Çisem hala ortada yoktu ve benim içim hiç rahat değildi. Herkes nasıl sakin kalıyor aklım almıyor. Çisem yok ve herkes hayatın yaşıyor. kafayı yemek üzereydim. Kimse kafaya bu kadar takmıyor mu?. Dün berke de bir gariplik vardı. Ama neydi?. Bu gün buluşacaktık ve hala plan duruyordu.
Gitsem mi? Gitmesem mi.? Diye arada kalmışken ne yapacağım bilmiyordum. Derin düşüncelere dalarken çalan telefonum bunu engelledi. Arayan kişi ise şaşırmadı.
AŞKIM 🖤. Neden siyah kalp koyduğum bilmiyordum. Daha fazla oyalanmadan telefonu açtım.
"Aşkım geliyorsun dimi bu gün buluşmaya." diye bir soru yöneltti.
"Gelicem yakışıklım merak etme." Dedim onu rahatlatmak adına.
Onun yanından ise bir yardım çığlığı koptu. Ve berke anında telefonu kapattı. Ne? Neden kapattı ki?. "Yoksa o. Yok canım yok kafayı yedim. Kardeşini neden kaçırsın ki?." Anlamıyorum neden kapattı niye yani?. Aniden telefonumu elime aldım ve rehbere girdim. Elim o isme gitti:
AŞKIM 🖤. "Hadi ama rabia neden yapsın bunu. Ya yaptıysa?." Kafamdaki soruları sildim ve kalkıp hazırladım. hazırlanıp dışarı çıktım ve buluşacağımız yere doğru yürümeye başladım....Çisem'den.
UYARI!-SİDDET İÇERİR.-
Ellerim bağlı soğuktan vücudum donmak üzere. elinde kırbaç ile içeri giren bi adam hatırlıyorum. yüzünü net göremedim bi anda sırtıma vurmaya başladı. kurtulmaya çalıştım olmadı. ellerimi kurtarmaya çalıştım olmadı. bağırdım kimse duymadı yalvardım beni bırakmasını istemdim tek dileğim bu işkenceden kurtulmaktı. yüzüme yüzüme tokat vurulduğunu hatırlıyorum kimse beni duymadı. o adamda bana acımadı vurdu bir daha vurdu ve bir daha bir daha acı içinde bağırdım. ağladım tekmeler yedim burnum kanadı. dudağım patladı yüzüm morluklar içinde ama beni kimse duymadı. beyaz bir odadaydım kafayı yemek üzereyim. kurtuluşu olmayan bir yerdeydim. sanki sırtımın yandığını hissettim. ağladım bağıra bağıra ağladım ama
Elim kolum bağlı başımda iki adam kurtulmam imkansız gibiydi.
Kim tarafından kaçırıldım onu'da bilmiyordum ve ne için kaçırdığı mı da.....
Rabia'dan.
Uzun bir yolun ardından kendimi sorgulamaya başladım. Hayat neden böyleydi ve ben niye buradaydım?
Bu sorgulama çoğu zaman herkesin aklında. Ama benim aklımdan hiçbir zaman gitmedi durup duruyor. Yolda kulaklarıma kulaklıklarımı takıp kendimi bu hayattan soyutlamaya başladım. Neden bu hayatı yaşamak zorunda bırakılıyordum anlamadım hiç bir zaman. Neden? Niye? Niçin? Bunu yaşıyordum. Ölüm daha basit ama ölüm olmaz kendi ölümünü kendi ellerimle yapamam.
Hayat beni bu kadar ağlamıştı ki,
Nefes alırken bile zorlanıyordum.
Yolda giderken berke'yi görmüştüm,ve onun yanına ilerledim.
"Hoş geldin güzelim." Dedi sakin bir sesle.
"Hoş buldummm." Dedim ona ve bir anda dudağımı öptü.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun?."
"Ne yapmışım?"
"Beni öptün."
"Evet."
"Neden?"
"İçimden geldi."
"Senin içini...."
"Çok ayıp."
"Aslı sana ayıp sapık herif canın istedi diye önüne gelen herkesi öpüyor musun sen?"
"Elbette hayır, önüme gelen herkesi öpmüyorum,sadece seni öpüyorum."
Arkamı döndüm ve hızlı bir şekilde yürümeye başladım.
"Ya Rabia dur ya,dur." Dedi ve ona döndüm.
"Ne oldu işte bana yetiş, gidicez." Dedim sakin bir şekilde.
"Ya nereye gidicez?"dedi meraklı bir tını ile tekrar ona döndüm.
"Sus ve takip et."dedim.
Ev yolunu tutum ve eve doğru yöneldim.
Eve gelmiştik ve odama geçtim berke ise şaşkın bir ifadeyle etrafa bakınıyordu.
"Neden geldik buraya." Arkadan bir kahkaha yükseltim.
"Oyun oynıyacağız." Dedim ve aldığım su tabancasına yöneldim.
"Bak Rabia sakına su olmaz!" Dedi temkinli bir sesle.
"Olur olur heheh." Dedim gülerek.
"Pekâlâ o zaman bittin güzelim." Dedi eğlenceli bir tınıyla.
"Ha ha ha çok komik güleyim de boşa gitmesin." Dedim ve kahkaha atmaya başladım.
"Akşam maça gideceğiz."dedi eğlenceli bir tınıyla.
"maçı, kimin maçı ve neden gidiyoruz?" Dedim ve bütün sorularım sıraladım.
"Birinci soru: şampiyonluk maçı, ikinci soru: Galatasaray, üçüncü soru: şampiyon olacağımız için gidiyoruz." Dedi ve tüm sorularıma yanıt verdi.
Garip gelmişti ilk defa değil ama, ilk defa sevdiklerimle maça gidecektim.
Ummadığım bir anda yüzüme soğuk bir su çarptı ve bir anda irkildim.
"Lan n'oluyo." Dedim ve berkenin suratına baktım ve eşşek gibi sırıttıyordu.
Ve tam o sırada kapı çaldı ve kapıya doğru ilerleyen berke yerde su olduğunu görmediği için düştü.
"Ananı satıyım ya bu ne?" Dedi ve kahkaha atmaya başladım.
"Gülme!" Dedi sinirli bir şekilde bende ona inat gülmeye devam ettim.
"GÜLME!" Diye anırdı ve bende gülmeye devam ettim.
Ayağa kalktı ve yanıma geldi bir anda dudaklarıma yapıştı.
Şaşkın bir halde ona baktım ve geri çekildi.
Kapı çaldı ve benden uzaklaştı.
"Allah belanı versin berke git kapıya bak lan." Dedim şaşkınlığımı gizlemeye çalışarak.
Beni arkasında bıraktı ve kapıya ilerledi.
Gelen kişiler; çağan,Aleda,belin, yankı,ege ve o gelmişti yüzünde az da olsa izler ve yaralar vardı gelmişti bulunmuştu.
O gelmişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümün İzleri
ParanormalAleda,beril ,çisem,Rabia, Berke ,çağan ,ege ve yankı'nın maceralarına sizde katılmak isterimisiniz? --- Merhaba arkadaşlar, Rabia, Berke, Aleda, Beril, Çisem, Çağan, Ege ve Yankı olarak, birlikte yeni maceralara atılmak için bir araya gelmeye karar...