Aşağıya indim. Selma anne tedirgindi. İlk önce ona sormak istedim.
"Selma anne neler oluyor? Bilmem gereken birşey mi var?"
"I şey kızım yok birşey yani önemli birşey yok."
"Selma anne ağzında gevelemede söyle Yağız nereye gitti?"
"Ben bilmiyorum kızım Yağız oğlum gelsin ondan öğrenirsin hem ondan öğrenmen daha iyi."
"Anlaşıldı.." diyerek dışarı çıktım. Kamil kapıdaydı onun yanına doğru gittim.
"Kamil neler oluyor? Yağız apar topar nereye gitti?"
"Yenge hadi sen içeriye gir senin anlayacağın konular değil bunlar."
"Niye ben geri zekalı mıyım Kamil?!"
"Yok yenge nerden çıkardın öyle demek istemedim ben."
"İyi söyle o zaman!!"
"Ya bir mesele işte yenge boşver sen."
"Yağız yine birini falan mı vuracak? Söylesene Kamil!!"
"Ya yok yenge önemli birşey yok hadi sen içeri gir."
Yok bu böyle olmayacak. Kesin kötü birşey olmuştu yoksa Yağız, Hale'yi gözünüzün önünden ayırmayın diye emir vermezdi. Hih! Acaba abim ya da babamla mı ilgiliydi. Onun için mi Hale'yi gözünüzün önünden ayırmayın dedi? Yağız sinirliydi zaten giderken, ya onlara birşey yaparsa? Kalbim birden bire hızlanmaya başlamıştı. Aklıma kötü kötü şeyler getiriyordum. Ne de olsa Yağız sinirlerine hakim olamayan bir insandı ve abim ya da babam yanı ikisinden biri Yağız'ı sinir edecek birşey söylerlerse Yağız kontrolünü kaybedebilirdi. Yok bu böyle olmayacak benim Yağız'ı aramam lazım.
....
O adamın ayağına gittiğim için sinirden delirmek üzereydim. Söylediği yere doğru gidiyorduk. Şimdilik iki araba yeterdi. Eğer iş ciddiye binerse, o şerefsiz beni deli ederse bütün adamlarımı işin içine sokmak kesin kararım.
O sıra telefonum çaldı, o şerefsizdir diyerek telefonumu elime aldım ki arayan Hale'ydi. Ona beni beklememesi, uyuması gerektiğini söylememe rağmen beni dinlemiyordu işte ve beni dinlememesi beni gerçekten deli ediyor.
"Efendim Hale!!"
"Yağız, aşkım nerdesin?" dedi ürkek bir ses tonuyla, endişelendiği belliydi. Ona şu an ne kadar sinirlenmiş olsamda bu ses tonu yumuşamamı sağlamıştı, zaten Hale'ye kolay kolay sinirlenemiyordum o da ayrı bir mevzuydu.
"Sana uyuman gerektiğini söylemiştim Hale, neden beni dinlemiyorsun?"
"Be-ben şey seni merak ettim Yağız aniden evden gidince..."
"Beni merak etme Hale gelecem dedim sana."
"Peki nereye gidiyorsun?"
"Güzelim amma soru sordun ya gelince konuşuruz tamam mı kapatmam lazım."
"Tamam peki. Gelince anlatacaksın ama tamam mı?"
"Tamam bitanem tamam söz hadi kapatıyorum, iyi geceler."
"Sana da." dedi ve kapattım.
....
Kafamda anlam veremediğim bir sürü soru vardı, daha fazla panik olmamak için uyumayı tercih ettim.. Yarın zaten nasıl olsa Yağız'dan öğrenecektim diyerek kendimi de ayrıca motive ettim.
....
Fabrikaya ulaştığımda arabadan indim, adamlarımda diğer arabadan iner inmez ceplerindeki silahları çıkardılar, onlara elimle dur işareti yaptım önce anlayalım bakalım Çetin itinin karın ağrısı neymiş?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN KARANLIK YÜZÜ
Novela JuvenilKoşuyordu.. Hale ailesinden kaçmak için arkasına bile bakmadan koşuyordu. Hoş arkasına bakacak vakti bile yoktu zaten. Ana yola vardı. Karşıdan siyah bir arabaya eliyle dur işareti yaptı. "Bana yardım et beni buradan kurtar. Lütfen." Arabaya bindi...