6. Bölüm: Mavi Gri

78 22 2
                                    




Gecenin geri kalanını pasta keserek, yemek yiyerek, sohbet ederek geçirdik. Rüzgar'ın eline sağlık yemekler gene muhteşem olmuştu. Özel olarak Anka'nın en sevdiği yemekleri yaptırmıştım. Ama şu an yemekler Anka'nın umurunda değildi. Başka zaman olsa artık bırakmayacak Yelda ağızını bile sürmemişti çünkü hala Görkem'in hediyesinin şokundaydı. O kadar mutlu olmuştu ki. Bu zamana kadar aldığı en unutulmaz hediyelerden biri olduğuna emindim. Görkem çok büyük ve güzel bir adım atmıştı. Yıllar önce olması gerektiği gibi... Tatile beraber gidecek olmaları aralarında bir ilişki başlaması ihtimalini arttıracaktı. Hatta o tatilden el ele kol kola döneceklerine adım kadar emindim. Masaya sinirle bırakılan telefon sesi güzel düşüncelerimi bölüp dünyaya dönmeme neden oldu. Telefonun sahibinin Yelda olduğunu anlayınca her zamanki ayrılıklardan biri olduğunu anlamam çok sürmedi.

"Ne oldu Yelda?"

"Manyağa bak ya Piskopat."

"Ne oldu?"

"Ya ya sen kimsin?"

"Sesim oraya geliyor mu?"

"Ben seni hele bir elime geçireyim hadsiz."

"YELDA CİDDİ MİSİN YOKSA KULAK DOKTORUNDAN RANDÖVÜ ALMAMI İSTER MİSİN?"

Transa geçmiş ve beni duymayan arkadaşımı nazik bir şekilde uyardıktan sonra cevabını beklemeye başladım. Yüzü gerçekten hüzünlü bir hal almıştı.

"Biliyorsun Karan haftaya Cumartesi annem ve babamla tanışacaktı.  Az önce mesaj attı. Beyfendinin başka acil işleri varmış. Ne biliyor musun o iş? Derbiye gitmek. Ya ben burada anneme babama bir erkek arkadaşım var demişim, sizinle tanışmak istiyor demişim, tarih vermişim. Sen ne derbisinden bahsediyor Allah aşkına? Ben ailemin yüzüne bir daha nasıl bakarım düşünmeden bana bunları söyledi inanabiliyor musun? Ama ben onun annesiyle tanıştım. Hiç böyle bir şey yapmadım. Ben de arkadaşlarımla spa randevum var erteleyelim diyebilirdim. Ama demedim. Çünkü ben şerefli bir insanım onun gibi şerefsiz değil."

Tüm bunları ard arda söyleyince üzerime biri bilgi kusuyor gibi olmuştu.

"Acaba sormasa mıydım?"

"Sence haksız mıyım?"

"Bir şey anlamadım ki yorum yapayım. Yeldacığım rica etsem sakin sakin, tane tane tekrardan anlatır mısın?"

"Bu Cumartesi Karan benim ailem ile tanışacaktı. Ben aileme erkek arkadaşım olduğunu, onlarla tanışmak istediğini söylemiştim. Az önce derbiye gideceği için gelemeyeceğini yazmış. Ben onun ailesi ile tam planladığımız saatte tanışmıştım. Ona böyle bir saygısızlık yapmamıştım. Ben şimdi böyle büyük bir saygısızlığı hak ettim mi?"

"Heh şimdi anladım. Bence her zaman olduğu gibi sen haklısın. Sözünde durmamış. Bunu söylemek biraz garip ama futbol ve sen arasında bir tercih yapmış ve maalesef seni seçmemiş."

"Değil mi? Futbol mu ben mi yazmama iki dakika var."

"Sen gene öyle yazma ama Karan'ın bana değer vermediğini gösteren işaretler defterinin bir köşesine yaz. Mutlaka bulunsun."

Yelda söylediğim sözle afalladı.

"Yani şu cümleyi kurarken harcadığın nefese yazık."

"Aslında doğru diyorsun. O herife nefes harcamak benim de içime sinmed.i"

"Gül."

"Efendim canım?"

Rüzgâr gülüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin