Herkes gelsin

129 11 11
                                    

Küçük şirin bir mekan olan "Choco" isimli kafenin kapısı önünde bir kaç liseli durmuş, kapıyı kurcalıyorlardı. Sıkışmıştı galiba. İçerde olan garsonların biri bu manzarayı görüp hemen kapıya gitti. 30 saniye falan uğraştıktan sonra kapıyı açmayı başardı. "Umarım fazla bekletmemişizdir"-dedi saygıyla, sonra da sanki duyunca düzelicekmiş gibi azarladı yağlanması gereken kapıyı. Hepsi birden içeri doluşan gençler rahatlamış görünüyorlardı.
Cadı gibi giyinmiş olan Aisha sessizliği ilk bozan oldu:
- Diğerleri gelene kadar bakalım kimler varmış. 1,2,3,4 ve ben-5..Hmm... Daha sadece 5 kızız... Napalım şimdi? Neredeyse gelirler.... Bir selfie çekilelim mi?... Tamam ben çekiyorum...
Bu parti için onun da çok sevindiği belliydi.

-Len, Len uyan artık, bak sokağa girdik. İnme zamanı.
Babası Len diye çağırırdı Elenayı küçüklüğünden bu yana. Kafenin önünde arabayı durdurup şoför koltuğundan arkaya döndü. Tek eliyle sarsıttı kızını. Yalnız bundan sonra yarım-yamalak açtı gözlerini Elena. 10 saniye geçtikten sonra kendine dönünce "İnanmıyorum"- diyerekten hafif çığlık attı.
-Yetişdik mi, baba?
- Hayır, sadece ben arabayı dinlendiriyorum.
-Hiç komik değil babacık. Neyse artık gideyim bir daha uykuya dalmadan. Hadi bye bye.
Çantasını alıp kapıyı açtı. Tam inecekken bir şey geri çekti onu. --Zamanlaman süper, sevgili felerin. Baba, ya yardım edermisin felerin arabaya sıkıştı,-dedi kendisi de bir taraftan çekiştirirken- ha tamam, kurtardım ben durumu. Hadi bir daha bye.
Havaya dikkat etti bu gün ilk defa. Bayağı soğuktu. Şubat ayı olduğu için normal bir şeydi bu tabi. "Keşke üzerime bir şey alsaydım "- düşündü Elena. Bu düşünceyle tam içeri girecekken gelen birini gördü. Laylaydı bu. Kafeye girmeden onu bekledi. Layla yaklaşınca karşısındaki maskeli kıza şaşkın gözlerle baktı. Tanımadığı her halinden belliydi. Elena hafif gülümseyip:
-Kızım, benim Elena- Kucaklaştılar.
-E una girip çıktım tabi tanımaman doğal....Nasılsın canım?
-İyiyim.
-Geldiğini görünce bekleyesim geldi. Bu arada harika olmuşsun. Saçların muhteşem. Ben bu makyaj işini nasıl çözeceyim bilmiyorum. Şu an yüzümü yere düşecekmiş gibi his ediyorum - dedi bir taraftan da arkadaşıyla birlikte kafeye girerken.
-Ya sen böyle bir şeyi nasıl akıl edebildin. Bana da hiç bir şey söylemedin. Kötü kadın - söyledi Layla yapmacıktan şüpheli bakışlarla. - Bu arada saçım gerçekten iyi mi? Çok uğraştırdı beni.
- Tatlım muhteşemsin bana inan.
Layla deniz kızı gibi giyinmişti parti için. Su yeşili balık elbisesinin altına bayağı yüksek dolgu topuk aynı renkli bir ayakkabı almıştı. Dalgalı yaptığı saçlarını ensesinde dağınık toplamıştı. Topuzun sağ tarafına yeşil simli bir çiçek takmıştı. Varla yok arası hafif makyaj yapmıştı. Kısaca sudan yeni çıkmış ta ayaklanmış bir deniz kızına benziyordu. Yüzüne de sadece gözlerini kapatan beyaz parıltılı bir maske takmıştı.

