Kamp alanına geldiğimizde Şems komutan da aynı katı haline bürünmüştü. Onun bana karşı hissettiğini bildiğim ama asla kanıtlayamayacağım incelik, başka insanların yanında yok oluyordu sanki.Hava kararmaya başladığında yakılan ateşin etrafında oturmuş Eyüp komutanı dinliyorduk. Bize gittiği görevleri anlatıyordu. Şems komutanın ondan daha iyi hikayelerinin olduğundan emindik ama o bunları anlatacak biri değildi. Bir süre sonra çadırlara geçme emri verildi. Çadıra girecekken Eyüp komutan bana seslendi. Etrafı kontrol edip ateşi söndürdükten sonra yatmamı söyleyip bir süre öğüt verdi. Bu adam konuşmayı çok seviyordu ve gecenin bu vakti soğuk havada onu dinlemek spordan daha büyük eziyetti.
Yarım saat konuştuktan sonra sigara içen Şems komutana doğru yürüdüğünde hâlâ konuştuğu için onu takip ettim. Konuşması bittiğinde Şems komutana baktı.
"Senin çadır iki kişilik. Kamer de seninle yatsın. Fırat hayvan gibi çocuk, ezer bunu."
Şems komutan ifadesiz ve koyu gözleri dumandan dolayı kısıkken başını salladı hafifçe. Çok karizmatikti, yutkunarak dudaklarından üflediği dumanı izledim.
Eyüp komutan çadırına gittiğinde ben de ateşi söndürüp Şems komutanı takip ettim.
Çadıra girdiğimizde beni utandıran bir sessizlik oluşmuştu. Yavaş hareketlerle çadırın fermuarını kapattı. Yavaş yavaş düzensizleşen nefesimle onu izliyordum. Uzun parmakları üniformasına gitti. Ceketi çıkardığında askeri yeşil tişörtün sardığı iri bedeni açığa çıkmış, esmer teni yeniden yutkunmama sebep olmuştu.
Gözlerimiz birleştiğinde bakışları neyi bekliyorsun der gibiydi. Arada bir kaybolan komutan asabiliği hala üstündeydi. Gözlerimi kaçırıp üstümü çıkarmaya başladım. Pantolonları da çıkarıp çift kişilik uyku tulumuna girdik. Büyük bir tulum olsa da çok yakındık. Onun güzel kokusunu solumak ve tenine bu kadar yakın olmak hazırlıksız yakalandığım bir şeydi."Nefes al Kamer."
Gerilirken tuttuğum nefesi bıraktığımda nefesini vererek hafifçe güldüğünü duydum. İstemsizce ona döndü bakışlarım. Yanağındaki koyuluğu görmek istiyordum. Sağ kolunu başının altına koyarak uzanmıştı. Güzel dudaklarına bakarken bana döndü. Bakışlarımız birleştiğinde gözlerinde gördüğüm parıltı çok farklıydı.
Parmaklarım benden bağımsızmış gibi yükseldi. Parmak uçlarımla yeni çıkmaya başlayan sakallarına dokundum. Dudaklarına değen elimi tutup iri bedenini kaldırdı ve bir hamlede üzerime çıktı. Kalbim hızla atarken neye uğradığımı şaşırmıştım.
Ciddi bir iş yapar gibi yüzümü izledi. Ellerimi iki yanımdan yere yaslamıştı. Tulumla onun bedeni arasında kalmaktan daha hoş bir şey olamazdı. Nefesim kesilirken güzel dudaklarını boynuma gömdü. Ağırlığını hafif hafif üzerime bırakması beni delirtmeye yetiyordu. Dudağının sıcaklığıyla tenimi ezerek derin öpücükler bırakıyordu. Boynumdan çeneme yükseldiğinde bakışları gördüğüm en ateşli halindeydi. Nefeslerimiz karışırken dudaklarımızı birleştirdi. Yabancı dudaklarımız aradığı tadı bulmuş gibi alıştıkça hızlanarak birbirini emdi.
İri elleri parmaklarımı tutup bedenlerimizin arasından aletine doğru götürürken kıvranarak öpüşlerine yetişmeye çalışıyordum. Parmak uçlarımda ince kumaşın altındaki sertliğini hissettiğimde kasılan karnımla derince inledim. Dudaklarımızın arasında kaybolan boğuk inlemem onu daha da hızlandırmıştı. Alt dudağımı sertçe ısırıp bıraktı. Elimin altındaki aletini okşamaya başladığımda bakışları her saniye daha çok kararıyordu.
Üstümde tulumun izin verdiği kadar doğrulup tişörtünden kurtuldu. Bedeni, altında ezilmek isteyeceğim kadar mükemmeldi. Bir erkeğe bu kadar arzu duymak yeniden dumura uğramama sebep olmuştu. Onu istiyordum, hem de her şeyden çok. Parmakları tişörtümün ucuna gittiğinde hafifçe doğrulup ondan da kurtulduk. Birbirini yeniden bulan dudaklarımızla sırtım yeniden yerle birleşti. Parmaklarımın içinden geçen parmaklarıyla elimi başımın üstünde sabitlerken alt tarafımız birbirine sürtünmeye başladı.
Öpüşürken sertliğimde hissettiğim büyük aletle deli gibi inliyordum ve o bu inlemelerimin dışarıya ulaşmaması için soluksuzca beni öpüyordu. Hafifçe dudaklarımdan ayrılıp fısıltıyla konuştu,
"Arkanı dön."
İlk defa bir emri içimi korkuyla değil tutkuyla titretmişti. Bedeninin altında döndüğümde dudakları ensemden boynuma kaydı. Sertliğini kalçama yaslayıp hafifçe sürtmeye başladı. Aramızdaki kumaş parçası onu tam anlamıyla hissetmeme engel oluyordu. Bellide çekindiği şeyi ben yaptım. Parmaklarımı baksırıma uzatıp birazını indirdim. Niyetimi anladığında dudaklarından çıkan boğuk nefesle bana yardım edip tamamen çıkardı. Onun karşısında ilk defa çırılçıplaktım.
Sırtıma yeniden uzanıp kalçama doğru öperek ilerledi. Kalçama geldiğinde aynı ihtirasla öpmeye devam etmesi, buna aşina olduğunu hissettirmişti. Elleriyle belimi yönlendirip o çekindiğim pozisyonu verdi. Dili kalça aramı yalayıp dudakları sürterek deliğime baskı yaptığında tiz bir inleme döküldü ağzımdan.
Doğrulduğunda seslerden baksırını çıkardığını anladım. Deliğim hiç bilmediği bir zevk için arsızca kasılıyordu ve yüzümü yere gömmüş ona doymayı bekliyordum. Yeniden üstüme eğildi ve yüzümü yan çevirip dudaklarımı arzuyla öptü. Uzaklaşmadan katı sesiyle fısıldadı,
"Biraz acıyacak."
Başımı salladığımda yeniden doğrulup ona doğru yükselttiğim kalçama aletini değdirdi. Hissettiğim soğuk doku deliğimi zorladıkça sertleşirken acıyla kıvranıyordum. İri bedenini üstüme bırakıp çoğunu içime ittiği aletini hareket ettirmeye başladı. Dayanamadığımı anladığında içimden çıkmak istese de onu durdurdum. Bacağımı diğer tarafa atarak yüz üstü döndüm ve yaşaran gözlerime aldırmadan onu üstüme çektim. Dudaklarımız birleştiğinde içimdeki hareketine yeniden devam etti.
İlk defa yaşadığım bu doluluk acıdan zevke dönüştükçe daha çok hızlanmasını istiyordum. Altında kıvranan bedenimi ona itip aletinin tamamını aldığımda mükemmel sesiyle inledi. Ona zevk vermek beni daha çok azdırıyordu. Derinime ittiği aleti zevk noktama vurmaya başladığında elim aletime uzandı. Ben kendimi çekip sarsılarak boşaldığımda o da sonlardaydı.
İçimden çıkmak için davransa da o doruklardayken buna izin veremezdim. Bacaklarımla onu kendime bastırdığımda pes edip içime boşaldı. Onun içimdeki kasılmaları sürerken benim sıvım da karnıma bulaşmıştı.
Düzensiz nefeslerimizle uzun süre öpüştük. İçimden çıktığında hissettiğim akıntı garipti. Kaslı bedenini yanıma bıraktı. Hissettiğim boşlukla ona sarıldığımda garipsemeden beni kendisine çekti. Onun bu hali içimi eritiyordu.
*****
Hatam varsa affedinnn iyi okumalar🫶🏻❤️Beğenirseniz oy vermeyi unutmayın🫠
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASKER (bxb)
Teen Fiction"Biz birbiriyle genişleyen, kenetlenen ve sonsuzlaşan tek ruhuz." #Mevlana "Şems'e" Askeri kurgudur. Bxb gay hikayesi