- Bir Kaçış meselesi- 3

220 20 3
                                    

Ve görüş alanıma bir turuncu girdi. Yoksa kızıl mı demeliyim? Her neyse, kemikli bir surat, kaslı bir vücut, ela gözler ve kızıl saçlar içeriye giren kişi gerçekten de bu kadar dikkat çekebilirdi. Benimle bekleyen çocuktan belki bir yaş büyüktü ama sanmıyorum daha büyük bir ihtimalle yaşıttılar.

Çocuk içeri sinirli girmişti ve adını bilmediğim kişinin adını öğrenmemi sağlıcak bir konuşma yaptı;

"Efe! abi sen bi rahat durmaz mısın ? Ne yaptın kızlara ? "

Sesindeki sinir sanki sahteydi bana oyun oynuyordu diyeceğim ama kapının hemen yanında olduğum için beni fark etmemişti bile .

"Olur mu canım ben çete liderini beklemeden küçücük kilitli bir dükkanda iki güzel genç kıza ne yapabilirim ki ?"

Derken bana bakmıştı adının Efe olduğunu yeni öğrendiğim şahıs. Bunları söylerken mavi gözlerinin koyulaşması açıkcası beni korkutmuştu. Ne de olsa çaresizdim istediğini yapardı. Sesindeki alayı işe katmıyorum bile ...
Efe bana baktığı için kızıl saçlı da kafasını bana çevirdi ve sanırım deminki sözler yüzünden biraz tırsak durduğum ve yüzümde ağlama izi olduğu için olucak ki gözlerindeki sinirin yerini şaşkınlık aldı.

Birkaç dakika beni süzdükten sonra ağzında çarpık bir gülümseme oluştu. Bana baktığı süre içerisinde ben de ne cesaret ki ona meyden okurcasına ela gözlerinin içine bakıyordum. Belki de buna gülmüştü.

"Efe ? Ne zamandan beri avlar avcıların yanında bekliyor?"

Ses tonunda en ufak bir sinir zerresi kalmamıştı. Alaycı ve son derece de sinir bozucuydu. "Av" ben oluyordum ve "Avcı" diye nitelendirdiği kişi ise Efe denen şerefsizdi. Turuncu kafa hakkında da yanlış düşünmüştüm onun Efeden zerre farkı yoktu ki belki daha da arsızdı.

" Yok Kerem olur mu hiç özel muamele yok bunların hepsi eşit yani kızın toz alerjisi mi ne varmış, sen bilirsin bizim mahzeni ölüp de başımıza uğraş çıkarmasın diye."

Bilirsin bizim mahzeni derken sırıtmıştı. Ne kadar anlamasamda en azından kötü birşeylerin döndüğünü fark etmemin uzun sürmeyeceğini anlamıştım."Hepsi eşit" dediğinden bu adamların kadın sattığını falan düşündüm.

Kadın satmak aslında benim öyle bildiğim birşey değil anlamını bile Melis'den öğrenmiştim ah Melis keşke şu an yanımda olsan !

Ben yine düşünceler arasında gezinirken Kerem denilen turuncu kafa konuşunca dikkatim ona yöneldi;

"Diğerleri nerede"

"Mahzende inelim mi?"

Kerem çenesiyle beni gösterdi.

"Bu ne olucak peki burda yalnız bırakmam bi manyaklık yapar sonra."

Efe güldü.

" Ne manyaklığı abi kızı görmüyor musun? ne kadar saf ,ne düşündüğümüzü bile bilmiyor bence."

Ben yokmuşum gibi konuştukları için canım sıkıldı. Evet gayet biliyorum düşündüklerini bizi ya satıcaklar ya da işi kendileri görücekler ama ben buna asla izin vermem özgürlüğüme yeni kavuştum derken namusumu kaybetmicem. Ahlak yoksulları sizi bunların kesin bi çetesi falan da vardır. Dik dik bakmaya devam ettim. Fiziksel olarak dövemiyorsam ben de zihinsel dövüş tekniklerini kullanırım.

1- Uzun süreli göz teması
Eğer birine 6 saniyeden fazla bakarsan o kişiyi ya öldürmek istiyorsundur ya da becermek bu konuda ikinci şık olamayacağı için ve onu öldürmek istediğimden tam bana uygun bir zihinsel acıtma tekniği (gülensurat).

BAYAN HIRSIZ ve BAY MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin