Cinselik ve şiddet barındırmaktadır. ŞERARE YENİ ADIYLA TEKRAR YAYINDA
"Baban benim altımda yattığını duyarsa ne olur sanıyorsun?" Anlayışlı adam gitmiş, üzülmemden ve acı çekmemden zevk alan adam geri gelmişti. Fakat sert şekilde içimde hareket ede...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ciğerlerim, içimi dolduran rüzgarın şiddetiyle savrulan sigara dumanıyla doluyordu. Araba hızla ilerlerken, Murat denen adamın elindeki sigara yavaşça sona yaklaşıyordu. Ucu yanan sigara dudakları arasında giderek yavaşça tükeniyor, geriye külden ibaret zimmet kalıyordu.
Dudakları arasından son defa nefesini çekip ardından sigarayı açık camdan dışarı savurdu. Sigara izmariti ardında bir duman bulutu bırakmıştı. Araba içinde sessizlik hüküm sürüyorken, yalnızca öfkeli nefes alışverişlerimiz duyuluyordu. İkimizin de öfke damarı kabarmış, tahammül sınırımızın sonuna ulaşmıştık.
Murat denen adam beni sırtına alarak arabaya taşımıştı. Son anda çantamı almayı başarmıştım, fakat yalın ayaktım. Onunla olmak istemiyordum, görmekte duymakta... fakat daha fazla direnmemeye karar verdim, belki de yüzüne karşı söyleyeceklerim dudaklarımdan dökülürdü.
Murat denen adamın ani bir hareketi dikkatimi çekti, göz ucuyla ona baktım. Cebinden telefonunu çıkardı, ekrana hızla dokundu ve sonra telefonu kucağıma fırlattı.
"Açıkla!" Murat'ın sert sesi arabanın içini doldurdu.
Derin bir nefes alarak ciğerlerimdeki havayı boşalttım ve onun sigara dumanının karıştığı kokuyu içime çektim. İçimde bir tür bıkkınlık hissettim. Bana inanmayacaktı, fotoğraftaki bu adamın Yavuz olduğunu sandığına emindim. Üstelikte bana 'fahişe' demiş birine neden kendimi açıklayayım ki?
"Açıklamak isteyeceğim bir şey yok! Her şey zaten açık ve net değil mi?"
Bana fahişe diyerek 50 dolara layık görüp Didem'in kolarına koşmuş, belkide daha önce de girmişti. Bu ihtimali düşündükçe aptalca bir kırılganlık hissedip gözlerim dolmaya başladı. Camın soğuk yüzeyine doğru bakıp dolan gözlerimi Murat denen adamdan saklarken bir damla yaş yanağımdan süzüldü.
Cevabımdan birkaç saniye sonra öfke dolu sesi, arabayı doldururken, "Lan sen benim beynimi sikecek misin?" dedi, arabayı hızlı bir manevra ile kenara çekti ve durdu. Bir süre sessizce nefes aldı, ben suratına bakmayınca sesi önceki sertliğinden daha sakin bir tona döndü. "O sikik fotoğraftaki kişinin sen olmadığını biliyorum, küçük hanım."
Şok içindeki yüzümle ona dönerken, sert bakışları gözlerime hapsoldu. "Ben senin her zerreni ezberledim küçük hanım." dedi tek nefeste. "Ellerim her kıvrıma dokundu. Defalarca öptüm, okşadım. Sen olmayacak kadar dolgun ve esmer, ayrıca kalçaların bu kadar aralık değil. Senin kalçaların küçük, dolgun ve bitiş çizgisinin hemen altında küçük bir ben var."
İlk bakışta bana çok benzeyen fotoğrafa ben bile şaşırıken, onun ayırt etmesine ağzım açık kaldı. Öfkeyle dolu yüz hatları yavaşça yüzüme yaklaştı.
