Cinselik ve şiddet barındırmaktadır. ŞERARE YENİ ADIYLA TEKRAR YAYINDA
"Baban benim altımda yattığını duyarsa ne olur sanıyorsun?" Anlayışlı adam gitmiş, üzülmemden ve acı çekmemden zevk alan adam geri gelmişti. Fakat sert şekilde içimde hareket ede...
NOTTTT; kitapta geçen siyasi insanlar gerçek değildir, kurgusal bir hükümettin kurgusal siyasileridir. ek olarak ailenin siyasi konumları ve zengin olmalarının sebebi ailenin otoritesini vurgulamak, başka hiçbir amacı yoktur, burada da siyaset tartışmaları yapmayınız. BU KONUYU BAŞKA HİÇBİR YERE ÇEKMEYİNİZ.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Eğer başlangıcın bir anlamı varsa, sonunu bilerek göze almak mantığa sığar mı?
"Nur," diye seslendi, karanlık bakışlarıyla beni boğarken. "Neden sustun, bir şey söyle."
Arafta soğukta donarken, karanlık gözlerinin içinde hem cennetimi hem de cehennemimi aynı anda gördüm. Ağzımdan çıkacak olan söz için ortalığı yakacakmış gibi tetikteydi, aynı zamanda söyleyeceğim tek söz için beni yıkmak için hazırda bekliyormuş gibi bakıyordu.
"Aldırırız," dedim, onun gibi soğuk bir sesle değildi, içim titreye titreye. "Merak etme, hamile kalmam. Kalırsam da başına bebek bırakmam."
Göğsü yavaşça kalktığında ciğerlerine derin bir nefes aldı, "Asma o güzel suratını. Öyle bir şey kastetmediğimi biliyorsun," dedi, çektiği nefesi yavaşça verdi. "Çocuk yaparken yanındaysam aldırırken de yanında olacağımı söylüyorum. Şayet beni kandırıp hamile kalma derdinde olacağını düşünseydim seni yatağıma almazdım."
Gözlerimi kırpıştırdım, ne zaman böyle şeyler, ihtimaller düşünecek vakti olmuştu? Ben onunla tanıştığımdan bu yana olanları düşünmeye vaktim olmamıştı.
"Yüzümü asmadım," dedim, dudaklarım iki yana zorlukla açılırken, "Ayrıca o laf çocuk büyütürken de yanındayım olmalıydı." Dedim, gülümsemek için kendimi zorladım.
Sırtını kanepeye geri yasladığında belimdeki elini çekip sigara paketinden bir dalı çıkarıp dudaklarına sıkıştırınca aynı paketten çıkardığı çakmağıyla yaktı. Eli tekrar belimi bulurken diğeriyle sigarasını tutu. Zehirden derin bir nefes çektikten sonra üfledi. O saniyelere hipnozlanmış gibi bakarken onun bakışları karşısına sabitlenmişti.
Damarlarımdan bilmediğim bir his akarken birden kendimi bir güzün içinde hissettim. Sanki yine önemsenmeyen, istenmeyen oldum. Murat'ın beyaz, cansız duvara sabitlediği bakışları bu duyguyu daha yoğun hissetmeme yardımcı olurken kalkmak için bir hamle yaptığımda belimi sıkıca kavradı, fakat yine bakmadı.
Daha bir kaç dakika önce gözlerimin içinde kaybolurken şimdi önemsiz oluşumu hissetmek epey ağır bir duyguydu.
Neden bakmıyordu? O beyaz, cansız duvarda bu kadar derin bakacak ne vardı?
"Bana da versene?" Dedim, dudaklarımı hafifçe kıpırdatarak. Küçücük bir kaş hareketiyle neyden söz ettiğimi anlamadığını belirtirken bakışları bana yönelmedi. "Sigaradan bir dal versene."