Elena ve Layla çocukluk arkadaşıydılar. 9 yıl önce okul birleştirmişti yollarını.
O günden kanka olmuştular. Bir birlerini kardeşleri kadar seviyorlardı. Diğer yakın kız arkadaşlığı ilişkilerinden farklı olarak hiç küsmezlerdi. Atışdıklarında da 2 saate kalmaz barışırlardı. Birlikte vakit geçirmeyi, eğlenmeyi çok severdiler. Dedikodular ve diğer manyaklıklar tam onlar için yaratılmıştı.
- Hadi gidelim görelim kimler gelmiş, sen arkadan gel bakalım tanıyacaklarmı, bence tanımazlar -dedi Layla.
-Tamam,- kıkırdadı Elena.
Esas odaya girdiler. Gelenleri baştan aşağı süzdüler. Sadece cadı gibi giyinmiş Aisha, kedi kız kiyafetindeki Aphrodite, üzerinde asker kıyafeti olan Azelma, denizci elbisesiyle Emily ve prenses gibi giyinmiş İsabella vardı.
-Ben olmadan selfie mi çekiliyorsunuz? Doğrusu pes artık, hayal kırıklığına uğrattınız beni,-dedi Layla gülerekten. Emily hemen Laylanın önüne koştu ve onu kucakladı:
-Ya canım, ne kadar özlemişim seni. Elena ne zaman gelecek, haberin var mı?,-sonra yavaşca kulağına fısıldadı - şimdi gelmeseydin çürümüştüm ben bunların arasında.
- İşte şimdi anlarsın değerimi.
- O gelen kim?
Elena Emily'nin en yakınına geldi. -Söylesene, kimsin? Yoksa bizim sınıftan değilmisin?
- Bu kadar da olmaz ama.
-Elena???,- gözlerini fazlasıyla iriletti şaşırdığını belli etmek için.
- Ta kendisi karşınızda.
-Aşkitom nerde senin o değişim makinen? Söyle bize biz de kullanalım. Şu tipe bak Allahım.
Eliyle Elenayı etrafında bir tur döndürdü.
-Tamam, bırak Emy. Gidip diğerlerini de bir göreyim.
Üçü birlikte diğerlerine taraf yürüdüler.
- Kızlar, benim Elena. Bir kere daha tanınmamaya dayanamam.
-Tanımamıştım,-dedi Azelma.
-Ben de,-diğerleri seslendiler.
-Ama ben tanıdım,-dedi Aphrodite sessizliğini bozarak. Elena:
-Aferin.
Emily:
-Evet ya aferin. Sen zaten her zaman bizim aksimize bir şey söyle dur. Sen zaten biz bilmediğimiz her şeyi bil. Kes bu tavırları. Artık yoruyorsun adamı.
Aphrodite:
-Yeter artık Emily. Hep böyle yapıyorsun sen de. Bir kendine baksana.
Elena araya girdi:
-Kızlar yarı şeytan olmamın verdiği yetkiye dayanarak kavga etmeyin demiyorum. Ama yarı melek olmamın verdiği yetkiye dayanarak şimdi olmaz diyorum, burası kavga için doğru mekan değil bence. Bir ışıklara bakın ne kadar renkliler, balonlar falan.
Diğerleri de Elenayı haklı buldular. Sonra Elena ve Laylaya kucaklaşma töreni yapıldı yeni geldikleri için. Bu zaman iki kişinin daha geldiğini gördüler. Gelenler kral gibi giyinmiş Jeff ve onun kraliçesi olmuş Reina'ydı. Kıyafetleri için haberleşdikleri belliydi. Jeff ve Reina da sınıfın diğer iki kankasıydı. Jeff yakışıklı bir çocuktu, kızlar ona bayılırdı. Reina'ysa güzel, esmer bir kızdı.
Kucaklaşma törenine Jeff ve Reina'yı da kattıkdan sonra ilk Jeff konuştu:
- Biriniz şu Reina'ya söylesin de tacını biraz arkaya alsın. Böyle fazla rüküş görünüyor. Beni dinlemiyor ki.
- Reina fazla rüküşsün şu tacını arkaya al,- dedi Emily - görev tamam kaptan Jeff.

