*Bu bölüm, "Gidenler ve Kalanlar" bölümünün 3.Kısmıdır.*
🪭🪽
Mustafa: Sen kimsin?
X: Benim kim olduğum değil, sizin ne yapacağınız önemli. Hayat denen kavramı siz yaratacaksınız.
Enes: Kimsin lan sen?
X: Kelimeler bir yapbozdur, insanların bile içini görmeye sağlayan zihin bulmacasıdır.
Hasan: İsim soruyok isim???
X: Bilinenler ve Bilinmeyenler her yerdeler. Kaçmaya çalıştıkça seni takip ederler.
Darian: Kayıp Kadın...
Elif: O da kim?!
Beren: Kaybolmuş biri mi?
Darian: Uzun zaman önce, milenyumlara dayanan tarihlerde... Bir kadın yaşarmış. Bu kadın hiç kimseyle konuşmayan, kendi halinde zararsız bir hayat sürermiş. Ancak bir gün kasabaya "Ay Işığı Hükümdarları" inmiş. Bir kaç kişiyi yanlarında götürürek kasabayı terk etmişler. Kadın da götürülenlerden bir tanesiymiş. Bu hükümdarlar askerlerine emir verip, kasabadan getirilen insanları bir saraya almışlar. Bu saray Ay Işığını temsil eden saraylardan bir tanesidir. Kadın, o gece askerleri dinlerken kendi hakkında bir şeyler duymuş. Denilene göre; kadın aslında "Güneş Işığı" birliğindenmiş. Vaftiz töreni eşliğinde, götürülen insanlar bu törende kutsanacakmış. Ancak kendi haslarıyla değil, başka bir gücün kuvvetine denk bir biçimde kutsanacakmış. Bunun kötü sonuçlar doğuracağına inanan kadın, bu haberi kendisiyle getirilen bir diğer kişilere iletmiş. Bunu Güneş Krallığına bildirmek isteyenler bir sürü yol denemiş ancak nafile, hiç biri yaramamış. Vaftiz Töreni gece on iki de olacağından, çözüm üretmek isteyen bu kadın düşünürken penceresine bir kuş uğramış. İlk başta dikkate almasa da, sonra işin içine daha farklı bir yaklaşım sergilemiş. Bir mektup yazmış ve yolunu bulması için kuşa kendi kokusunu koklatmış. Ardından ona gitmesini söylemiş ve kuş bulutların arasından kaybolmuş. Gece on iki olduğunda Vaftiz başlamış ve o sırada Ay Krallığına bir saldırı düzenlenmiş. Suikastçılar, katiller hep beraber saldırmış Ay Krallığına. Güneş Birliği, Güneş'in Ay'ı ışıklandırdığı gerekçesiyle üstün bir şekilde geceye meydan okumuşlar. Ancak Ay Birliği, Ay'ı gökyüzünden yeryüzüne indirmiş ve Güneş Birliği'ni harap etmişler. Ardından Vaftiz devam edecekken kuş sesleri gelmeye başlamış ve bir kuş sürüsü birliklere saldırmış. İlk etapta bunu mektup bırakması için yolladığı kuşun olduğunu düşünen kadın sevinmiş ve kahkahalar atmış ancak işler öyle değilmiş. Kuşlar kadını boynundan başlayarak, ayak bileklerine kadar yırtmış ve tırnaklamış. Bunun acısına dayanamayan kadın haykırmış âdeta. Sonrasında kadın küllere ayrılmış ve başka bir yerde kapana kısılmış. Aradan geçen süre sonunda kimse, ama hiç kimse kadını kurtarmaya gelmemiş. Kadın da yardım istemek için dünyaya gelmiş. Geceleri saat on iki de insanların kapısını tıklatıyor, pencerelere vuruyor ve değişik sesler çıkarıyormuş. 1912 yıllarında; "Musallat Cellatı Kadın" lakabı takılmış ve bunu duyan kadın bir katliam başlatmış. İnsanları öldürdükten sonra mezarlarına kuşlar dikmiş ve onları ziyaret etmiş. Araştırmacılar bunu görünce onun iyi biri olduğunu savunmuşlar lakin, öldürdüğü insanlar gece on iki de kuşlar tarfından cesetleri yeniyormuş. Bunu duyanlar ona; "Kayıp Kadın", yapılan katliama da; "12 Kuş Günü" diyorlarmış.
Nisa: Oha bu kadarını beklemiyordum.
Ebrar: Hikaye boyunca "kadın" deyip durdun, ismi yok mu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rectangle
Acakbenim bilinc altim -_- siniftakilerin hayalleri ve mutantlasmis halleri 👍