1.BÖLÜM

41 4 7
                                    

Bu koridorun kalabalığı insanı deli eder. Şansıma da bugün gökyüzü kara bulutlar ile dolmuş. Herkes teneffüste koridorda durmuş muhabbet ediyor.

Bu yoğun, adeta katılaşmış ses çorbasında, birbirlerini nasıl anlayabiliyorlardı hayret ediyorum.

"Deli!"

"Salak!"

"Embesil!"

"Tabakaneye bok mu yetiştiriyon!"

Koridoru işgal ettikleri gibi kendilerine doğru hızla gelen bu genç kıza da yol vermiyorlar. Omuzlarına çarpıp kendime yol açtığım zamanda deli, salak falan ben oluyorum! Gel de çıldırma kardeşim.

İçlerinden bir tanesinde çıkıp demiyor, zavallı kızın bir acelesi olduğu belli, kesin ishal olmuştur. Yolu açalım da zamanında tuvalete yetişebilsin. Rezil olmasın. Yok kardeşim! İnsanlarda anlayış denen şeyden kalmamış.

Gördüm! Valla gördüm. Bu kızlar tuvaletinin kapısıydı. Yaklaşıyorum. Evet, kavuşmamıza az kaldı. Artık tuvaletlerden lavabo diye bahsetmeyeceğim. Hayır, insanlık için çok önemli bir görevi üstlenen bu yere asıl ismi ile hitap edeceğim.

Derslerde elimi kaldırdığım vakit, göğsüm ileride gururla tuvalete gitmek istiyorum diyeceğim, lavabo demeyeceğim.

Neden dünya tuvalete günü kutlanmıyor anlamıyorum? Neyse, bokunu da çıkarmaya gerek yok. Elimi ileri uzattım. Durmak ile vakit kaybedemem. Kolu çevirdiğim gibi kendimi tuvalete atacağım.

Ve mutlu so...

"Ahhhh!"

Top gibi geri sekiyorum.

Elim burnuma gitti. İnliyorum.

Ne oldu ya? Tuvaletin benimle ne zoru olabilir ki? Kapı bana resmen kafa attı. Kan yok, iyi burnumda yamulma falanda yok. Ahh. Midem. Lanet İshal! Ah baba ah! Yaktın beni.

Kapı kolunu bir daha kavradım ve hızla, koparırcasına çevirmeye başladım. Yok. Kilitli işte.

"Koca üniversitenin tuvaletini, teneffüs saatinde hangi Embesil kilitler. Bu kapıyı kilitleyen mal, mal MAL!"

Son mal deyişimde arkama dönmüştüm. Karşımda bir adam duruyor şimdi. Göğsünde temizlik görevlisi Hamdi yazıyor. Bir elinde paspas diğerinde bir deste anahtar var.

Yüzüne baktım. Pala bir bıyık, çalı gibi kaşlar, kocaman kırmızı gözler. İşte katil bu! Derim korku filmi izleseydim.

Galiba tuvaleti kilitleyen de bu abiydi. Gülümsedim:

"Bu tuvalet temizleme işleri falan zor oluyordur ha Hamdi abi?" dedim ama adamda bir değişiklik olmadı. Hala kötü kötü bakıyor:

"Memleket neresi Hamdi Abi?" diye sordum. Başını iki yana sallıyor.

Tabi ki topukladım. Hamdi'nin arkama gelip gelmediğini bilmiyorum ama zaten koşmam gerekiyor. Artık ishal için acil durum alarmı çalıyordu. Hedefim ikinci kat kızlar tuvaleti. İnsanları devire devire ilerliyorum.

"Dur çabuk ve hemen okul numaranı ver." Oldu. Durayım da beni disipline gönder. Gülten Hoca da galiba beni birinci sınıfın çömez öğrencileri gibi saf zannediyor. İyi bari beni tanımadı.

İkinci kat tuvaletlerinde şans benden yanaydı. Kabin seçme lüksüne dahi sahiptim ama ben en yakına kendimi attım ve klozetin kapağını kaldırdım.

Olamaz. Bu ne ya! Bu tuvaleti bir kız kullanmış olamaz. Oha ya sanki tetris oynamış. Hemen diğer kabine girdim. Temizdi. Oturdum.

Ah babam ah, emekli olduktan sonra bu adama bir haller oldu. Sanki mutasyon geçirdi. Kırk senelik evlilik hayatında yumurta kırmamış adam bu sabah omlet yapacam diye tutturdu.

SAHTE SEVGİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin