"Sende benim hatalarımdan
birisin"
Mahir ve Ecrin'in kardeş olmasına şaşırmıştım çünkü tesadüfün böylesi garipti. Mahir tok bir sesle "biz zaten tanışıyoruz" dediği için ecrin ve yaren'e nasıl olduğunu anlattıktan sonra içeriye girmiştik.
Bizim yaşlarımızda bir grup genç dans edip edip eğleniyordu, diğerleri masanın üzerinde şişe çevirip içki içiyordu ve bazıları da sadece oturuyordu.
Sanırım sadece oturanların tarafı çok cazip geliyordu çünkü gecenin bu vaktinde beni uyuduğum yerden zorla kaldırıp parti ortamına sokmuşlardı.
"Hadi kalk biraz eğlenelim işte ne var bunda" Yaren'e hayır anlamında kafamı salladığımda eline alkollü bir kokteyl alıp diğerlerinin yanına dans etmeye gitti, bende telefonumdan gelen mesaja baktım.
Bora: Nerdesiniz ve evin kapısını neden açmıyorsunuz?
-partideyiz Bora
Bora: Ne partisi?
Nerede ve kiminlesin? Yaren yanındamı? Nasıl bir ortam?
-nefes almayı dene
Üst katta bir arkadaşımızın evimdeyiz adı ecrin belki tanıyorsundur abisi için parti düzenlemiş bizide davet etti. Yaren yanımda ve ortamda bok gibi...
Bora: Geliyorum Mahir'e dikkat et Yaren'i ondan uzak tut.
-emredersiniz komutanım
Boranın yaren'i mahirden uzak tut demesine anlam verememiştim, bir kaç dakika sonra kapı çaldığında ecrin açmak için kapıya doğru gittiğinde bende peşine takıldım gelen kişi boraydı ve 32 diş gülümsüyordu.
Ecrin de bora'yı görünce gülümsedi "seni davet etmiştim ama gelmeyeceğini söylemiştin"
Bora ecrine kibarca açıklama yaptıktan sonra içeriye geçti.
Ortada dans eden Yaren'i kolundan tutup oturttuktan sonra kendide bizim yanımıza oturdu. Evet başladı şimdi baba nasihatleri...
Yağız Ateş'in anlatımıyla...
Saatlerdir telefon başında Zühreyi aramakla meşguldüm ama ne telefonu açıyordu ne de aramayı reddediyordu.
Başına birşey gelmiş olabileceği düşüncesiyle eski okulun sınıf grubundan Yaren'in telefon numarasını aramaya başladım.
Numarayı bulup aradığımda Yaren de açmayınca oturduğum yataktan kalkıp pencerenin önüne geçtim ve derin bir nefes aldım.
Abimin ölmemiş olma ihtimali vardı ve eğer abim ölmediyse bunu yakın bir sürede öğrenecektim, Zühre telefonu açsaydı ona abimden bahsetmeyecektim çünkü eğer mezar boş çıkmazsa hayal kırıklığına uğrardı. Ona Bora'nın Tilkinin oğlu olduğunu ve aralarına bir amaç için sızdığını söylemeliydim.
Zühre saf bir kız değildi Bora çok iyi bir oyuncuydu.
Mutfağa inip kendime kahve almak istemiştim ama telefonda konuşan banu teyzeyi duyunca duraksadım.
Telefondaki adamın paran hazır gel al dediğini duyduğumda arkamdan gelen bir sesle gerildim.
"Ne yapıyorsun burada" Arkamı döndüğümde didem elinde tepsiyle arkamdaydı "Kahve alacaktım" didem kafasını sallayıp mutfağa gittiğinde, banu teyze hemen telefonunu kapatıp önlüğünün cebine yerleştirdikten sonra mutfağın kapısından hızla çıktı.
