5. Bölüm: Anka'nın doğum günü

114 25 3
                                    




Dün gece Görkem'i nasıl atlattım bilmiyorum ama neyse ki bir şeyler geveleyerek konuyu kapatmasını sağlayabilmiştim. Şimdi hiç içeri gidip konuyu tekrar açma tehlikesiyle karşılaşmak istemiyordum. O yüzden elimden geldiğince yavaş bir şekilde hazırlandım. Gömleğimin üzerine mavi bir tulum giydim. Saçlarıma fön çektim. Günlük makyajımı yaptım. En sevdiğim parfümümden sıktım. Derin bir nefes alıp kapıyı açtım. İnanamayansınız ama Görkem gene ayaktaydım.

"İkinci kere benden önce ayaktasın. İşte şu an gerçekten meraklanmaya başladım."

"Ben bir meraklanmaya başlarım sonun olur."

Ne kadar tehlikeli bir ifade kullandığımı fark ettiğim an sustum.

"Dört tane tost yapıyorum."

"Dört mü? Kim geliyor."

Tam o sırada kapı çaldı. Görkem başıyla kapıyı işaret etti. Misafirimiz olduğunu bilmiyordum. Kapıya doğru yürüyüp kapıyı açtım. Karşımda Yelda ile Ayça'yı gördüm. Ayça'nın kim olduğunu bilmeyenler için Ayça Anka'nın ondan beş yaş küçük olan kız kardeşi. Beni asıl şaşırtan Ayça olmuştu.

"Ayça?"

"Günaydın Gül abla."

"Günaydın canım. Ne zamandır konuşamıyoruz. Hangi rüzgar attı seni buraya?"

"Görkem abi çağırdı."

Tostların başında duran şüpheli şahısa gizli bir bakış attım.

"Görkem abin mi çağırdı?"

"Evet hep sen çağırırdın. Ben de şaşırdım."

"Geç canım. Aç mısın. Görkem abin tost yapıyor."

"Ay evet, kurt gibi açım."

Ayça ayakkabılarını çıkarıp içeri geçti. Ben de o zaman kikirdemesine engel olamayan Yelda'yı daha net bir şekilde gördüm.

"Tahmin edeyim gene barıştınız."

"Tabisi canım."

Bir an durup konuşmaya devam etti.

"Sen nereden biliyorsun?"

"Altıncı his diyelim. Hadi geç içeri."

Yelda da ayakkabılarını çıkarıp içeri geçti. Görkem masayı kurmuştu. Domates, peynir, salatalık, çeşit çeşit reçeller her şey vardı.

"Tostlar hazır hadi masaya."

Ayça ile Yelda masaya oturdu. Ben de yanlarına.

"Anlat bakalım Görkem bey. Misafir hiç sevmeyen sen neden Ayça ile Yelda'yı kahvaltıya çağırdın?"

"Aslında Elvan ile Hazan da gelecekti. Elvan bugün biriyle buluşacakmış. Telefonu açtığında baya bir acele içindeydi. Hazan da ailesinin yanına gitmiş"

"Ablam?"

Diye sordu Ayça.

"İşte konu da tam olarak o. Bugün ayın kaçı?"

"On beşi."

On beşi. Olamaz bunu nasıl atlamıştık. Haftaya Anka'nın doğum günüydü.

"Olamaz. Nasıl atladık ya?"

Dedim dehşete düşmüş bir şekilde.

"Ayy."

Rüzgâr gülüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin