Yağız'ın evi dağınıktı ve yerde kan izleri vardı. Evin salonunu bulmayı başardığımda Atlas ve Yağız'ın resimlerinin yerde olduğunu ve üzerlerinin kanın kırmızı rengine büründüğünü gördüm
Resimlerin arasında Yağız'ın parçalara ayrılmış olan telefonu duruyordu.
Bunu Yağız mı yapmıştı? Kendine birşey mi yapmıştı? Kafayı yemek üzereydim ama elimden hiç bir şey gelmiyordu
Yere çöktüm ve yerdeki fotoğraflardan birini elime aldım
Atlas ve yağız'ın bebekliği olmalıydı
Emziklerinde isimleri yazıyordu
Ama Yağız'ın emziğinde "ege" yazıyordu.
Belkide 2. İsmi Ege diye düşündüm
Yağız Ege Ateş?Yağız'ı bulduğumda bunu ona soracaktım,bulabilirsem soracaktım.
Yağız'ın telefonunu belki düzelttirebilirim amacıyla alıp çantama koydum. Evden çıktıktan sonra yağmur'un yağdığını fark ettim
Yağmur yağsa ne olur ki artık arabasıyla beni ıslatacak birisi yokHava karardığı için telefoncuya uğramak yerine direkt olarak yarenlere geçtim kapıyı güler yüzüyle banu teyze açmıştı "hoşgeldin zühre'cim" Ona gülümseyip içeri girdiğimde yaren'in annesinin tersine hiç gülmediğini fark ettim
"Yaren iyi misin" cevap vermeyip odasına gitti ve kapıyı üç kez kilitledi
Banu teyze elini omzuma yerleştirdi "Babasıyla tartıştı kızım üzerine alınma" Başımı aşağı yukarı hareket ettirdim "aç mısın? Yemek yaptım" acıkmıştım "hayır banu teyze aç değilim" gülümsedi "kızım ben tek yemek yiyemem gel sende ye hadi"
Banu teyzeyle yaklaşık on dakika süren kavgamızın sonucunda bir anne olarak o galip gelmişti ve bana yemek yedirmeyi başarmıştı
Banu teyzeye bulaşıklar için yardım ettikten sonra banu teyze dinlenmem için bana bir oda vermişti. Onlara ne kadar teşekkür etsem az kalırdı
Telefonuma gelen bildirimle ayağa kalkmam bir oldu
-Sana bir hediyem var zühreciğim biraz büyük olduğu için kargoya veremedim fanustan gelir alırsın egeciği~TİLKİ
Egeciği? Ege?
Ege Yağız'ın ikinci ismiydi ve Yağız şuanda tilkinin yeni kurbanıydıKoşar adımlarla salona geldiğimde banu teyze bakışlarını televizyondan ayırıp bana çevirmişti "birşey mi oldu kızım" nefes nefese kalmıştım bile "arabanı alabilir miyim banu teyze"
Banu teyze çekmeceden anahtarları çıkarıp bana uzattı "dikkatli sür başına bir iş gelmesin" Ona zar zor gülümseyip evden çıkmayı başardımArabanın farları sokağı aydınlattığında arabayı çalıştırdım ve fanus'a doğru sürmeye başladım. Yarım saatin sonunda fanusun önündeydim
Tilki tabelayı çıkarttırmamıştı ve ben buna bile şükür edebilirdim
Ön kapıda korumalar olduğu için arka kapıyı kullanarak fanusa girdim. Her yer çok değişmişti
Tanıdık bir ses konuşmaya başladı "Tilkiyi seçmekle yanlış mı yaptım" gülümsedi "sen fare,ben kedi"
Ona döndüğümde yanında duran volkanı fark ettim ve kafamla işaret ettim "bunun tasmasını fazla açık bırakma saldırganlaşır"
Volkan'ın gözlerindeki ateşi gördüm sanki o an
"Hediyen aşağıda" tilki bana göz kırpıp volkanla birşeyler konuşmaya başladı
Merdivenlerden dövüş yerlerine doğru ilerlediğimde dövüş kafesinin tellerine bağladıkları yağız'ı gördüm
Koşarak yanına gidip ellerini çözdüm ama ben ellerini çözünce yere yığıldı.
Kafasını avuçlarımın içine aldım "yağız iyi misin?" Öksürmeye başladı ve ilerdeki astım ilacını gösterdi, gösterdiği yerdeki ilacı alıp koşarak yanına geldim.