Elena ve Layla başka bir masanın başına geçmiş kendilerine birer milkshake almış konuşuyorlardı.
Elena:
-Nerede kaldı bu çocuklar ya?
-Sadece erkekler kaldı değil mi?
-Evet. Onlar olmadan neşeli geçmiyor partiler bence. Eğlenceyi onlar katıyorlar gittikleri yere. Bir güneş gibi doğuyorlar ortama...Tamam sanırım fazla abarttım ama neyse. Aldırma sen, benim devreler bu gün bozuldu yine. Sanırım uykumu tam alamadım.
- Aldırmıyorum zaten, ama böyle devam edecekse bu gün kendime acıyorum. Asıl sen şimdi söyle bakayım aralarından hangisine aşıksın? Gözümden kaçmadı sanma, onlara karşı bir bakışın var her şeyi anlatıyor, ama hep bir oldukları için hangisine baktığını çözemiyorum. Bizimkiler yapışık beşizler gibi geziyorlar ya. Ama inkar edersen bunca yıllık arkadaşlığımızı bozarım yemin ederim. Birlikte manyaklık yapacağın kimse kalmaz. Söyle şimdi.
- İnkar etmeyeceğim. Evet, öyle bir şey var. Ama kim olduğunu bu gün söylemeyeceğim. En azından kendime itiraf edene kadar bilmeyeceksin.
- Sen bana söyle, ben anlatırım senin kendine.
- Şansını zorlama beni tanıyorsun.
- Acaba Brandon mu, bence o. Yok ya da Eleanor. Jeff daha yakışıklı. Denis de çok iyi çocuk. Ama Chris de olabilir. Yaaaa.... Çok kötüsün. Kafamı karıştırdın yine. Kötü arkadaş.
- Duygu sömürüsüne geçme sakın.
- Acaba Richard mı?,-dedi Layla gülerek.
- Evet, evet o,- dedi Elena. İkisi de aynı anda kahkaha attılar.
- Hadi kalk, geldiler,-söyledi Elena kendini zor durdurarak onunla birlikte gülmeyi kesmiş olan Laylaya. O, arkası kapıya dönük olduğundan görememişti gelenleri.
Her ikisi diğerlerinin olduğu masaya geldiklerinde onlar da karşılama sermonisine hazırlanıyorlardı. Hepsi gelen çocukları süzdüler. Önde Brandon Zorro kıyafetiyle geliyordu. Yanında da her zamanki gibi durmadan şakalaştığı Eleanor vardı.
Elena:
-İnanamıyorum.
-Konu Eleanor'sa aynı fikirdeyim ,- hemen cevapladı Layla.
Kızların şaşırdıkları Eleanorun kostümüydü. Sadece smokin giymiş, kafasına da fötr şapka takmıştı. Gözlerini de siyah sıradan bir maskeyle kapatmıştı. Kostüm partisinden çok, yakın düğününe giderken yanlışlıkla maske takmış gibi gözüküyordu.
İkisinin arkasından Spiderman kılıklı Denis, vampir kıyafetiyle Chris ve Joker gibi giyinmiş Richard geliyordu.
Emily:
-Dışardan soytarı gibi giyinmiş mafyaya benziyorlar bence.
-Aynı fikirdeyim,- söyledi Reina.
Erkekler yaklaştığında umumi selam verip önce Jeffle tokalaştılar.
Elena:
-Sana inanamıyorum Eleanor. Gideceyin yerimi mi unuttun? Sen neden buna bir şey söylemedin Brandon?
Eleanor:
- Bir yerden Elenanın sesi geldi sanırım.
- Arkadaşım, tam yanındayım.
- Ne? Sen Elena mısın? Maskeni çıkarabilir misin? Belki öyle tanırım.
- Hayır çıkaramam. Benim işte Elena,- elini yumruk yaparak ona doğru uzattı. Taş-kağıt-makas yapar gibi tokalaştılar.
- Evet şimdi inandım Elena'sın. Naber?
- Bırak haberleri sorumu cevapla. Neden böyle giyindin?
- Böyle rahat oldu. Aslında Brandon başka bir şey planlıyordu da benim için kafaya takmamasını söyledim. Şimdi ne yapayım ben farklı kıyafeti? Rahat olsun yeter. Maskeyi de takmamıştım zaten, yolda Brandon birini aldırdı zorla bana.
Brandon:
- Bu beni çok uğraştırdı. Bir türlü söz dinletemedim. Gelecek sefer size devredecem tatlımı.
Elena
- Biz almayalım Brandon, teşekkürler. Tatlın sana kalsın. Brendonun tatlısı, sen fazla rahatına düşkünsün.
- Evet öyleyimdir. Beni bırak ta sen üzerindeki garip şeyler için ne kadar düşündün? Şimdi ne oldun, melek ve şeytan karışımı mı?
-Evet, aynen öyle.
- Fazla işsizsin bence.
- O da doğru.
- Gerçekten yakışmamış mı smokin bana?
- Yakışmış, yakışmış. Harika görünüyorsun, öyle değil mi Layla?
Sadece konuşmayı dinlemekle yetinen Layla'ya seslendi.
- Bence de yakışmış. Masken daha güzel. Gözlerini ortaya çıkarmış. Parlıyorlar burdayız diye.
Jeff:
- Kızlar gerçekten zevksizsiniz. Bunun neyi yakışmış. Kıyafet partisine böyle gelinir mi hiç?
- Tamam, Jeff kapa konuyu. Kızlar söylediler zaten,- deyip Jeff'in ensesine bir tokat attı. Karşılığında Jeff onu çimdikledi.
- Tamam, durun artık. Kızlar var söz de söyleyemiyorum, ama siz anlayın. Abartmayın işi,-dedi Brandon babacan tavırla.

Aisha ve Elena bakıştılar ve sonra yan-yana geldiler. Ellerine birer mikrofon aldılar. Aisha:
- Evet, herkes burdaysa,
Elena:
-Ve kıyafet eleştirileriniz, karşılama ve kucaklaşma seremonileriniz bittisye,
İkisi:
-Parti başlasın!!!
Ardından maxi volume bir disko müziği açtılar.

Sadece ölümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin