BÖLÜM ALTI

10.7K 407 159
                                    

BÖLÜM ADI
BUZDAN ŞATO

BÖLÜM ADI BUZDAN ŞATO

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dört gün sonra

Ofis odasinın geniș penceresinden süzülen güneş Işığı, genç adamın masasında dizili dosyalara yumuşak bir aydınlıkla düşüyordu. Ayaklarını masanın köşesine uzatmış olan genç adam telefonunu dikkatlice inceleyerek hafif bir tebessümle gülümsemekteydi.

Telefonun ekranında, göğsünde huzurlu bir șekilde uyuyan genç bir kızın fotoğrafı parlıyordu. Adamın gözleri, fotoğrafa bakarken yumuşak bir ışıltıyla parladı. Kızın uykusundaki huzur ve adamın yüzündeki gülümseme, 0 anıların mutluluk dolu olduğunu gösteriyordu. O an, önemli işlerin ve dosyaların ötesinde, bu fotoğrafa sığdırılmış genç kıza bakmak istiyordu.

Fotoğrafı kaydırdı ve başka bir fotoğraf göründü.

Telefonun ekranında, çiçek ve çilek desenli nevresim örtüsüyle örtülü bir genç kızın yarı çıplak görünen bedeni vardı. Genç adam, göğüsünde uyuyan kizın çıplak kızın ğöğsünü elinin içinde nazikce tutuyordu. Dudaklarının arasındaysa yarıya kadar içilmiş bir sigara bulunuyordu ve tebessümle gözlerini kısarak kameraya bakıyordu. Genç kız ise fotoğrafta derin bir uykuda gibi duruyordu. Yüzündeki huzurlu ifade, belki de rüyalarında bulduğu mutluluğun bir yansımasıydı.

Ofis sessizdi, sadece pencereden süzülen hafif rüzgarın sesi ve genç adamın düșünceli solukları duyuluyordu. Gülümsemesi yavaşça solarken derin bir iç çekti.

O sabah, genç kızı yanında getirmeyi yürekten istedi; ancak nafile, bir çözüm bulamadı. Genç kızin evinde babası bulunduğu için, onu sessizce çıkarmak mümkün değildi. Genç kız evden ayrıldığında, babası kızına kızar ve onunla başka sorunlar yaşardı.

Kizin kokusuyla dolu yataktan kalktığında içinde kararsızlık belirdi; birkaç saniye boyunca zihninde, o evde gizlice yașamanın bile cazip gelebileceği anılar düșündü. Ancak anlamsız bir mesele nedeniyle amcası onu istanbul'a geri çağırmıştı ve bu yüzden tereddüt içinde kalmıştı.

"Yașlı ihtiyar," diye homurdanmıştı, içinden gırtlağına sarılası gelmiști. Zaten gözü hiç tutmamıştı, kızın babasını. "Sen olmasaydın, yanımda götürüyor olurdum."

Gömleğinin düğmelerini kapatırken, yatağında çıplak bir șekilde uyuyan kıza doğru adımlarken hafifçe fisildadı, "Uyan bebeğim." Kızın dudaklarına yaklaşırken, kız yarı uyanık bir halde hareket etti ve homurdanarak tepki verdi. Adam bir
kez daha seslendi, "Nur, bebeğim."

Dudaklarını kızın dudaklarına yapıştırdı. Nazik ve hızlı bir öpücük değildi, kızın uyanmasından endişe duymuyordu. Tam tersine uyansın diye daha ısrarcı öptü. Şayet kız uyanırsa, gitmeden önce son bir defa birleşme fırsatı olurdu. Kızdan küçük bir karşılık aldığında öpüşmesi șehvetli bir hal aldı.

GÜNAHIN İFTİHARI +18  (ŞERARE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin