"Ateşinden değil, ateşsizliğinden yanmışım. Ey aşkın sesi, nefesi; gel bir an evvel. Dinsin artık kıyametin gürültüsü!"
Mevlana/ Şems'e
***
Koğuşta uzanmış sohbet ediyorduk. Samet bir anda kitap okuyan Fırat'ın kafasına vurdu. Ses koğuşta yankılanırken hepimiz onlara baktık.
"Askerde kitap okuyan geydir."
Hepimiz Samet'in savunmasına gülerken Fırat sinirle ona bakıyordu.
"Oğlum götünüze mukayyet olun."
"Lan gay olsam Kamer dururken size mi bakarım?"
Garip bakışlarla karşılaşınca devam etti,
"Yalan mı oğlum güzel çocuk."
Herkes bir anda duraksamıştı. Başımı kaldırıp baktığımda koğuşun kapısındaki öfkeli bakışları gördüm. Şems komutan daha önce görmediğim bakışlarla Fırat'a bakıyordu.
Hepimiz hızla hazır ola geçtik. Bakışlarını nihayet korkudan kızarmış Fırat'ın üstünden çekip bana baktı.
"Gel, işim var seninle."
Yazıcı olduğum için beni çağırmasını kimse garipsememişti. Arkasından gittim. Odasına girdiğinde kapıyı açıp geçmemi bekledi. İçeri girdiğimde sertçe kapatıp kilitledi. Ben korkuyla titrerken bana döndü. İri bedeni ve öfkeli bakışları uyumlu ve korkutucuydu.
Karşımda durup yüzümün her köşesini incelerken öfkeli soluklarının arasında konuştu.
"Senin hakkında nasıl böyle konuşabiliyor? Neden rahatsız olmuyorsun bundan?"
Yutkundum. Çok öfkeliydi ve bu öfkeyi nasıl dindireceğimi bilmiyordum. Uzaklaşıp masanın arkasındaki sandalyesine geçti.
"Ya gidip uyarayım, ya da askerliğini yakayım o piçin. Seç birini."
Uyarmak dediği şeyin ne olduğunu biliyordum. Boğuk sesi kendisine hakim olmaya çalıştığını belli ediyordu. Bir şey yapmalıydım. Nefesimi verip oturduğu sandalyeye iyice yaklaştım. Kucağına oturmak için iki dizinin arasına geçtiğimde koyu bakışlarındaki öfkenin söndüğüne an an şahit oluyordum.
Dizine yavaşça oturup ellerimi çekinerek de olsa boynuna uzattım. Sertçe yutkundu. Gözlerim dudaklarıyla buluştuğunda niyetimi anlamıştı.
"Öfkemi böyle dindiremezsin."
Nefesim dudaklarını yalayacak kadar yakınken konuştum.
"Denemek istiyorum."
Yaklaşıp yavaşça dudaklarımızı birleştirdim. Ufak ve yavaş öpücüğüm içini soğutamazdı. Bir anda uzun parmaklarını boynuma sarıp dudaklarını araladı. İstemsizce beni ilk defa öpüşüne inledim. Bunu çok iyi yapıyordu. Tüm bedenimi iri vücuduna bastırırken dudakları dudaklarımı sertçe eziyordu. Dillerimiz birleştiğinde sıcaklığının güzelliğiyle titredim. Şimdi tüm hakimiyet ondaydı.
Karnım kasılırken ufak hareketiyle bacaklarımı açtı. Tam anlamıyla kucağına yerleştiğimde aramızdaki yoğunluk daha da alevlenmişti. O belimi sararken ben boynuna tutunmuş öpüşlerine yetişmeye çalışıyordum.
Nefesim kesildiğinde ayrıldık. Dudakları kızarmıştı ve bakışları bambaşkaydı. Dudaklarımız değerken nefesleniyorduk. O an bedenimi yavaşça ona ittim. İkimizin aleti birbirine değdiğinde onun sertliğiyle istemsizce inledim. Öpüşmüyorken inlemek utanmama sebep olmuştu. Bu zevki büyütecek bir adım beklerken çalan kapıyla bakışlarımız birleşti. Kucağından kalkmak için davrandığımda belimdeki eliyle beni kendisine daha da yaklaştırdı.
Sertçe sürtünen aletlerimizle başımı boynuna gömüp derince inledim. O ise hasarsız bir şekilde kapıdaki askerle konuşmuştu.
"İşim var, sonra gel."
Dudakları boynumu yavaşça öperken belimdeki elleri hareketimi yönlendiriyordu. Askeri formasının yakasını sıkıca tutmuş, kendimi ona bırakmıştım. Giderek belirginleşen sertliğini kalça arama sürtmeye başladığında boğukça inledi. İnlemesi mükemmeldi. Sıcak nefesi boynumu yalıyor ve sürtünen bedenlerimiz zevkle kıvranmamıza sebep oluyordu. Utancım aldığım zevkle tükenirken başımı gözlerine bakmadan kaldırıp dudaklarımızı birleştirdim.
Dudaklarımı ihtirasla karşılamıştı. Hareketlerimi hızlandırıp deli gibi inledim. Bu çok iyiydi. Bir anda ayaklanıp beni masasına oturttu. Dudaklarımdan sertçe ayrılıp sırtımı masaya uzattı. Parmakları pantolonumu çözerken yutkundum. Biraz indirdiği pantolon ve çamaşırımdan aletimi çıkardı. Dokunuşuyla ağzımdan büyük bir inleme kaçtığında uyaran bakışlarıyla elimi dişledim. Çoktan sıvı akmış aletim bir anda sıcak dudaklarıyla buluştu. Aldığım zevkle baş edemiyordum. Bir kaç hareketiyle zaten aldığım zevk iyice zirveye çıkmıştı. Dili ustaca yaladığında dayanamayarak sarsıla sarsıla boşaldım.
Süren kasılmalarımı koyu ve aç bakışlarıyla izliyordu. Doğrulup dudaklarına yapıştım. Masadan inip onu sandalyesine ittiğimde karşı çıkmadan oturdu. Elimi uzatıp askeri pantolonda beliren şişliği sertçe okşadım. Parmağıyla dudağımı okşayıp gözlerime bakıyordu. Bana yardım edip pantolonu çözdüğünde büyük aleti elime aldım. Bunu ilk defa yapıyordum. Ensemdeki eli başımı kendisine çekip dudaklarımı değdirdi.
Okşamaya başladığım aletine değen dudaklarımı aralayıp alabildiğim kadarını ağzıma aldım. Ağzı kapalıyken içten bir şekilde inleyerek kendisini bana itti. Yeniden seyirden aletimle hareketimi hızlandırdım. Bir süre sonra uyuşan dudaklarımın arasında sıvısı belirdi. Karın kaslarındaki kasılmalar aşırı tahrik ediciydi. Nefes nefese dudaklarımızı birleştirip sıvısını aldı. Dudaklarımızın arasındaki kaygan sıvıyla öpüşürken hala zevkin etkisiyle titriyorduk.
Bu, şimdiye kadar yaşadığım en iyi şeydi.
****
Erken mi oldu ya? Neyse, içimden geldi🫣❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASKER (bxb)
Novela Juvenil"Biz birbiriyle genişleyen, kenetlenen ve sonsuzlaşan tek ruhuz." #Mevlana "Şems'e" Askeri kurgudur. Bxb gay hikayesi