Leydi Sena'nın eşine dük unvanı verildi ve Leydi Sena sık sık kraliyet ailesi ve yüksek statülü soylularla görüşmeye başladı. Halk tarafından ne kadar değer gördüğünü söylememe bile gerek yok."

"..."

"Ne kadar değerli bir güce sahip olduğunuzu şimdi anladınız mı? Belki de sizden sonra yüzyıllar boyunca Rena'da şifacı doğmayacak. Leydi Sena'nın manasını miras almanız bizim için tarif edemeyeceğimiz kadar büyük bir şans."

Ceren Eylül'e döndü ve şüpheli bir şekilde gülüp devam etti.

"Hatta biliyor musunuz, leydim? Leydi Elif buraya ilk geldiğinde onun bir şifacı olabileceğine dair söylentiler yayıldı. Herkes onu kurtarıcı olarak gördüğü için bunun mümkün olabileceğini düşündü ama Leydim tam anlamıyla büyücü olduğunda bunun doğru olmadığını anladılar ve söylentileri bitirdiler."

Eylül Ceren'in tüm bunları neden anlattığını biliyordu. Eylül'e moral vermeye ve onu mutlu etmeye çalışıyordu. Eylül onun bu iyi niyetine karşılık sadece hüzünlü bir şekilde gülümsedi ve ardından cevap verdi.

"Teşekkür ederim, Ceren. Şimdi şifacı olmanın ne kadar önemli bir şey olduğunu anladım."

"Sevindim. Artık dışarı çıktığınızda göğsünüzü gere gere yürümelisiniz, leydim."

Eylül gülümsedi ve onu başıyla onayladı. Eğer onaylamasaydı cevap alana kadar Eylül'e bakacak ve cevap verene kadar bekleyecekti.

O sabahın ardından bir hafta olaysız geçti. Eylül için bir terzi geldi ve vücut ölçülerini alıp ona uygun kıyafetler dikmek üzere gitti. Aynı zamanda Eylül'e baloda giyebileceği bir kıyafet ayarlandı. Eylül bir hafta boyunca Elif'i ölçü alınırken ve balo elbisesi seçilirken görmüş olsa da Kahir'i neredeyse hiç görmedi. Birkaç kez karşılaştılar ama Eylül mazeret uydurup ondan hemen uzaklaştı. Bu süreçte balo için tüm hazırlıklar bitti ve söylenti değil dukalığa, tüm krallığa çabucak yayıldı. 

Her Şey Bitse BileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin