Bölüm 7

499 31 1
                                    

Dudakları birbirine kenetlenmişti ve Kahir elleriyle Elif'in sol yanağını ve kafasını destekliyordu. Uzun bir öpücüktü. Dudakları birbirinden ayrıldığında nefesleri birbirine karışmıştı. Elif'in kalbi deli gibi atıyordu. Kahir'in verdiği öpücükle şaşkına dönmüştü. >

Eylül defterde yazan yazıları gördüğünde şaşkına döndü. O böyle bir sahne yazmamıştı. Hatırlamadığı yalanının arkasına da sığınamazdı çünkü içten içe böyle bir sahne yazmasının mümkün olmadığını çok iyi biliyordu. Bu satırlar istemsizce kalbini derinden yaraladı. Kahir kitapta yapması gereken bir şeyi yapıyordu ama artık Eylül için kurgusal bir karakterden fazlasıydı. Onun başka bir kadını arzuladığını okumak canını her şeyden çok yakmıştı. Yetim olduğu için söylenen aşağılamalardan, teyzesinden duyduğu kötü sözlerden ve şiddetten, tüm bu zamandır yaşadığı içsel yalnızlıktan daha fazla. Okuduğu son satırlara tekrar göz gezdirdi.

'Dudakları birbirine kenetlenmişti...Uzun bir öpücüktü... Nefesleri birbirine karışmıştı...'

Bu sözler kalbine tekrar bir şiş gibi saplandı. Kahir'in Elif'e, ona rüyalarında baktığı gibi bakıp onu dudaklarıyla sardığı gibi sardığını gözünde canlandırdı. Canı biraz daha yandı. Gerçek bile olmayan bir adamdan dolayı böyle harap olmak da acı vericiydi ama elinden başka bir şey gelmiyordu. Eylül eline bir silgi alıp silmeyi denedi. Kendisinin yazmadığını biliyordu ama başka kim yazabilir bilmiyordu. Silgiyi deftere sürttüğünde silmediğini gördü. Silinmeyen bir kalemle yazılmıştı. Ne kadar silerse silsin en ufak bir çizik bile silemiyordu. Yazılar daha bitmemişti. Yazı silinmeyince korkarak okumaya devam etti. Kendini başka hangi sahneler bekliyor bilmiyordu.

< Elif Kahir'in ne yaptığını anlamaya çalıştı. Kahir  dudakları ayrıldıktan sonra Elif'ten uzaklaştı ve onun sormak istediği soruları sormasını bekledi.

"Kahir, n-ne yapıyorsun? Şimdi neyi teyit ettin anlamıyorum..."

"Sanırım bizim yakınlaşmamızı istemeyen biri var."

"N-ne diyorsun? Kim neden istemiyor ki?"

"Annemin Lenosa'ya yakalanmasına, virüsün daha ölümcül olmasına ve mektupların gelmesine neden olan biri. Hepsi bir şekilde birbiriyle bağlantılı. Yani her şeyi çözmeye sandığımızdan daha yakın olabiliriz."

Kahir etrafına soğuk ve ciddi gözlerle bakmaya başladı ve hiç olmadığı kadar tehditkar bir tonla devam etti.

"Aslına bakarsan teyiti ve tahminleri bir kenara bırakıp bundan emin olduğumu söyleyebilirim. Varlığından eminim."

"O yüzden söyle bana, sen kimsin?" >

Yazı burada sonlanıyordu. Eylül son satıra tekrar tekrar baktı. İstemsizce geri çekilip masadan uzaklaştı. Çok mantıksızdı, bu bir şaka olmalıydı. Başka açıklaması yoktu. Bir defterde yazılı kitaptan kendisine yönelik bir soru gelmesi mümkün değildi. Tüm bu yazıların anlamı olamazdı.

"En sonunda delirdim..."

Eylül eliyle başını tuttu ve az önce okuduklarını sorguladı. Artık psikolojik bir destek alması gerektiğini biliyordu. Bunun gerçek olduğuna inanamazdı. Zaten önce yazılanlar onu hala yaralarken buna inanmak daha kolaydı. Psikiyatriden randevu alıp en kısa zamanda gidecekti. Kötü bir şey olmamalıydı, sadece halüsinasyon görüyor olmalıydı. Bir ilaç yazarsa geçeceğinden emindi. O sabah işe nasıl gittiğini bilmiyordu bile. Kafasında yazanlar dönüp duruyordu. Kendini hiç bu kadar fazla düşünürken bulmadı. En saçma ihtimaller bile aklına geliyor, başından savmasıyla gidip yerini psikoloğa gitme düşüncesine bırakıyordu. Kendini hiç bu kadar boşlukta hissetmemişti. Sonunda hayatının iyi gittiğini düşünmüştü ama bir sabah her şey yine mahvolmuştu. Gözleri tekrar hissetmek nedir bilmeyen sönük bakışlara büründü. Onu en çok da romantik sahne yıpratmıştı. Neden bilmiyordu ama canını çok yakmıştı.

Bir şekilde derin düşüncelerine rağmen işi sağ salim bitirip eve tekrar gelebildi. Tek yapmak istediği uyumaktı. Belki rüyasında hala her şeyi unutabilirdi. Belki Kahir yine o balkonda, o ağacın altında, o odada onu bekliyordu... Kapıyı açar açmaz her şeyini bir kenara attı ve yatmaya gitmeden önce çalışma odasına uğrayıp defteri kontrol etti. Bir ümit belki sabah yanlış görmüştü. Böyle bir ihtimal yoktu ama hayali o kadar güzeldi ki denemeye değerdi. Masaya yaklaştığı anda defteri bıraktığı yerde göremedi ve bir şekilde bir elin boğazına bıçak dayadığını hissetti.



Her Şey Bitse BileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin