Cinselik ve şiddet barındırmaktadır. ŞERARE YENİ ADIYLA TEKRAR YAYINDA
"Baban benim altımda yattığını duyarsa ne olur sanıyorsun?" Anlayışlı adam gitmiş, üzülmemden ve acı çekmemden zevk alan adam geri gelmişti. Fakat sert şekilde içimde hareket ede...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Ne?" Diye fısıldadım. Daha yeni mi başlıyorduk? İnan senim gibi yakışıklı tuhaf fantezileri olan bir adamın yaptıklarını bünyem en fazla bu kadar kaldırır. Düşüp bayılabilirim.
Onun için anlamsız gibi görünen, 'Daha yeni başladık,' dediği şeyler, benim hayatımda unutulmayacak deneyimlerdi. Şimdiden hayatım boyunca unutmayacağım şeyler yaşattı bana.
Belimdeki dokunuşuyla nefesiz kalırken onunla bir saniye daha geçireceğim taktirde onun tuzağına düşeceğimi hissettim.
Dudaklarımı araladığımda adını bilmediğimi fark ettim. Ben ona yakışıklı esmer desemde, ona böyle hitap edemeyeceğim aşikardı.
"Beyfendi," dedim, nasıl sesleneceğimi şaşırarak. "Siz istediğiniz borcun karşılığını aldınız ben de ödedim. Daha fazla uzatmaya gerek yok."
Dediklerim bir şiirden ibaretmiş gibi ellerini kalçamın üzerinde gezdirdi, başını boynuma gömdü. Dudakları boynuma değdiğinde, içgüdüsel olarak dudaklarımı hafifçe ısırdım. Başımı arkaya doğru attım, öpeceği alanı genişlettim.
İronik sesiyle, "Küçük hanım," diye seslendi, küçük hanımın karşında erimekle meşguldü. "Sen bu odaya kimsenin borcunu ödemek için gelmedin, aptal bir intikam duygusuyla hareket etmiş olsanda benimle si*işmek için geldin. İstediğin için geldin." Yutkunurken kulağıma doğru fısıldadı. "Birbirimizi gördüğümüzden beri arzuladığımız şey bu değil miydi?"
Bir fısıltının böylesine büyüleyici etkisi olduğunu tahmin etmezdim. Doğruyu söyleyip söylemediğini düşünecek kadar cesaretim de yoktu.
"Farkındasın değil mi, bu gece canım sıkılana kadar benimsin. Usulu bir kız ol, ve ne istersem onu yap." Dudakları tenimi okşayarak dudaklarıma kadar geldiğinde nefesimi tutum, dudakları dudaklarıma değidi. "Yapacaksın değil mi?"
Gözlerimi kırpıştırdığımda, "Şimdi," dedi, ikna olduğumu farkındaydı. "Elbiseni çıkar."
Beni bırakıp az önce oturduğum yere oturduğunda, çıkıp gidebilirim fakat hissettirdiği özgürlüğün ardında bile, içimde bir zincir gibi hissettirdiğini anladım.
Tüm Vegas'ın manzarasını gösteren boydan boya uzanan camlara bakarak iç geçirdim. Perdelerle kapatılmamışlardı, tamamen açıktılar. Kendimi rahatsız hissederken, "İçerisi görünmüyor," dedi, sesinde içimi okuyan bir ton vardı. "Eğer gözükseydi, seni buraya getirmezdim."
Küfürsüz cümle kurabiliyormuş.
Gözlerinin harelerimde gezinmesiyle birlikte, karşısında durduğumda, elbisemin ince askılarına dokundum. Bu yabancıyla hiç tanışmamış olmama rağmen, onun önünde soyunmak garip bir hissiyat yarattı. Ancak, ne olursa olsun, bu adamın bana yaşatacağı her şeyi tatmak istiyordum. Belki yarın pişman olacağımı bile bile, içgüdülerime kulak verdim.
